Elmalılı-orijinal 73:1 Ey o örtünen (Müzzemmil)!

Elmalılı 73:1 - Ey örtünen! (Peygamber)

DiyanetMeali 73:1-4 Ey örtünüp bürünen! Gecenin yarısında, istersen biraz sonra, istersen biraz önce bir müddet için kalk ve ağır ağır Kuran oku.

DiyanetVakfı 73:1 Ey örtünüp bürünen (Resûlüm)!

Ömer.N.Bilmen 73:1 Ey örtüsüne bürünüp örtünen (Resûl-i Zîşan)!

SuatYıldırım 73:1 – Ey örtüsüne bürünen Resulüm!

İbni Kesir 73:1 Ey örtüsüne bürünen;


Elmalılı-orijinal 73:2 Kalk gice, meğer biraz

Elmalılı 73:2 - Gecenin birazı hariç olmak üzere geceleyin kalk (namaz kıl).

DiyanetMeali 73:1-4 Ey örtünüp bürünen! Gecenin yarısında, istersen biraz sonra, istersen biraz önce bir müddet için kalk ve ağır ağır Kuran oku.

DiyanetVakfı 73:2 Birazı hariç, geceleri kalk namaz kıl.

Ömer.N.Bilmen 73:2-3 Geceleyin kalk, birazı müstesna. Onun yarısı (kalk) veya ondan biraz eksilt (yarısından az kalk,

SuatYıldırım 73:2 – Geceleyin kalk da, az bir kısmı hariç geceyi ibadetle geçir. [32,16; 17,79; 76,26]

İbni Kesir 73:2 Gecenin birazı müstesna kalk.


Elmalılı-orijinal 73:3 Yarısı, yâhud eksilt ondan biraz

Elmalılı 73:3 - Gecenin yarısında kalk, yahut yarısından biraz eksilt.

DiyanetMeali 73:1-4 Ey örtünüp bürünen! Gecenin yarısında, istersen biraz sonra, istersen biraz önce bir müddet için kalk ve ağır ağır Kuran oku.

DiyanetVakfı 73:3 (Gecenin) yarısını (kıl). Yahut bunu biraz azalt.

Ömer.N.Bilmen 73:2-3 Geceleyin kalk, birazı müstesna. Onun yarısı (kalk) veya ondan biraz eksilt (yarısından az kalk,

SuatYıldırım 73:3-4 – Duruma göre gecenin yarısında, veya bundan biraz daha azında veya fazlasında ibadet etmen de yeterlidir. Kur’ân’ı tertîl ile, düşünerek oku.

İbni Kesir 73:3 Yarısından veya ondan biraz eksilt.


Elmalılı-orijinal 73:4 Yâhud artır ve Kur'an oku, tertil ile yavaş yavaş güzel güzel

Elmalılı 73:4 - Veya bunu artır ve ağır ağır Kur'ân oku.

DiyanetMeali 73:1-4 Ey örtünüp bürünen! Gecenin yarısında, istersen biraz sonra, istersen biraz önce bir müddet için kalk ve ağır ağır Kuran oku.

DiyanetVakfı 73:4 Ya da bunu çoğalt ve Kur'an'ı tane tane oku.

Ömer.N.Bilmen 73:4 Veya onun üzerine artır ve Kur'an'ı güzelce tertip ile açıkça oku.

SuatYıldırım 73:3-4 – Duruma göre gecenin yarısında, veya bundan biraz daha azında veya fazlasında ibadet etmen de yeterlidir. Kur’ân’ı tertîl ile, düşünerek oku.

İbni Kesir 73:4 Yahut biraz artır ve Kur'an'ı yavaş yavaş oku.


Elmalılı-orijinal 73:5 Çünkü biz senin üzerine ağır bir söz ilka edeceğiz

Elmalılı 73:5 - Doğrusu biz, senin üzerine ağır bir söz bırakacağız (Kur'an vahyedeceğiz).

DiyanetMeali 73:5 Doğrusu Biz, sana, taşıması ağır bir söz vahyedeceğiz.

DiyanetVakfı 73:5 Doğrusu biz sana (taşıması) ağır bir söz vahyedeceğiz.

Ömer.N.Bilmen 73:5 Şüphe yok ki Biz sana ağır bir kelâm vahyedeceğiz.

