Elmalılı-orijinal 81:1 O Güneş dürüldüğü vakıt

Elmalılı 81:1 - Güneş katlanıp dürüldüğünde,

DiyanetMeali 81:1 Güneş dürülüp ışığı kalmadığı zaman;

DiyanetVakfı 81:1 Güneş katlanıp dürüldüğünde,

Ömer.N.Bilmen 81:1 Güneş, dürüldüğü zaman.

SuatYıldırım 81:1 – Güneş dürülüp ışığı söndüğü zaman;

İbni Kesir 81:1 Güneş dürüldüğü zaman;


Elmalılı-orijinal 81:2 Ve yıldızlar bulandığı vakıt

Elmalılı 81:2 - Yıldızlar bulandığında,

DiyanetMeali 81:2 Yıldızlar düşüp, söndüğü zaman;

DiyanetVakfı 81:2 Yıldızlar (kararıp) döküldüğünde,

Ömer.N.Bilmen 81:2 Ve yıldızlar döküldüğü zaman. SuatYıldırım 81:2 – Yıldızlar yerlerinden düşüp dağıldığı zaman,

İbni Kesir 81:2 Yıldızlar döküldüğü zaman;


Elmalılı-orijinal 81:3 Ve dağlar yürütüldüğü vakıt

Elmalılı 81:3 - Dağlar yürütüldüğünde,

DiyanetMeali 81:3-4 Doğurması yaklaşmış develer başıboş bırakıldığı zaman;

DiyanetVakfı 81:3 Dağlar (sallanıp) yürütüldüğünde,

Ömer.N.Bilmen 81:3 Ve dağlar yürütüldüğü zaman. SuatYıldırım 81:3 – Dağlar yürütüldüğü zaman,

İbni Kesir 81:3 Dağlar yürütüldüğü zaman;


Elmalılı-orijinal 81:4 Ve kıyılmaz mallar bırakıldığı vakıt

Elmalılı 81:4 - Kıyılmaz mallar bırakıldığında,

DiyanetMeali 81:3-4 Doğurması yaklaşmış develer başıboş bırakıldığı zaman;

DiyanetVakfı 81:4 Gebe develer salıverildiğinde,

Ömer.N.Bilmen 81:4-6 Ve yüklü develer salıverildiği zaman. Vahşi hayvanlar toplanıldığı zaman. Ve denizler ateş ile dolduğu zaman. SuatYıldırım 81:4 – Doğurmak üzere olan develer, kıyılmaz mallar terk edildiği zaman,

İbni Kesir 81:4 Gebe develer salıverildiği zaman;


Elmalılı-orijinal 81:5 Ve vuhuş toplandığı vakıt

Elmalılı 81:5 - Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında,

DiyanetMeali 81:5 Yabani hayvanlar bir araya toplatıldığı zaman;

DiyanetVakfı 81:5 Vahşî hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde,

Ömer.N.Bilmen 81:4-6 Ve yüklü develer salıverildiği zaman. Vahşi hayvanlar toplanıldığı zaman. Ve denizler ateş ile dolduğu zaman. SuatYıldırım 81:5 – Vahşi hayvanlar diriltilip toplandığı zaman,

İbni Kesir 81:5 Vahşi hayvanlar bir araya toplandığı zaman;


Elmalılı-orijinal 81:6 Ve denizler ateşlendiği vakıt

Elmalılı 81:6 - Denizler ateşlendiğinde (suları çekilip, volkanlar halinde ateş püskürdüğünde),

DiyanetMeali 81:6 Denizler kaynaştırıldığı zaman;

DiyanetVakfı 81:6 Denizler kaynatıldığında,

Ömer.N.Bilmen 81:4-6 Ve yüklü develer salıverildiği zaman. Vahşi hayvanlar toplanıldığı zaman. Ve denizler ateş ile dolduğu zaman. SuatYıldırım 81:6 – Denizler ateşlenip kaynatıldığı zaman,

İbni Kesir 81:6 Denizler kaynatıldığı zaman;


Elmalılı-orijinal 81:7 nüfus çiftlendiği vakıt

Elmalılı 81:7 - Nefisler eşleştirildiğinde (iyiler iyilerle, kötüler kötülerle bir araya toplandığında),

