HOME PREVIOUS NEXT
Okut

KUR'AN: Secde Suresi ; Sure 32, Ayet 13


Ahmed Raza Khan: Mohammed Aqib Qadri:
And had We willed We would have given every soul its guidance, but My Word is decreed that I will certainly fill hell with these jinns and men, combined.


Elmalılı-orijinal 32:13. Eğer dilemiş olsa idik her nefse hidayetini verirdik ve lâkin benden şu kavil hakk oldu: elbette ve elbette Cehennemi dulduracağım bütün Cinlerle İnsanlardan

Elmalılı 32:13 - Eğer biz dilemiş olsaydık her nefse hidâyetini verirdik. Fakat benden: "Bütün insanlar ve cinlerden cehennemi elbette dolduracağım." sözü hak olmuştur.

DiyanetMeali 32:13. Biz dilesek herkese hidayet verirdik, fakat cehennemi tamamen cin ve insanlarla dolduracağıma dair Benden söz çıkmıştır.

DiyanetVakfı 32:13. Biz dilesek, elbette herkese hidayetini verirdik. Fakat, "Cehennemi hem cinlerden hem insanlardan bir kısmıyla dolduracağım" diye benden kesin söz çıkmıştır.

Ömer.N.Bilmen 32:13 Ve eğer dilemiş olsa idik her nefsi elbette hidâyete erdirirdik. Fakat elbette ki, «Cehennemi bütün cinlerden ve insanlardan dolduracağım» sözü Benden hak olmuştur.

SuatYıldırım 32:13 – Eğer dileseydik bütün insanlara hidâyet verir, doğru yola koyardık.Lâkin “Cehennemi cinlerden ve insanlardan bir kısmıyla dolduracağım” hükmü kesinleşmiştir. [10,99]

İbni Kesir 32:13 Eğer Biz isteseydik; herkesi elbette hidayete erdirirdik. Fakat: Cehennemi tamamen cinn ve insanlarla dolduracağım, diye Benden hak söz sadır olmuştur.

Muhammed Esed 32:13 Eğer dileseydik her insanı doğru yola ulaştırırdık: [Dipnot 12] fakat [böyle olmasını dilemedik -ve sonuçta] şu vaadim doğru çıkacak: “Cehennemi mutlaka görünmeyen varlıklar ve insanlarla dolduracağım!” [Dipnot 13]

[Dipnot 12] Lafzen, “mutlaka her insana (nefs) hidayet verirdik”, yani zorla da olsa: fakat insanı doğru ile yanlış arasında tercih yapma yeteneğinden ve dolayısıyla bütün ahlakî sorumluluğundan koparmış olacağı için, Allah, rehberliğini (hidayetini) herhangi bir kimseye zorla “empoze” etmez (karş. 26:4 ve ilgili not Yani: “26:4 Eğer dileseydik, onlara gökten öyle bir alamet indirirdik ki, onun karşısında boyunları bükülür, hemen baş eğerlerdi” ve ilgili not: [Ama insanın inanmasının manevî/ahlakî değeri, bu inancın bir zorlamanın değil, serbest ve özgür iradenin ürünü olmasına bağlı olduğuna göre, “göklerden indirilen” görünür ya da işitilir bir “alamet/işaret”, karşı durulmaz aşikarlığıyla bu serbest irade ya da seçim ögesini ortadan kaldırır ve dolayısıyla insanın mesaja olan inancını ahlakî değerinden ve anlamından yoksun bırakırdı.]).

[Dipnot 13] Bkz. 7:18 ve keza 11:119'un son paragrafı. “Görünmeyen varlıklar” (cinn) konusunda bkz. Ek III.