SuatYıldırım 73:5 – Biz sana pek ağır bir söz vahyedeceğiz.

İbni Kesir 73:5 Muhakkak ki Biz; sana, ağır bir söz vahyedeceğiz.


Elmalılı-orijinal 73:6 Çünkü gece neş'esi hem daha dokunaklı hem deyişce daha sağlamdır

Elmalılı 73:6 - Çünkü gece kalkışı hem daha etkili, hem de söz bakımından daha sağlamdır.

DiyanetMeali 73:6 şüphesiz, gece kalkışı daha tesirli ve o zaman okumak daha elverişlidir.

DiyanetVakfı 73:6 Şüphesiz gece kalkışı, (kalp ve uzuvlar arasında) tam bir uyuma ve sağlam bir kıraata daha elverişlidir.

Ömer.N.Bilmen 73:6 Şüphe yok ki, geceleyin kalkış, o daha muvafıktır ve kıraatca da daha sağlamdır.

SuatYıldırım 73:6 – Muhakkak ki geceleyin kalkıp ibadet etmek daha tesirlidir ve Kur’ân okuyuşu bakımından daha düzgün, daha sağlam bir tilavet sağlar.

İbni Kesir 73:6 Muhakkak ki gece kalkışı, daha tesirli ve o zaman okumak daha elverişlidir.


Elmalılı-orijinal 73:7 Çünkü sana gündüzün uzun bir yüzüş vardır

Elmalılı 73:7 - Çünkü gündüz senin için uzun bir meşguliyet vardır.

DiyanetMeali 73:7 Çünkü gündüz, seni uzun uzun alıkoyacak işler vardır.

DiyanetVakfı 73:7 Zira gündüz vakti, sana uzun bir meşguliyet var.

Ömer.N.Bilmen 73:7-8 Muhakkak ki, senin için gündüzde uzunca bir meşguliyet vardır. Ve Rabbin ismini zikret ve O'na yönel.

SuatYıldırım 73:7 – Halbuki gündüz seni meşgul edecek yığınla iş vardır.

İbni Kesir 73:7 Muhakkak ki gündüzde; seni, uzun uzun alıkoyacak işler vardır.


Elmalılı-orijinal 73:8 Hem rabbının ismini an ve masivâdan kesilerek ona çekil

Elmalılı 73:8 - Rabbinin adını an ve bütün gönlünle ona yönel.

DiyanetMeali 73:8 Rabbinin adını an; herşeyi bırakıp yalnız O'na yönel,

DiyanetVakfı 73:8 Rabbinin adını an. Bütün varlığınla O'na yönel.

Ömer.N.Bilmen 73:7-8 Muhakkak ki, senin için gündüzde uzunca bir meşguliyet vardır. Ve Rabbin ismini zikret ve O'na yönel.

SuatYıldırım 73:8 – Rabbinin yüce adını zikret, fânilere bel bağlamaktan kurtul ve bütün gönlünle yalnız O’na yönel.

İbni Kesir 73:8 Rabbının adını zikret, her şeyi bırakıp yalnız O'na yönel.


Elmalılı-orijinal 73:9 O meşrik u mağribin rabbı, başka tanrı yok ancak o, o halde yalnız onu tut vekîl

Elmalılı 73:9 - O, doğunun ve batının Rabbidir. Ondan başka tanrı yoktur. O halde yalnız O'nu vekil tut.

DiyanetMeali 73:9 O, doğunun ve batının Rabbidir; O'ndan başka tanrı yoktur. Öyleyse O'nu vekil tut.

DiyanetVakfı 73:9 O, doğunun da batının da Rabbidir. O'ndan başka ilâh yoktur. Öyleyse yalnız O'nun himayesine sığın.

Ömer.N.Bilmen 73:9 (O) Maşrikin de, mağribin de Rabbidir, O'ndan başka ilâh yoktur. O halde O'nu vekil ittihaz et.

SuatYıldırım 73:9 – O doğunun da batının da Rabbidir. O’ndan başka İlah yoktur. O halde sen de yalnız O’nun himayesine sığın, yalnız O’na güven.

İbni Kesir 73:9 Doğunun ve Batının Rabbıdır. O'ndan başka ilah yoktur. Öyleyse onu vekil edin.


