Elmalılı-orijinal 74:1 Ey bürünen (Müddessir)!

Elmalılı 74:1 - Ey örtüsüne bürünen (Peygamber)!

DiyanetMeali 74:1 Ey örtüye bürünen!

DiyanetVakfı 74:1 Ey bürünüp sarınan (Resûlüm)!

Ömer.N.Bilmen 74:1 Ey kaftanına bürünmüş.

SuatYıldırım 74:1-10 – Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!

İbni Kesir 74:1 Ey örtüye bürünen;


Elmalılı-orijinal 74:2 Kalk artık inzar et

Elmalılı 74:2 - Kalk artık uyar.

DiyanetMeali 74:2 Kalk da uyar.

DiyanetVakfı 74:2 Kalk, ve (insanları) uyar.

Ömer.N.Bilmen 74:2 Kalk artık korkut.

SuatYıldırım 74:1-10 – Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!

İbni Kesir 74:2 Kalk ve uyar.


Elmalılı-orijinal 74:3 Ve rabbını artık büyükle

Elmalılı 74:3 - Sadece Rabbini yücelt.

DiyanetMeali 74:3 Rabbini yücelt.

DiyanetVakfı 74:3 Sadece Rabbini büyük tanı.

Ömer.N.Bilmen 74:3-4 Ve Rabbini büyüklük ile an. Ve elbiseni imdi temizle.

SuatYıldırım 74:1-10 – Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!

İbni Kesir 74:3 Rabbını da tekbir et.


Elmalılı-orijinal 74:4 Ve elbiseni artık temizle

Elmalılı 74:4 - Elbiseni temizle.

DiyanetMeali 74:4 Giydiklerini temiz tut.

DiyanetVakfı 74:4 Elbiseni tertemiz tut.

Ömer.N.Bilmen 74:3-4 Ve Rabbini büyüklük ile an. Ve elbiseni imdi temizle.

SuatYıldırım 74:1-10 – Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!

İbni Kesir 74:4 Elbiselerini temiz tut.


Elmalılı-orijinal 74:5 Ve o pislikleri artık def' eyle

Elmalılı 74:5 - Pislikten sakın.

DiyanetMeali 74:5 Kötü şeyleri terke devam et.

DiyanetVakfı 74:5 Kötü şeyleri terket.

Ömer.N.Bilmen 74:5-6 Azaba sebep olacak günahtan artık uzak ol! Çok görerek minnette bulunma.

SuatYıldırım 74:1-10 – Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!

İbni Kesir 74:5 Kötü şeylerden ise sakın.


Elmalılı-orijinal 74:6 Hem çoksunarak menn etme

Elmalılı 74:6 - Yaptığını çok görerek başa kakma.

DiyanetMeali 74:6 Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma.

DiyanetVakfı 74:6 Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma.

Ömer.N.Bilmen 74:5-6 Azaba sebep olacak günahtan artık uzak ol! Çok görerek minnette bulunma.

SuatYıldırım 74:1-10 – Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!

İbni Kesir 74:6 Çok görerek başa kakma.


Elmalılı-orijinal 74:7 Ve rabın için sabr eyle

Elmalılı 74:7 - Rabbin için sabret.

DiyanetMeali 74:7 Rabbin için sabret.

DiyanetVakfı 74:7 Rabbinin rızasına ermek için sabret.

Ömer.N.Bilmen 74:7-8 Ve Rabbin için artık sabret. Çünkü, Sûr'a üfürülünce.

SuatYıldırım 74:1-10 – Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!

İbni Kesir 74:7 Rabbın için sabret.


Elmalılı-orijinal 74:8 Çünkü o boru öttürüldü mü bir

Elmalılı 74:8 - O sûra üflendiği zaman,

DiyanetMeali 74:8-10 Sura üflendiği vakit, işte o gün, inkarcılara kolay olmayan zorlu bir gündür.

DiyanetVakfı 74:8 O Sûr'a üfürüldüğü zaman var ya,

Ömer.N.Bilmen 74:7-8 Ve Rabbin için artık sabret. Çünkü, Sûr'a üfürülünce.

SuatYıldırım 74:1-10 – Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!

İbni Kesir 74:8 Sur'a üflendiğinde;


Elmalılı-orijinal 74:9 O işte o gün pek zorlu gündür

Elmalılı 74:9 - İşte o gün pek zorlu bir gündür.

DiyanetMeali 74:8-10 Sura üflendiği vakit, işte o gün, inkarcılara kolay olmayan zorlu bir gündür.

DiyanetVakfı 74:9 İşte o gün zorlu bir gündür.

Ömer.N.Bilmen 74:9-12 İşte o gün çok çetin gündür. Kâfirlerin üzerlerine kolay değildir. Bırak bana o tek başına yarattığım şahsı. Ve onun üzerine uzunca boylu mal verdim.

SuatYıldırım 74:1-10 – Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!

İbni Kesir 74:9 İşte o gün, zorlu bir gündür.


Elmalılı-orijinal 74:10 Kâfirlere hiç kolay değildir

Elmalılı 74:10 - Kâfirler için hiç kolay değildir.

DiyanetMeali 74:8-10 Sura üflendiği vakit, işte o gün, inkarcılara kolay olmayan zorlu bir gündür.

DiyanetVakfı 74:10 Kâfirler için (hiç de) kolay değildir.

Ömer.N.Bilmen 74:9-12 İşte o gün çok çetin gündür. Kâfirlerin üzerlerine kolay değildir. Bırak bana o tek başına yarattığım şahsı. Ve onun üzerine uzunca boylu mal verdim.

SuatYıldırım 74:1-10 – Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr’a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün!

İbni Kesir 74:10 Kafirler için hiç de kolay değildir.


Elmalılı-orijinal 74:11 Bırak bana o herifi ki yarattım da tem tek

Elmalılı 74:11 - Tek olarak yarattığım o kimseyi bana bırak.