DiyanetMeali 81:7 Canlar bedenlerle birleştirildiği zaman;

DiyanetVakfı 81:7 Ruhlar (bedenlerle) birleştirildiğinde,

Ömer.N.Bilmen 81:7 Ve ruhlar çiftleştirildiği zaman. SuatYıldırım 81:7 – Nefisler eşleştirildiği, ruhlar bedenlere girdiği zaman,

İbni Kesir 81:7 Ruhlar çiftleştirildiği zaman;


Elmalılı-orijinal 81:8-9 Ve o diri gömülen hangi günahla öldürüldü? Sorulduğu vakıt

Elmalılı 81:8 - Diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda,

DiyanetMeali 81:8-9 Kız çocuğun hangi suçtan ötürü öldürüldüğü kendisine sorulduğu zaman;

DiyanetVakfı 81:8 Diri diri toprağa gömülen kıza, sorulduğunda,

Ömer.N.Bilmen 81:8 Ve diri olarak gömülen kız çocuğuna sorulduğu zaman. SuatYıldırım 81:8 – Diri diri gömülen kız çocuğuna,

İbni Kesir 81:8 Diri diri gömülen kız çocuğuna sorulduğu zaman;


Elmalılı-orijinal 81:8-9 Ve o diri gömülen hangi günahla öldürüldü? Sorulduğu vakıt

Elmalılı 81:9 - "Hangi günahtan dolayı öldürüldü?" diye.

DiyanetMeali 81:8-9 Kız çocuğun hangi suçtan ötürü öldürüldüğü kendisine sorulduğu zaman;

DiyanetVakfı 81:9 "Hangi günah sebebiyle öldürüldü?diye.

Ömer.N.Bilmen 81:9 «Hangi günahından dolayı öldürüldü?» diye. SuatYıldırım 81:9 – Hangi suçtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman,

İbni Kesir 81:9 Hangi günahtan dolayı öldürüldüğü,


Elmalılı-orijinal 81:10 Ve defterler açıldığı vakıt

Elmalılı 81:10 - Amel defterleri açıldığında,

DiyanetMeali 81:10 Amel defterleri açıldığı zaman;

DiyanetVakfı 81:10 (Amellerin yazılı olduğu) defterler açıldığında,

Ömer.N.Bilmen 81:10 Ve defterler açıldığı zaman.

SuatYıldırım 81:10 – Hesap defterleri açıldığı zaman...

İbni Kesir 81:10 Sayfalar açıldığı zaman;


Elmalılı-orijinal 81:11 Ve sema' sıyrıldığı vakıt

Elmalılı 81:11 - Gök sıyrılıp açıldığında,

DiyanetMeali 81:11 Gök yerinden oynatıldığı zaman;

DiyanetVakfı 81:11 Gökyüzü sıyrılıp alındığında,

Ömer.N.Bilmen 81:11 Ve gök giderildiği zaman.

SuatYıldırım 81:11 – Gök cisimleri yerlerinden kaydırıldığı zaman,

İbni Kesir 81:11 Gök yerinden oynatıldığı zaman;


Elmalılı-orijinal 81:12 Ve Cehennem kızıştırıldığı vakıt

Elmalılı 81:12 - Cehennem kızıştırıldığında,

DiyanetMeali 81:12 Cehennem alevlendirildiği zaman;

DiyanetVakfı 81:12 Cehennem tutuşturulduğunda,

Ömer.N.Bilmen 81:12-13 Ve cehennem, şiddetle alevlendirildiği zaman. Ve cennet yaklaştırıldığı zaman.

SuatYıldırım 81:12 – Cehennem alev alev kızıştırıldığı zaman...

İbni Kesir 81:12 Cehennem kızıştırıldığı zaman;


Elmalılı-orijinal 81:13 Ve Cennet yaklaştırıldığı vakıt

Elmalılı 81:13 - Ve cennet yaklaştırıldığında,

DiyanetMeali 81:13 Cennet yaklaştırıldığı zaman;

DiyanetVakfı 81:13 Ve cennet yaklaştırıldığında,

Ömer.N.Bilmen 81:12-13 Ve cehennem, şiddetle alevlendirildiği zaman. Ve cennet yaklaştırıldığı zaman.

SuatYıldırım 81:13 – Cennet yaklaştırıldığı zaman...