Elmalılı-orijinal 73:10 Ve ağyarın diyeceklerine sabret ve onları bir hecri cemîl ile terket ayrıl

Elmalılı 73:10 - Başkalarının diyeceklerine sabret, güzellikle onlardan ayrıl.

DiyanetMeali 73:10 Onların söylediklerine sabret, yanlarından güzellikle ayrıl.

DiyanetVakfı 73:10 Onların (müşriklerin) söylediklerine katlan ve onlardan güzellikle ayrıl.

Ömer.N.Bilmen 73:10 Ve diyecekleri şey üzerine sabret ve onları güzelce bir ayrılışla terkeyle.

SuatYıldırım 73:10 – Onların söylediklerine karşı sabret, onlardan güzel bir tavırla uzak dur!

İbni Kesir 73:10 Onların söylediklerine sabret ve yanlarından güzellikle ayrıl.


Elmalılı-orijinal 73:11 Ve bırak da bana o tekzîb edici zevk-u refah sahiblerini, mühlet ver onlara biraz

Elmalılı 73:11 - O yalanlayıcı zevk ve refah sahiplerini bana bırak, onlara biraz mühlet ver.

DiyanetMeali 73:11 Varlık sahibi olup da seni yalanlayanları Bana bırak; onlara az bir mehil ver.

DiyanetVakfı 73:11 Nimet içinde yüzen o yalancıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.

Ömer.N.Bilmen 73:11 Ve o nîmet sahipleri olan mükezzipleri bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.

SuatYıldırım 73:11 – Nimet ve devlet içinde yüzen, hak dini yalan sayanları, sen Bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.

İbni Kesir 73:11 Nimet sahibi olan o yalancıları Bana bırak. Ve onlara biraz mühlet ver.


Elmalılı-orijinal 73:12 Çünkü bizim yanımızda bukağılar var, ve bir cehîm var

Elmalılı 73:12 - Zira bizim yanımızda bukağılar var, bir cehennem var.

DiyanetMeali 73:12-13. Şüphesiz katımızda onlar için ağır boyunduruklar, cehennem, boğazı tıkayan bir yiyecek ve can yakan azap vardır.

DiyanetVakfı 73:12 Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş, var.

Ömer.N.Bilmen 73:12 Şüphe yok ki Bizim yanımızda ağır bukağılar ve bir alevli ateş vardır.

SuatYıldırım 73:12-13 – Muhakkak ki Bizim nezdimizde bukağılar, alevli ateşler, dikenli, boğazı tırmalayan yiyecekler ve gâyet acı azap var.

İbni Kesir 73:12 Muhakkak ki katımızda, ağır boyunduruklar ve cehennem var.


Elmalılı-orijinal 73:13 Ve buğaza duran bir ta'am ve bir azâbi elîm var

Elmalılı 73:13 - Boğaza duran bir yiyecek, elem verici bir azap var.

DiyanetMeali 73:12-13. Şüphesiz katımızda onlar için ağır boyunduruklar, cehennem, boğazı tıkayan bir yiyecek ve can yakan azap vardır.

DiyanetVakfı 73:13 Boğazdan geçmez bir yiyecek ve elem verici bir azap var.

Ömer.N.Bilmen 73:13 Ve boğaza tıkanıp duran bir taam ve pek acıklı bir azap vardır.

SuatYıldırım 73:12-13 – Muhakkak ki Bizim nezdimizde bukağılar, alevli ateşler, dikenli, boğazı tırmalayan yiyecekler ve gâyet acı azap var.

İbni Kesir 73:13 Boğazı tıkayan bir yiyecek ve elim bir azab var.


Elmalılı-orijinal 73:14 O gün ki yer ve dağlar sarsılacak, dağlar erimiş bir kum yığınına dönecektir

Elmalılı 73:14 - O gün yer ve dağlar sarsılacak, dağlar erimiş bir kum yığınına dönecek.

DiyanetMeali 73:14 Kıyametin koptuğu gün, yeryüzü ve dağlar sarsılır; dağlar, yumuşak kum yığını haline gelir.

DiyanetVakfı 73:14 O gün (kıyamet günü) yeryüzü ve dağlar sarsılır; dağlar çöküntü ile akıp giden kum yığınına döner.