DiyanetMeali 74:11-14 Tek olarak yaratıp kendisine bol bol mal, çevresinde bulunan oğullar verdiğim ve nimetleri yaydıkça yaydığım o kimseyi Bana bırak.

DiyanetVakfı 74:11 Tek olarak yarattığım, kimseyi bana bırak,

Ömer.N.Bilmen 74:9-12 İşte o gün çok çetin gündür. Kâfirlerin üzerlerine kolay değildir. Bırak bana o tek başına yarattığım şahsı. Ve onun üzerine uzunca boylu mal verdim.

SuatYıldırım 74:11-14 – Mal ve ailesiz, tek olarak yarattığım, sonra çok çok mal, servet ve etrafında dolaşan oğullar verdiğim, her türlü imkânı önüne serdiğim, o adamın hakkından gelmeyi sen Bana bırak!

İbni Kesir 74:11 Bırak Beni ve yarattıklarımı tek başına.


Elmalılı-orijinal 74:12 Hem uzun boylu mal verdim

Elmalılı 74:12 - Hem ona bol servet verdim.

DiyanetMeali 74:11-14 Tek olarak yaratıp kendisine bol bol mal, çevresinde bulunan oğullar verdiğim ve nimetleri yaydıkça yaydığım o kimseyi Bana bırak.

DiyanetVakfı 74:12 Kendisine geniş servet verdim,

Ömer.N.Bilmen 74:9-12 İşte o gün çok çetin gündür. Kâfirlerin üzerlerine kolay değildir. Bırak bana o tek başına yarattığım şahsı. Ve onun üzerine uzunca boylu mal verdim.

SuatYıldırım 74:11-14 – Mal ve ailesiz, tek olarak yarattığım, sonra çok çok mal, servet ve etrafında dolaşan oğullar verdiğim, her türlü imkânı önüne serdiğim, o adamın hakkından gelmeyi sen Bana bırak!

İbni Kesir 74:12 Kendisine bol bol mal verdiğimi,


Elmalılı-orijinal 74:13 Hem goz önünde uğullar

Elmalılı 74:13 - Hem göz önünde oğullar verdim.

DiyanetMeali 74:11-14 Tek olarak yaratıp kendisine bol bol mal, çevresinde bulunan oğullar verdiğim ve nimetleri yaydıkça yaydığım o kimseyi Bana bırak.

DiyanetVakfı 74:13 Göz önünde duran oğullar (verdim),

Ömer.N.Bilmen 74:13-15 Ve yanında hazır oğullar (verdim). Ve onun için bir döşemekle döşeyiverdim. Sonra da arttırayım diye tamahkar bulunuyor.

SuatYıldırım 74:11-14 – Mal ve ailesiz, tek olarak yarattığım, sonra çok çok mal, servet ve etrafında dolaşan oğullar verdiğim, her türlü imkânı önüne serdiğim, o adamın hakkından gelmeyi sen Bana bırak!

İbni Kesir 74:13 Görülen oğullar verdiğimi,


Elmalılı-orijinal 74:14 Hem kendisine bir döşeyip döşedim

Elmalılı 74:14 - Hem ona büyük imkânlar sağladım.

DiyanetMeali 74:11-14 Tek olarak yaratıp kendisine bol bol mal, çevresinde bulunan oğullar verdiğim ve nimetleri yaydıkça yaydığım o kimseyi Bana bırak.

DiyanetVakfı 74:14 Kendisine bir döşeyiş döşedim.

Ömer.N.Bilmen 74:13-15 Ve yanında hazır oğullar (verdim). Ve onun için bir döşemekle döşeyiverdim. Sonra da arttırayım diye tamahkar bulunuyor.

SuatYıldırım 74:11-14 – Mal ve ailesiz, tek olarak yarattığım, sonra çok çok mal, servet ve etrafında dolaşan oğullar verdiğim, her türlü imkânı önüne serdiğim, o adamın hakkından gelmeyi sen Bana bırak!

İbni Kesir 74:14 Ve onun için yaydıkça yaydığımı.


Elmalılı-orijinal 74:15 Sonra da tama' eder ki daha artırayım

Elmalılı 74:15 - Sonra da şiddetle arzu eder ki daha da artırayım.

DiyanetMeali 74:15 Bir de verdiğim nimetten artırmamı umar;

DiyanetVakfı 74:15 Üstelik o (nimetlerimi) daha da arttırmamı umuyor.

Ömer.N.Bilmen 74:13-15 Ve yanında hazır oğullar (verdim). Ve onun için bir döşemekle döşeyiverdim. Sonra da arttırayım diye tamahkar bulunuyor.

SuatYıldırım 74:15 – Hâlâ da açgözlülükle imkânlarını daha da artırmama hevesleniyor.

İbni Kesir 74:15 Sonra daha da artırmamı umar o.


Elmalılı-orijinal 74:16 Hayır, çünkü o bizim âyetlerimize bir anud kesildi

Elmalılı 74:16 - Hayır, çünkü o bizim âyetlerimize karşı bir inatçı kesildi.

DiyanetMeali 74:16 Hayır; hayır; çünkü o, Bizim ayetlerimize karşı son derece inatçıdır.

DiyanetVakfı 74:16 Asla (ummasın)! Çünkü o, bizim âyetlerimize karşı alabildiğine inatçıdır.

Ömer.N.Bilmen 74:16-17 Hayır. Şüphe yok ki o Bizim âyetlerimiz için bir muannid oldu. Onu yüklenmesi pek meşakkatli bir şey ile mükellef kılacağım.

SuatYıldırım 74:16 – Hiç heveslenmesin! Çünkü o Bizim âyetlerimize karşı inatçı kesildi.

İbni Kesir 74:16 Hayır; çünkü o, ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi.


Elmalılı-orijinal 74:17 Ben onu dimdik sarpa sardıracağım

Elmalılı 74:17 - Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım.