İbni Kesir 81:13 Ve Cennet yaklaştırıldığı zaman;


Elmalılı-orijinal 81:14 Anlar bir nefis ne hazırlamıştır

Elmalılı 81:14 - Herkes ne getirmiş olduğunu anlar.

DiyanetMeali 81:14 İnsanoğlu önceden ne hazırladığını görecektir.

DiyanetVakfı 81:14 Kişi neler getirdiğini öğrenmiş olacaktır.

Ömer.N.Bilmen 81:14 Her şahıs, ne hazırlamış olduğunu bilmiş olur.

SuatYıldırım 81:14 – İşte o zaman... Her insan hazırladığını, ortaya ne koyduğunu anlayacaktır. [3,30; 75,13]

İbni Kesir 81:14 Kişi önceden ne hazırladığını bilecektir.


Elmalılı-orijinal 81:15 Şimdi kasem ederim o sinenlere

Elmalılı 81:15 - Şimdi yemin ederim o sinenlere (gündüzleri gözden kaybolan yıldızlara),

DiyanetMeali 81:15-16 Gündüz sinip geceleri gözüken gezegenlere and olsun;

DiyanetVakfı 81:15 Şimdi yemin ederim o sinenlere ,

Ömer.N.Bilmen 81:15 Artık andolsun geri dönen yıldızlara.

SuatYıldırım 81:15 – Bakın: Gündüzün sinip gizlenen yıldızlara...

İbni Kesir 81:15 Andolsun sinenlere;


Elmalılı-orijinal 81:16 O akıp akıp yuvasına girenlere

Elmalılı 81:16 - O akıp akıp yuvasına gidenlere,

DiyanetMeali 81:15-16 Gündüz sinip geceleri gözüken gezegenlere and olsun;

DiyanetVakfı 81:16 O akıp akıp yuvasına gidenlere,

Ömer.N.Bilmen 81:16 Akıp saklanıveren (seyyare)lere.

SuatYıldırım 81:16 – Dolaşıp dolaşıp yuvalarına, yörüngelerine giren gezegenlere...

İbni Kesir 81:16 Akıp akıp yuvalarına girenlere;


Elmalılı-orijinal 81:17 Ve yöneldiği dem o geceye

Elmalılı 81:17 - Yöneldiği an geceye,

DiyanetMeali 81:17 Kararmaya başlayan geceye and olsun;

DiyanetVakfı 81:17 Kararmaya yüz tuttuğunda geceye andolsun,

Ömer.N.Bilmen 81:17 Ve yöneldiği zaman geceye.

SuatYıldırım 81:17 – Geçmeye başladığı dem geceye...

İbni Kesir 81:17 kararmaya başlayan geceye;


Elmalılı-orijinal 81:18 Ve nefeslendiği dem o sabahaki

Elmalılı 81:18 - Nefeslendiği (ağardığı) an sabaha ki,

DiyanetMeali 81:18 Ağarmaya başlayan sabaha and olsun ki,

DiyanetVakfı 81:18 Ağarmaya başladığında sabaha andolsun ki,

Ömer.N.Bilmen 81:18 Ve açılmaya başladığı zaman gündüze.

SuatYıldırım 81:18 – Nefes almaya başladığı dem sabaha kasem ederim ki:

İbni Kesir 81:18 Ağarmaya başlayan sabaha;


Elmalılı-orijinal 81:19 muhakkak o (Kur'an)i kerîm bir Resulün getirdiği kelâmdır

Elmalılı 81:19 - Kuşkusuz o Kur'an, değerli bir elçinin sözüdür.

DiyanetMeali 81:19-21 Bu Kuran, arşın sahibi katında değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği sözdür.

DiyanetVakfı 81:19 O (Kur'an), şüphesiz değerli,bir elçinin (Cebrail'in) getirdiği sözdür.

Ömer.N.Bilmen 81:19 Şüphe yok ki O, muhakkak bir kerîm elçinin (getirdiği) kelâmdır.

SuatYıldırım 81:19 – Kur’ân, değerli bir Elçinin, Cebrail’in getirip okuduğu sözdür!

İbni Kesir 81:19 Şüphesiz ki bu; şerefli bir elçinin sözüdür.