Ömer.N.Bilmen 73:14-15 O günde ki, yer ve dağlar sarsılır ve dağlar bir dağılmış kum yığını olmuş olur. Şüphe yok ki Biz size aleyhinize şahit olarak bir peygamber gönderdik. Nasıl ki Fir'avun'a da bir resûl göndermiştik.

SuatYıldırım 73:14 – Gün gelir; yer, dağlar şiddetle sarsılır ve dağlar dağılan kum yığınları haline gelir.

İbni Kesir 73:14 O gün; yeryüzü ve dağlar sarsılır. Ve dağlar yumuşak kum yığını haline gelir.


Elmalılı-orijinal 73:15 Haberiniz olsun biz size bir Resul gönderdik, üzerinizde şâhid, netekim gönderdiğimiz gibi Fir'avne bir Resul

Elmalılı 73:15 - Doğrusu biz size tanıklık edecek bir elçi gönderdik. Nitekim Firavun'a da bir elçi göndermiştik.

DiyanetMeali 73:15 Firavun'a bir peygamber gönderdiğimiz gibi, size de, hakkınızda şahidlik edecek bir peygamber gönderdik.

DiyanetVakfı 73:15 Nasıl Firavun'a bir elçi göndermiş idiysek doğrusu size de, hakkınızda şahitlik edecek bir peygamber gönderdik.

Ömer.N.Bilmen 73:14-15 O günde ki, yer ve dağlar sarsılır ve dağlar bir dağılmış kum yığını olmuş olur. Şüphe yok ki Biz size aleyhinize şahit olarak bir peygamber gönderdik. Nasıl ki Fir'avun'a da bir resûl göndermiştik.

SuatYıldırım 73:15 – Bakın (ey Mekkeliler, ey bütün insanlar) Biz vaktiyle Firavun’a bir elçi gönderdiğimiz gibi size de hakkınızda şahitlik edecek bir elçi gönderdik.

İbni Kesir 73:15 Doğrusu Biz; Firavun'a bir peygamber göndedriğimiz gibi, size de üzerinize şehadet edecek bir peygamber gönderdik.


Elmalılı-orijinal 73:16 Ki Fir'avn o Resule ısyan etti de biz onu vehîm bir tutuşla tuttuk alıverdik

Elmalılı 73:16 - Firavun o elçiye isyan etmişti. Biz de onu ağır bir yakalayışla yakaladık.

DiyanetMeali 73:16 Ama Firavun o peygambere karşı gelmişti de onu çok ağır bir şekilde tutup cezalandırmıştık.

DiyanetVakfı 73:16 Ama Firavun o peygambere karşı gelmiş, biz de onu ağır ve çetin bir şekilde muaheze etmiştik.

Ömer.N.Bilmen 73:16-17 Fir'avun ise o Resûle isyan etti, artık o Fir'avun'u bir şiddetli yakalamakla yakaladık. Artık siz küfrederseniz kendinizi nasıl koruyabilirsiniz? Bir günden ki, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çeviriverir.

SuatYıldırım 73:16 – Firavun o Resule isyan etti. Biz de onu şiddetle cezaya çarptırdık.

İbni Kesir 73:16 Fakat Firavun, o peygambere isyan etti. Biz de onu ağır bir yakalayışla yakaladık.


Elmalılı-orijinal 73:17 O halde siz nasıl korunursunuz küfredersiniz? O gün ki çocukları ak saçlı kocalara çevirir

Elmalılı 73:17 - Peki inkâr ederseniz, çocukları ihtiyarlatacak o günden (kıyamet gününden) kendinizi nasıl kurtaracaksınız?

DiyanetMeali 73:17 Eğer inkar ederseniz, gençleri ihtiyarlatan günden nasıl korunursunuz?

DiyanetVakfı 73:17 Peki inkâr ederseniz, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek o günden kendinizi nasıl koruyabileceksiniz?

Ömer.N.Bilmen 73:16-17 Fir'avun ise o Resûle isyan etti, artık o Fir'avun'u bir şiddetli yakalamakla yakaladık. Artık siz küfrederseniz kendinizi nasıl koruyabilirsiniz? Bir günden ki, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çeviriverir.

SuatYıldırım 73:17 – Kâfirliğinizde devam ederseniz, dehşetinden çocukları birden ak saçlı ihtiyarlara çevirecek o günden kendinizi nasıl koruyabilirsiniz?