DiyanetMeali 74:17 Onu sarp bir yokuşa sardıracağım.

DiyanetVakfı 74:17 Ben onu sarp bir yokuşa sardıracağım!

Ömer.N.Bilmen 74:16-17 Hayır. Şüphe yok ki o Bizim âyetlerimiz için bir muannid oldu. Onu yüklenmesi pek meşakkatli bir şey ile mükellef kılacağım.

SuatYıldırım 74:17 – Ben de onu sarp mı sarp bir yokuşa sardıracağım.

İbni Kesir 74:17 Ben; onu sarp bir yokuşa sardıracağım.


Elmalılı-orijinal 74:18 Çünkü o bir düşündü, ölçtü biçti

Elmalılı 74:18 - Çünkü o bir düşündü, ölçtü, biçti.

DiyanetMeali 74:18 Çünkü o, düşündü, ölçtü biçti;

DiyanetVakfı 74:18 Zira o, düşündü taşındı, ölçtü biçti.

Ömer.N.Bilmen 74:18-19 Şüphe yok ki o, düşündü, ve ölçtü biçti. Artık kahrolası, nasıl ölçtü biçti.

SuatYıldırım 74:18 – O düşündü, ölçtü, biçti...

İbni Kesir 74:18 Doğrusu o, düşündü ve ölçüp biçti.


Elmalılı-orijinal 74:19 Kahrolası nasıl bitçi

Elmalılı 74:19 - Kahrolası nasıl da ölçtü, biçti.

DiyanetMeali 74:19 Canı çıkası, ne biçim ölçüp biçti!

DiyanetVakfı 74:19 Canı çıkasıca, ne biçim ölçtü biçti!

Ömer.N.Bilmen 74:18-19 Şüphe yok ki o, düşündü, ve ölçtü biçti. Artık kahrolası, nasıl ölçtü biçti.

SuatYıldırım 74:19 – Kahrolası, nasıl da ölçtü biçti!

İbni Kesir 74:19 Canı çıkası, nasıl da ölçüp biçti.


Elmalılı-orijinal 74:20 Sonra kahr olası nasıl biçti

Elmalılı 74:20 - Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti.

DiyanetMeali 74:20 Canı çıkası; sonra yine ne biçim ölçüp biçti!

DiyanetVakfı 74:20 Sonra, canı çıkasıca tekrar (ölçtü biçti); nasıl ölçtü biçtiyse!

Ömer.N.Bilmen 74:20-21 Sonra kahrolası, nasıl ölçtü biçti. Sonra bakıverdi.

SuatYıldırım 74:20 – Hay kahrolası! Nasıl, nasıl da ölçtü biçti!

İbni Kesir 74:20 Sonra yine canı çıkası nasıl da öşçüp biçti.


Elmalılı-orijinal 74:21 Sonra baktı

Elmalılı 74:21 - Sonra baktı.

DiyanetMeali 74:21 Sonra baktı;

DiyanetVakfı 74:21 Sonra baktı.

Ömer.N.Bilmen 74:20-21 Sonra kahrolası, nasıl ölçtü biçti. Sonra bakıverdi.

SuatYıldırım 74:21 – Sonra baktı...

İbni Kesir 74:21 Sonra baktı.


Elmalılı-orijinal 74:22 Sonra kaşını çattı ve ekşiyerek surat astı

Elmalılı 74:22 - Sonra kaşını çattı, surat astı.

DiyanetMeali 74:22 Sonra kaşlarını çattı, suratını aştı;

DiyanetVakfı 74:22 Sonra kaşlarını çattı, suratını astı.

Ömer.N.Bilmen 74:22-23 Sonra kaşını çattı, suratını astı. Sonra gerisine döndü ve böbürlendi.

SuatYıldırım 74:22 – Derken suratını astı, kaşlarını çattı...

İbni Kesir 74:22 Sonra kaşlarını çattı, suratını astı.


Elmalılı-orijinal 74:23 Sonra ardına döndü ve büyüklük tasladı da

Elmalılı 74:23 - Sonra arkasını döndü ve büyüklük tasladı.

DiyanetMeali 74:23 Sonra da sırt çevirip büyüklük tasladı.

DiyanetVakfı 74:23 En sonunda, kibirini yenemeyip sırt çevirdi.

Ömer.N.Bilmen 74:22-23 Sonra kaşını çattı, suratını astı. Sonra gerisine döndü ve böbürlendi.

SuatYıldırım 74:23 – Sonra da sırtını döndü, kibirinden kabardı, arkasına bakmadan çekip gitti!

İbni Kesir 74:23 Sonra da sırt çevirip büyüklük tasladı.


Elmalılı-orijinal 74:24 Bu, dedi «başka değil, bir sihri müser

Elmalılı 74:24 - "Bu, dedi, başka değil öğretilegelen bir sihirdir."

DiyanetMeali 74:24-25 "Bu sadece öğretilegelen bir sihirdir. Bu Kuran yalnızca bir insan sözüdür" dedi.

DiyanetVakfı 74:24 "Bu (Kur'an) dedi, olsa olsa (sihirbazlardan öğrenilip) nakledilen bir sihirdir."

Ömer.N.Bilmen 74:24-25 Artık dedi ki: «Bu, naklolunagelen, bir sihirden başka değildir. Bu başka değil, ancak insan lâkırdısıdır.»

SuatYıldırım 74:24 – “Bu, büyücülerden nakledilen büyüden ibarettir.” dedi.

İbni Kesir 74:24 Ve dedi ki: Bu; sadece öğretilegelen bir büyüdür.


Elmalılı-orijinal 74:25 Başka değil kavli beşer»

Elmalılı 74:25 - "Bu, sadece bir insan sözüdür."

DiyanetMeali 74:24-25 "Bu sadece öğretilegelen bir sihirdir. Bu Kuran yalnızca bir insan sözüdür" dedi.

DiyanetVakfı 74:25 Bu, insan sözünden başka bir şey değil."

Ömer.N.Bilmen 74:24-25 Artık dedi ki: «Bu, naklolunagelen, bir sihirden başka değildir. Bu başka değil, ancak insan lâkırdısıdır.»

SuatYıldırım 74:25 – Bu, beşer sözünden başka bir şey değildir.”

İbni Kesir 74:25 Bu; ancak bir insan sözüdür.


Elmalılı-orijinal 74:26 Yaslıyacağım onu Sekare

Elmalılı 74:26 - Ben onu Sekar'a (cehenneme) sokacağım.

DiyanetMeali 74:26 İşte bu adamı yakıcı bir ateşe yaslayacağım.

DiyanetVakfı 74:26 Ben onu sekara (cehenneme) sokacağım.

Ömer.N.Bilmen 74:26-27 Onu cehenneme yaslayacağım. Sana ne bildirdi; cehennem nedir?

SuatYıldırım 74:26 – (“Beşer” desin bakalım) “Ben de onu sekar’a atacağım.

İbni Kesir 74:26 Ben, onu Sekar'a yaslayacağım.


Elmalılı-orijinal 74:27 Bilirmisin hem ne sekar

Elmalılı 74:27 - Bilir misin sen, nedir o sekar?

DiyanetMeali 74:27 Yakıcı ateşin ne olduğunu sen nerden bilirsin?

DiyanetVakfı 74:27 Sen biliyor musun sekar nedir?

Ömer.N.Bilmen 74:26-27 Onu cehenneme yaslayacağım. Sana ne bildirdi; cehennem nedir?

SuatYıldırım 74:27 – Sekar nedir bilir misin? Nereden bileceksin!

İbni Kesir 74:27 Sekar'ın ne olduğunu bilir misin sen?


Elmalılı-orijinal 74:28 Ne bakıyye kor ne bırakır

Elmalılı 74:28 - Ne geriye bir şey kor, ne bırakır.

DiyanetMeali 74:28 O, ne geri bırakır ne de azabdan vazgeçer.

DiyanetVakfı 74:28 Hem (bütün bedeni helâk eder, hiçbir şey) bırakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmez o.

Ömer.N.Bilmen 74:28 Ne bırakır, ve ne de terkeder,

SuatYıldırım 74:28 – O, içine atılanı yer, bitirir. Yine de bırakmaz, eski haline çevirip bu işi tekrar eder.

İbni Kesir 74:28 O, ne geri bırakır, ne de azabdan vazgeçer.


Elmalılı-orijinal 74:29 Beşere susamış bir susuz

Elmalılı 74:29 - Durmadan derileri kavurur.

DiyanetMeali 74:29 İnsanın derisini kavurur;

DiyanetVakfı 74:29 İnsanın derisini kavurur.

Ömer.N.Bilmen 74:29 İnsan için çok yakıcıdır.

SuatYıldırım 74:29 – Sürekli olarak derileri kavurur.

İbni Kesir 74:29 Deriyi kavurandır.


Elmalılı-orijinal 74:30 Üzerinde on dokuz

Elmalılı 74:30 - Üzerinde ondokuz (melek) vardır.

DiyanetMeali 74:30 Orada ondokuz bekçi vardır.

DiyanetVakfı 74:30 Üzerinde ondokuz (muhafız melek) vardır.

Ömer.N.Bilmen 74:30 Onun üzerinde ondokuz (bekçi) vardır.

SuatYıldırım 74:30 – Üzerinde on dokuz görevli vardır.

İbni Kesir 74:30 Onun üzerinde ondokuz vardır.


Elmalılı-orijinal 74:31 Hem biz o ateşin muhafızlarını hep Melâike yaptık, sayılarını da ancak küfr edenler için bir fitne kıldık ki kitab verilmiş olanlar yakîn edinsin ve iyman edenlere iyman artırsın, kitab verilenler ve mü'minler şübhelenmesin, kalblerinde bir maraz bulunanlarla kâfirler de desin: Allah bununla meselâ ne murad etmiş? İşte böyle Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir ve rabbının ordularını ancak kendisi bilir ve o ancak bir öğüttür düşünmek için beşer

Elmalılı 74:31 - Biz o ateşin muhafızlarını hep melekler yaptık. Bunların sayılarını da ancak kâfirler için bir imtihan kıldık ki, kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, iman edenlerin de imanı artsın. Kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesinler. Kalplerinde hastalık bulunanlarla kâfirler de: "Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler. İşte böyle, Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir. Rabbinin ordularını ancak Rabbin bilir. Bu, insanlar için uyarıdan başka bir şey değildir.

DiyanetMeali 74:31 Cehennemin bekçilerini yalnız meleklerden kılmışızdır. Sayılarını bildirmekle de, ancak inkar edenlerin denenmesini ve kendilerine kitap verilenlerin kesin bilgi edinmesini ve inananların da imanlarının artmasını sağladık. Kendilerine kitap verilenler ve inananlar şüpheye düşmesinler. Kalblerinde hastalık bulunanlar ve inkarcılar: "Allah bu misalle neyi muradetti?" desinler. İşte Allah, böylece, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola eriştirir. Rabbinin ordularını kendisinden başkası bilmez. Bu, insanoğluna bir öğütten ibarettir.*

DiyanetVakfı 74:31 Biz cehennemin işlerine bakmakla ancak melekleri görevlendirmişizdir. Onların sayısını da inkârcılar için sadece bir imtihan (vesilesi) yaptık ki, böylelikle, kendilerine kitap verilenler iyiden iyiye öğrensin, iman edenlerin imanını atrttırsın; hem kendilerine kitap verilenler hem müminler şüpheye düşmesinler, kalplerinde hastalık bulunanlar ve kâfirler de: "Allah bu misalle ne demek istemiştir ki?" desinler. İşte Allah böylece, dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini doğru yola eriştirir. Rabbinin ordularını, kendisinden başkası bilmez. Bu ise, insanlık için ancak bir öğüttür.