İbni Kesir 73:17 Eğer küfrederseniz; gençleri yaşlı kılan bir günden nasıl korunabileceksiniz?


Elmalılı-orijinal 73:18 Sema onunla çatlamıştır ve onun va'di fi'le çıkarılmıştır

Elmalılı 73:18 - O günün dehşetinden gök yarılır. Allah'ın sözü kesinlikle gerçekleşmiştir.

DiyanetMeali 73:18 O günün şiddetiyle gök bile parçalanır. O'nun sözü yerine gelir.

DiyanetVakfı 73:18 Gökyüzü bile onunla (o günün dehşetiyle) yarılacaktır. Allah'ın vâdi mutlaka yerine gelir.

Ömer.N.Bilmen 73:18-19 Gök bile onunla çatlamıştır. Allah'ın vaadi, fiile çıkarılmıştır. Şüphe yok ki bu bir mev'izadır, artık kim dilerse Rabbine bir yol tutar.

SuatYıldırım 73:18 – O günün dehşetinden gök bile çatlar. Allah’ın vâdi mutlaka gerçekleşir.

İbni Kesir 73:18 Gök, onunla yarılmış ve O'nun vaadi yerini bulmuştur.


Elmalılı-orijinal 73:19 İşte bu bir tezkiredir, artık dileyen rabbına bir yol tutar

Elmalılı 73:19 - İşte bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar.

DiyanetMeali 73:19 Doğrusu bu anlatılanlar birer öğüttür. Dileyen kimse, Rabbine doğru giden bir yol tutar.*

DiyanetVakfı 73:19 İşte bu (anlatılanlar), şüphesiz bir öğüttür. Artık kim dilerse Rabbine (varan) bir yol tutar.

Ömer.N.Bilmen 73:18-19 Gök bile onunla çatlamıştır. Allah'ın vaadi, fiile çıkarılmıştır. Şüphe yok ki bu bir mev'izadır, artık kim dilerse Rabbine bir yol tutar.

SuatYıldırım 73:19 – Bu, bir öğüt ve uyarıdır. Artık isteyen, Rabbine varan yolu tutar. [76,29]

İbni Kesir 73:19 Muhakkak ki bu; bir öğüttür. Dileyen, Rabbına doğru bir yol edinir.


Elmalılı-orijinal 73:20 Filhakıka rabbın biliyor ki sen muhakkak gece üçte ikisine yakın ve yarısı ve üçte biri kalkıyorsun beraberindekilerden de bir tâife, halbuki geceyi gündüzü Allah takdir eder, bildi ki siz onu bundan öte başaramazsınız, onun için size lutf ile ircaı nazar buyurdu, bundan böyle Kur'andan ne kolay gelirse okuyun, bildi ki içinizden hastalar olacak, diğer bir takımları Allahın fazlından bir kâr aramak üzere Yer yüzünde yol tepecekler, diğer bir takımları da Allah yolunda çarpışacaklar, o halde ondan ne kolay gelirse okuyun ve namazı kılın ve zekâtı verin ve Allaha karzı hasen takdim edin, kendilerinizin hisabına hayr olarak her nede takdim ederseniz onu Allah yanında daha hayırlı ve ecirce daha büyük bulacaksınız, hem de Allaha istiğfar edin, şübhesiz ki Allah gafurdur rahîmdir

Elmalılı 73:20 - Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını, seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor. Gece ve gündüzü Allah takdir eder. O, sizin onu sayamayacağınızı bildi de sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'ın lütfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka insanlar olacağını bilmiştir. Onun için Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun, namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin (Hayırlı işlere mal sarfedin). Kendiniz için gönderdiğiniz her iyiliği, Allah katında daha hayırlı ve sevapça daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan bağış dileyin. Kuşkusuz Allah bağışlayandır, merhamet edendir.