Ömer.N.Bilmen 74:31 Ve Biz cehennemin muhafızlarını meleklerden başka kılmadık ve onların adetlerini kâfir olanlar için ancak bir fitne kılmış olduk. Tâ ki kendilerine kitap verilmiş olanlar, yakîn getirsinler. Ve imân etmiş olanlara da imân arttırsın, ve kitap verilmiş olanlar ile mü'min bulunanlar, şüpheye düşmesinler. Ve kalblerinde bir maraz bulunanlar ile kâfirler de desin ki: «Allah bununla bir mesel olarak ne murad etmiş?» İşte Allah, dilediği kimseyi böyle dalâlete düşürür ve dilediği kimseye de hidâyet nâsib buyurur ve Rabbin ordularını ancak kendisi bilir ve o, insan için ancak bir öğüttür.

SuatYıldırım 74:31 – Biz cehennem görevlilerini sadece melaikelerden kıldık. Onların sayısını da kâfirler için imtihan ve sıkıntı sebebi yaptık ki Ehl-i kitaptan olanlar Peygambere imanda yakîn sahibi olup, daha kesin inansınlar. mü’minlerin imanlarındaki yakinleri artsın. Ehl-i kitap ve müminler tereddüde düşmesinler. Kalplerinde hastalık olan münafıklar ile kâfirler de neticede: “Allah, bu misal ile ne anlatmak istemiş olabilir?” desinler. Böylece Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını Kendisinden başka kimse bilemez. Bu, (yani cehennem veya ondan bahseden âyetler) beşere bir öğüt ve uyarıdan başka bir şey değildir. [2,26]

İbni Kesir 74:31 Cehennem bekçilerini yalnız meleklerden kıldık. Onların sayılarını da ancak küfretmiş olanlar için bir fitne kıldık. Ki kendilerine kitab verilmiş olanlar, kesin bilgi sahibi olsunlar. İman edenlerin de imanları artsın. Kendilerine kitab verilmiş olanlar ve mü'minler kuşkuya düşmesinler. Bir de kalblerinde hastalık bulunanlarla kafirler: Bununla Allah neyi kasdetmiş? desinler. İşte böyle Allah, dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. Rabbının ordularını ancak kendisi bilir. Bu, ancak insanlara bir öğüttür.


Elmalılı-orijinal 74:32 Hayır hayır o Kamere

Elmalılı 74:32 - Hayır, andolsun aya,

DiyanetMeali 74:32-37 Hayır, hayır öğüt almazlar. Aya, dönüp gelen geceye, ağarmakta olan sabaha and olsun ki, içinizden öne geçmek veya geri kalmak isteyen kimseye, insanoğlunu uyarıcı olarak anlatılan cehennem büyük olaylardan biridir.

DiyanetVakfı 74:32 Hayır hayır (öğüt almazlar). Aya andolsun ki,

Ömer.N.Bilmen 74:32-33 Hayır. Kasem olsun kamere. Ve döndüğü an o geceye.

SuatYıldırım 74:32 – Hayır! İş kâfirlerin dediği gibi değil. Ay’a,

İbni Kesir 74:32 Hayır, andolsun aya,


Elmalılı-orijinal 74:33 Ve döndüğü dem o geceye

Elmalılı 74:33 - Döndüğü an o geceye,

DiyanetMeali 74:32-37 Hayır, hayır öğüt almazlar. Aya, dönüp gelen geceye, ağarmakta olan sabaha and olsun ki, içinizden öne geçmek veya geri kalmak isteyen kimseye, insanoğlunu uyarıcı olarak anlatılan cehennem büyük olaylardan biridir.

DiyanetVakfı 74:33 Dönüp gitmekte olan geceye,

Ömer.N.Bilmen 74:32-33 Hayır. Kasem olsun kamere. Ve döndüğü an o geceye.

SuatYıldırım 74:33 – Ve dönüp giden geceye,

İbni Kesir 74:33 Dönüp geldiğinde geceye,


Elmalılı-orijinal 74:34 Ve açtığı sıra o sabaha Kesem olsun ki

Elmalılı 74:34 - Ve açtığı sıra o sabaha.

DiyanetMeali 74:32-37 Hayır, hayır öğüt almazlar. Aya, dönüp gelen geceye, ağarmakta olan sabaha and olsun ki, içinizden öne geçmek veya geri kalmak isteyen kimseye, insanoğlunu uyarıcı olarak anlatılan cehennem büyük olaylardan biridir.

DiyanetVakfı 74:34 Ağarmakta olan sabaha andolsun ki,

Ömer.N.Bilmen 74:34-35 Ve açtığı vakit o sabaha. Şüphe yok ki, o (cehennem) elbette büyüklerin biridir.

SuatYıldırım 74:34 – Ağardığı dem sabaha kasem edip şahit tutarım ki.

İbni Kesir 74:34 Ağardığında sabaha,


Elmalılı-orijinal 74:35 her halde büyüklerin biridir o Sekar

Elmalılı 74:35 - Kuşkusuz o Sekar, büyük belalardan biridir.

DiyanetMeali 74:32-37 Hayır, hayır öğüt almazlar. Aya, dönüp gelen geceye, ağarmakta olan sabaha and olsun ki, içinizden öne geçmek veya geri kalmak isteyen kimseye, insanoğlunu uyarıcı olarak anlatılan cehennem büyük olaylardan biridir.

DiyanetVakfı 74:35 O (cehennem), büyük musibetlerden biridir.

Ömer.N.Bilmen 74:34-35 Ve açtığı vakit o sabaha. Şüphe yok ki, o (cehennem) elbette büyüklerin biridir.

SuatYıldırım 74:35 – O sekar belâların en müthişidir.

İbni Kesir 74:35 Muhakkak ki o, büyüklerden biridir.


Elmalılı-orijinal 74:36 Kocundurmak içi beşeri

Elmalılı 74:36 - Uyarmak için insanları..

DiyanetMeali 74:32-37 Hayır, hayır öğüt almazlar. Aya, dönüp gelen geceye, ağarmakta olan sabaha and olsun ki, içinizden öne geçmek veya geri kalmak isteyen kimseye, insanoğlunu uyarıcı olarak anlatılan cehennem büyük olaylardan biridir.

DiyanetVakfı 74:36 İnsanlık için, uyarıcıdır.

Ömer.N.Bilmen 74:36-38 İnsan için bir korkutucu olarak. Sizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyen kimse için. Her nefs, kazanmış olduğu şeye bağlıdır.

SuatYıldırım 74:36 – Beşer için en büyük uyarıdır.

İbni Kesir 74:36 İnsanlar için uyarıcıdır.


Elmalılı-orijinal 74:37 İçinizden ileri gitmek veya geri kalmak istiyen kimseleri

Elmalılı 74:37 - İçinizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyen kimseleri..

DiyanetMeali 74:32-37 Hayır, hayır öğüt almazlar. Aya, dönüp gelen geceye, ağarmakta olan sabaha and olsun ki, içinizden öne geçmek veya geri kalmak isteyen kimseye, insanoğlunu uyarıcı olarak anlatılan cehennem büyük olaylardan biridir.

DiyanetVakfı 74:37 Sizden ileri gitmek ya da geri kalmak isteyen kimseler için (uyarıcıdır) .

Ömer.N.Bilmen 74:36-38 İnsan için bir korkutucu olarak. Sizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyen kimse için. Her nefs, kazanmış olduğu şeye bağlıdır.

SuatYıldırım 74:37 – İleri veya geri gitmek durumunda olanlar için en büyük uyarıdır.

İbni Kesir 74:37 İçinizden öne geçmek veya geri kalmak isteyenler için.


Elmalılı-orijinal 74:38 Her nefis kazancına bağlıdır

Elmalılı 74:38 - Her nefis kendi kazancına bağlıdır.

DiyanetMeali 74:38 Herkes kazancına bağlı bir rehindir;

DiyanetVakfı 74:38 Her nefis, kazandığına karşılık bir rehindir;

Ömer.N.Bilmen 74:36-38 İnsan için bir korkutucu olarak. Sizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyen kimse için. Her nefs, kazanmış olduğu şeye bağlıdır.

SuatYıldırım 74:38-39 – Ashab-ı yeminden, hesap defterini sağ tarafından alan cennetlikler dışında herkes, yaptığı işlerin rehini ve esîri olacaktır.

İbni Kesir 74:38 Her nefis kazandığı ile bağlıdır.


Elmalılı-orijinal 74:39 Ancak ashabı yemîn

Elmalılı 74:39 - Ancak amel defterleri sağından verilenler hariç.

DiyanetMeali 74:39-42 Ancak, defteri sağdan verilenler böyle değildir; onlar cennettedirler. Suçlulara: "Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir?" diye sorarlar.

DiyanetVakfı 74:39 Ancak sağdakiler başka.

Ömer.N.Bilmen 74:39-40 Ashâb-ı Yemîn ise müstesna. Onlar cennetlerdedirler, soruşurlar.

SuatYıldırım 74:38-39 – Ashab-ı yeminden, hesap defterini sağ tarafından alan cennetlikler dışında herkes, yaptığı işlerin rehini ve esîri olacaktır.

İbni Kesir 74:39 Ancak sağcılar müstesna.


Elmalılı-orijinal 74:40 Cennetlerdedir, soruşdururlar

Elmalılı 74:40 - Onlar cennettedirler, sorup dururlar.

DiyanetMeali 74:39-42 Ancak, defteri sağdan verilenler böyle değildir; onlar cennettedirler. Suçlulara: "Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir?" diye sorarlar.

DiyanetVakfı 74:40 Onlar cennetler içinde sorarlar.

Ömer.N.Bilmen 74:39-40 Ashâb-ı Yemîn ise müstesna. Onlar cennetlerdedirler, soruşurlar.

SuatYıldırım 74:40-42 – Onlar mutlaka cennetlerde mücrimlerin durumu hakkında, kendi aralarında konuşurlar. O suçlulara: “Neydi bu cehenneme sizi sürükleyen?” diye sorulur.

İbni Kesir 74:40 Cennetlerdedirler. Sorarlar,


Elmalılı-orijinal 74:41 Mücrimlerden

Elmalılı 74:41 - Suçluların durumunu.

DiyanetMeali 74:39-42 Ancak, defteri sağdan verilenler böyle değildir; onlar cennettedirler. Suçlulara: "Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir?" diye sorarlar.

DiyanetVakfı 74:41 Günahkârların durumunu:

Ömer.N.Bilmen 74:41-42 Günahkârlardan. «Sizi cehennemde bulunmaya ne şey sevketti?»

SuatYıldırım 74:40-42 – Onlar mutlaka cennetlerde mücrimlerin durumu hakkında, kendi aralarında konuşurlar. O suçlulara: “Neydi bu cehenneme sizi sürükleyen?”

İbni Kesir 74:41 Suçlulara;


Elmalılı-orijinal 74:42 Nedir, diye: sizi sekare sokan?

Elmalılı 74:42 - "Nedir sizi Sekar'a sokan?" diye.

DiyanetMeali 74:39-42 Ancak, defteri sağdan verilenler böyle değildir; onlar cennettedirler. Suçlulara: "Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir?" diye sorarlar.

DiyanetVakfı 74:42 "Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?" diye

Ömer.N.Bilmen 74:41-42 Günahkârlardan. «Sizi cehennemde bulunmaya ne şey sevketti?»