DiyanetMeali 73:20 Şüphesiz Rabbin, senin ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun gecenin üçte ikisinden biraz az, yarısı ve üçte biri kadar vakit içinde kalktığını bilir. Gece ve gündüzü Allah ölçer; sizin bu vakitleri takdir edemeyeceğinizi bildiğinden tevbenizi kabul etmiştir. Artık, Kuran'dan kolayınıza geleni okuyun; Allah, içinizden, hasta olanları, Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacak olan kimseleri ve Allah yolunda savaşacak olanları şüphesiz bilir. Kuran'dan kolayınıza geleni okuyun; namazı kılın; zekatı verin; Allah'a güzel ödünç takdiminde bulunun; kendiniz için yaptığınız iyiliği daha iyi ve daha büyük ecir olarak Allah katında bulursunuz. Allah'tan bağışlanma dileyin; Allah elbette bağışlar ve merhamet eder.*

DiyanetVakfı 73:20 (Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah'tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah'ın lütfundan (rızık) aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allah'tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.

Ömer.N.Bilmen 73:20 Muhakkak senin Rabbin biliyor ki, şüphe yok sen gecenin üçte ikisinden biraz eksik ve yarısı ve üçte biri kadar kalkıyorsun ve seninle beraber olanlardan bir tâife de ve Allah geceyi ve gündüzü takdir eder. Bildiği, siz bunu sayıp başaramıyacaksınız. Artık size ruhsatla irca-ı nazar buyurdu, imdi Kur'an'dan kolay geleni okuyun. Bilmiştir ki sizden hasta olanlar olacaktır, başkaları da Allah'ın fazlından bir kâr aramak için yeryüzünde yol tekzîp edeceklerdir ve başkaları da Allah yolunda cihadda bulunacaklardır. Artık ondan kolay olanı okuyunuz ve namazı dosdoğru kılınız ve zekâtı veriniz ve Allah için güzelce ödünç vermekle ödünç veriniz ve nefsiniz için hayırdan ne takdim eder iseniz onu Allah indinde daha hayırlı ve mükâfaatça daha büyük olarak bulursunuz ve Allah'tan mağfiret isteyin, şüphe yok ki Allah gafûrdur, rahîmdir.

SuatYıldırım 73:20 – Senin Rabbin, gecenin bazen üçte ikisine yakın bir kısmını, bazen yarısını, bazen üçte birini ibadetle geçirdiğini, senin yanında yer alan müminlerden bir cemaatin da böyle yaptığını elbette biliyor. Gece ve gündüzü yaratıp sürelerini belirleyen Allah’tır. O sizin bu gece ibadetini gözetemeyeceğinizi bildiği için, lütuf ve merhametiyle size yeniden bakıp muaf tuttu. Artık Kur’ân’dan kolayınıza gelen miktarı okuyun. Allah bilmektedir ki aranızda hastalananlar olacaktır. Kimileri Allah’ın lütfundan nasiplerini aramak için yol tepecek, dünyanın çeşitli yerlerinde dolaşacaklardır. Bazıları Allah yolunda muharebe için sefere çıkacaklardır. Haydi artık Kur’ân’dan, kolayınıza gelen miktarı okuyun. Namazı hakkıyla ifa edin, zekâtı verin ve bir de Allah’a güzel ödünç takdim edin! Unutmayın ki kendi iyiliğiniz için âhirete hazırlık olarak her ne gönderirseniz mutlaka onu Allah’ın nezdinde bulursunuz. Hem daha üstün ve daha hayırlı, mükâfatı kat kat artmış olarak! Allah’tan af dileyin. Muhakkak ki Allah gafurdur, rahîmdir (affı, merhamet ve ihsanı boldur). [2,245]

İbni Kesir 73:20 Şüphesiz ki Rabbın; senin, gecenin üçte ikisi, yarısı ve üçte biri içinde kalktığını bilir. Seninle beraber olan bir topluluğun da. Gece ve gündüzü Allah, takdir eder. Sizin onu sayamayacağınızı bildiğinden tevbenizi kabul etmiştir. Öyleyse Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. İçinizden hasta olacakları, Allah'ın lutfundan aramak üzere yeryüzünde dolaşacak olanları ve Allah yolunda savaşacak olanları şüphesiz ki Allah bilir. O halde ondan kolayınıza geleni okuyun, namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir ödünç verin. Kendiniz için hayırdan ne takdim ederseniz; Allah katında onu mükafat bakımından daha büyük ve daha hayırlı olarak bulursunuz. Ve Allah'tan mağfiret dileyin. Muhakkak ki Allah; Gafur'dur, Rahim'dir.