SuatYıldırım 74:40-42 – Onlar mutlaka cennetlerde mücrimlerin durumu hakkında, kendi aralarında konuşurlar. O suçlulara: “Neydi bu cehenneme sizi sürükleyen?”

İbni Kesir 74:42 Nedir sizi Sekar'a sürükleyen?


Elmalılı-orijinal 74:43 Derler: biz namaz kılanlardan değildik

Elmalılı 74:43 - Suçlular der ki: "Biz namaz kılanlardan değildik."

DiyanetMeali 74:43 Onlar derler ki: "Namaz kılanlardan değildik."

DiyanetVakfı 74:43 Onlar şöyle cevap verirler: Biz namaz kılanlardan değildik,

Ömer.N.Bilmen 74:43-44 Dediler ki: «Biz namaz kılanlardan olmadık. Ve yoksullara taam verir de olmadık.»

SuatYıldırım 74:43 – Onlar şöyle cevap verirler: Biz namaz kılanlardan değildik.

İbni Kesir 74:43 Derler ki: Biz, namaz kılanlardan değildik,


Elmalılı-orijinal 74:44 Ve fukaraya yemek yedirmezdik

Elmalılı 74:44 - "Yoksula da yedirmezdik."

DiyanetMeali 74:44 "Düşkün kimseyi doyurmuyorduk."

DiyanetVakfı 74:44 Yoksulu doyurmuyorduk,

Ömer.N.Bilmen 74:43-44 Dediler ki: «Biz namaz kılanlardan olmadık. Ve yoksullara taam verir de olmadık.»

SuatYıldırım 74:44 – Fakirleri doyurmaz, onların ihtiyaçlarıyla ilgilenmezdik.

İbni Kesir 74:44 Yoksulu doyurmazdık,


Elmalılı-orijinal 74:45 Batakçılarla dalar giderdik

Elmalılı 74:45 - "Boş şeylere dalanlarla dalar giderdik."

DiyanetMeali 74:45 "Batıla dalanlarla biz de dalardık."

DiyanetVakfı 74:45 (Bâtıla) dalanlarla birlikte dalıyorduk,

Ömer.N.Bilmen 74:45 «Ve biz bâtıla dalanlar ile beraber dalan kimseler olmuştuk.»

SuatYıldırım 74:45 – Batıl sözlere dalanlarla beraber biz de dalardık.

İbni Kesir 74:45 Dalanlarla birlikte biz de dalardık,


Elmalılı-orijinal 74:46 Ve ceza gününe yalan derdik

Elmalılı 74:46 - "Ceza gününü yalanlardık."

DiyanetMeali 74:46 "Ceza gününü yalanlardık."

DiyanetVakfı 74:46 Ceza gününü de yalan sayıyorduk,

Ömer.N.Bilmen 74:46-47 «Ve biz ceza gününü tekzîp eder olmuştuk.. Bize ölüm gelinceye değin.»

SuatYıldırım 74:46 – Bu hesap gününü yalan sayardık.

İbni Kesir 74:46 Ve din gününü yalanlardık.


Elmalılı-orijinal 74:47 Tâ gelinciye kadar bize o yakîn

Elmalılı 74:47 - "Nihayet bize ölüm gelip çattı."

DiyanetMeali 74:47 "Ölüm bize o haldeyken geldi."

DiyanetVakfı 74:47 Sonunda bize ölüm geldi çattı.

Ömer.N.Bilmen 74:46-47 «Ve biz ceza gününü tekzîp eder olmuştuk.. Bize ölüm gelinceye değin.»

SuatYıldırım 74:47 – Ölüm bizi yakalayıncaya kadar hep böyle idik.”

İbni Kesir 74:47 Nihayet ölüm bize gelip çattı.


Elmalılı-orijinal 74:48 Fakat fâide vermez o vakıt şefaati şefaatçilerin

Elmalılı 74:48 - Artık onlara şefaatçilerin şefaatı fayda vermez.

DiyanetMeali 74:48 Artık onlara, şefaatçilerin şefaati fayda vermez.

DiyanetVakfı 74:48 Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez.

Ömer.N.Bilmen 74:48-49 Artık onlara şefaat edecek olanların şefaati bir fâide verecek değildir. Onlar için ne var ki öğütten yüz çeviriyorlar?

SuatYıldırım 74:48 – Artık onlara şefaatçilerin şefaati fayda etmez.

İbni Kesir 74:48 Artık onlara, şefaatçıların şefaatı fayda vermez.


Elmalılı-orijinal 74:49 Ya şimdi ne ma'ziretleri var o öğüdden yüz çevirirlerken

Elmalılı 74:49 - Şimdi o Kur'ân'dan yüz çevirirlerken ne mazeretleri var?

DiyanetMeali 74:49 Öyleyken, bunlara ne oluyor ki öğütten yüz çeviriyorlar?

DiyanetVakfı 74:49 Böyle iken onlara ne oluyor ki, öğütten yüz çeviriyorlar?

Ömer.N.Bilmen 74:48-49 Artık onlara şefaat edecek olanların şefaati bir fâide verecek değildir. Onlar için ne var ki öğütten yüz çeviriyorlar?

SuatYıldırım 74:49-51 – Ne oluyor onlara ki bu öğütten, bu irşaddan arslandan ürküp kaçan yaban eşeği gibi kaçıyorlar?

İbni Kesir 74:49 O halde bunlara ne oluyor ki öğütten yüz çeviriyorlar?


Elmalılı-orijinal 74:50 Sanki ürkmüş yaban eşekleri

Elmalılı 74:50 - Sanki onlar ürkmüş yaban eşekleri.

DiyanetMeali 74:50-51 Aslandan ürkerek kaçan yabani merkeplere benzerler.

DiyanetVakfı 74:50 Kaçan yaban eşekleri gibi,

Ömer.N.Bilmen 74:50-52 Sanki onlar, arslanlardan ürkerek firar etmiş yaban eşekleridir. Yok, onlardan her biri diler ki kendisine neşredilmiş sahifeler verilmiş olsun.

SuatYıldırım 74:49-51 – Ne oluyor onlara ki bu öğütten, bu irşaddan arslandan ürküp kaçan yaban eşeği gibi kaçıyorlar?

İbni Kesir 74:50 Ürkek yaban eşekleri gibi;


Elmalılı-orijinal 74:51 Arslandan kaçmaktalar

Elmalılı 74:51 - Arslandan kaçmaktalar.

DiyanetMeali 74:50-51 Aslandan ürkerek kaçan yabani merkeplere benzerler.

DiyanetVakfı 74:51 Âdeta arslandan ürkmüş.

Ömer.N.Bilmen 74:50-52 Sanki onlar, arslanlardan ürkerek firar etmiş yaban eşekleridir. Yok, onlardan her biri diler ki kendisine neşredilmiş sahifeler verilmiş olsun.

SuatYıldırım 74:49-51 – Ne oluyor onlara ki bu öğütten, bu irşaddan arslandan ürküp kaçan yaban eşeği gibi kaçıyorlar?

İbni Kesir 74:51 Ürkmüş olan, arslandan.


Elmalılı-orijinal 74:52 Yok onlardan her kişi kendisine ayrı sahifelerle tezkireler dağıtılmasını istiyor

Elmalılı 74:52 - Hayır, onlardan her kişi kendisine açılmış sayfalar verilmesini istiyor.

DiyanetMeali 74:52 Hayır; her biri önüne açılıvermiş sahifeler verilmesini ister.

DiyanetVakfı 74:52 Daha doğrusu onlardan her biri, kendisine, (önünde) açılmış sahifeler (ilâhî vahiy) verilmesini istiyor.

Ömer.N.Bilmen 74:50-52 Sanki onlar, arslanlardan ürkerek firar etmiş yaban eşekleridir. Yok, onlardan her biri diler ki kendisine neşredilmiş sahifeler verilmiş olsun.

SuatYıldırım 74:52 – Bu beyler, bu öğütle yetinmeyip üstelik her biri kendisine mahsus özel kitap, özel ferman isterler!

İbni Kesir 74:52 Hayır, onlardan her biri, önüne açılıvermiş sahifeler verilmesini ister.


Elmalılı-orijinal 74:53 Hayır, doğrusu Âhıretten korkmıyorlar

Elmalılı 74:53 - Yok, yok onlar ahiretten korkmuyorlar.

DiyanetMeali 74:53 Hayır; daha doğrusu ahiretten korkmazlar.

DiyanetVakfı 74:53 Hayır! Aslında onlar ahiretten korkmuyorlar.

Ömer.N.Bilmen 74:53 Hayır. Doğrusu (onlar) ahiretten korkmazlar.

SuatYıldırım 74:53 – Hayır! onlar aslında âhiret endişesi taşımazlar.

İbni Kesir 74:53 Hayır, doğrusu onlar, ahiretten korkmuyorlar.


Elmalılı-orijinal 74:54 hayır hayır o muhakkak bir tezkire

Elmalılı 74:54 - Hayır, hayır, O kur'ân kuşkusuz bir öğüttür.

DiyanetMeali 74:54 Hayır; şüphesiz bu Kuran bir öğüttür.

DiyanetVakfı 74:54 Asla (düşündükleri gibi değil)! Bilsinler ki bu, gerçekten bir ikazdır!

Ömer.N.Bilmen 74:54-55 Yok yok. Şüphesiz ki, o, bir öğüttür. Artık kim dilerse onu okuyarak öğüt alır.

SuatYıldırım 74:54 – Hayır! Gerçekten bu bir öğüttür, bir uyarıdır.

İbni Kesir 74:54 Hayır, muhakkak ki o, bir öğüttür.


Elmalılı-orijinal 74:55 Dileyen onu tezekkür ede

Elmalılı 74:55 - Dileyen onu düşünür.

DiyanetMeali 74:55 Dileyen kimse öğüt alır.

DiyanetVakfı 74:55 Dileyen ondan (düşünüp) öğüt alır.

Ömer.N.Bilmen 74:54-55 Yok yok. Şüphesiz ki, o, bir öğüttür. Artık kim dilerse onu okuyarak öğüt alır.

SuatYıldırım 74:55 – Dileyen onu okur, düşünür ve ders alır.

İbni Kesir 74:55 Kim isterse; ondan öğüt alır.


Elmalılı-orijinal 74:56 Maamafih Allah dilemeyince düşünmezler, koruyacak da odur, mağfiret edecek de

Elmalılı 74:56 -Bununla beraber Allah dilemedikçe onlar öğüt alamazlar. Koruyacak da O'dur, bağışlayacak da.

DiyanetMeali 74:56 Allah dilemeksizin öğüt alamazlar. O, kendisinden korkulmaya daha layıktır ve bağışlamaya daha ehildir.*

DiyanetVakfı 74:56 Bununla beraber, Allah dilemeksizin onlar öğüt alamazlar. Sakınılmaya lâyık olan da O'dur, mağfiret sahibi de O'dur.

Ömer.N.Bilmen 74:56 Maamafih düşünüp tefekkür edemezler, meğer ki Allah dilesin, kendisinden korkulacak olan ve mağfiret buyurmaya ehl olan da ancak O'(Hâlık-i Kerîm) dur.

SuatYıldırım 74:56 – Ama Allah dilemedikçe onlar ders alamazlar. Saygı duyulup cezasından sakınmaya lâyık olan da, günahkârların günahlarını bağışlama şanına yaraşan da yalnız O’dur.

İbni Kesir 74:56 Allah dilemedikçe öğüt alamazlar. O, takvaya ehildir, mağfirete ehildir.