Elmalılı-orijinal 81:20 Bir Resulki pek kuvvetli, metîn, Zül'arşın nezdinde mekîn

Elmalılı 81:20 - O elçi güçlüdür, Arş'ın sahibinin yanında çok itibarlıdır.

DiyanetMeali 81:19-21 Bu Kuran, arşın sahibi katında değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği sözdür.

DiyanetVakfı 81:20 O elçi güçlü, Arş'ın sahibi (Allah'ın) katında çok itibarlıdır.

Ömer.N.Bilmen 81:20 Büyük bir kuvvet sahibidir, arş'ın sahibi nezdinde âlî bir makama nâildir. SuatYıldırım 81:20 – O Elçi ki çok kuvvetlidir. Yüce Arş sahibi Allah’ın nezdinde pek itibarlıdır. [53,5-10]

İbni Kesir 81:20 Arş'ın sahibi katında değerlidir ve güçlüdür.


Elmalılı-orijinal 81:21 muta' orada, emîn

Elmalılı 81:21 - Orada ona itaat edilir, güvenilir.

DiyanetMeali 81:19-21 Bu Kuran, arşın sahibi katında değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği sözdür.

DiyanetVakfı 81:21 O orada sayılan, güvenilen (bir elçi) dir.

Ömer.N.Bilmen 81:21-22 Orada kendisine itaat olunmuş bir emîndir. Ve sizin sahibiniz bir mecnûn değildir. SuatYıldırım 81:21 – Göklerde ona itaat edilir, vahiyler ona emanet edilir.

İbni Kesir 81:21 Kendisine uyulandır, emindir.


Elmalılı-orijinal 81:22 Yoksa sahibiniz mecnun değil

Elmalılı 81:22 - Arkadaşınızı cin çarpmış değildir.

DiyanetMeali 81:22 Arkadaşınız (Muhammed) asla deli değildir.

DiyanetVakfı 81:22 Arkadaşınız (Muhammed) de mecnun değildir.

Ömer.N.Bilmen 81:21-22 Orada kendisine itaat olunmuş bir emîndir. Ve sizin sahibiniz bir mecnûn değildir. SuatYıldırım 81:22 – Şunu da bilin ki, içinizden biri olan bu arkadaşınız deli değildir.

İbni Kesir 81:22 Sizin arkadaşınız asla deli değildir.


Elmalılı-orijinal 81:23 Vallahi gördü onu açık ufukta

Elmalılı 81:23 - Andolsun o, Cebrail'i açık ufukta gördü.

DiyanetMeali 81:23 And olsun ki, o, Cebrail'i apaçık ufukta görmüştür.

DiyanetVakfı 81:23 Andolsun ki, onu (Cebrail'i) apaçık ufukta görmüştür.

Ömer.N.Bilmen 81:23-25 Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir. SuatYıldırım 81:23 – O, vahyi getiren elçi Cebrail’i, apaçık ufukta görmüştü. [53,13-16]

İbni Kesir 81:23 Andolsun ki; onu, apaçık ufukta görmüştür.


Elmalılı-orijinal 81:24 Ve o ğayb üzerine kıskanılır değil

Elmalılı 81:24 - O, gayb hakkında cimri de değildir.

DiyanetMeali 81:24 Peygamber, görülmeyenler hakkında söylediklerinden ötürü töhmet altında tutulamaz.

DiyanetVakfı 81:24 O, gaybın bilgilerini (sizden) esirgemez.

Ömer.N.Bilmen 81:23-25 Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir. SuatYıldırım 81:24 – O, vahiy hususunda cimri davranan, vahyi sizden esirgeyen bir zat değildir. Vahiy hakkında her türlü töhmetten de uzaktır.

İbni Kesir 81:24 Gaybdan ötürü o, asla suçlu da değildir.


Elmalılı-orijinal 81:25 Ve o bir racîm Şeytanın sözü değil

Elmalılı 81:25 - O, kovulmuş bir şeytanın sözü değildir.

DiyanetMeali 81:25 Bu Kuran, kovulmuş şeytanın sözü olamaz.

DiyanetVakfı 81:25 O lânetlenmiş şeytanın sözü de değildir.

Ömer.N.Bilmen 81:23-25 Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir. SuatYıldırım 81:25 – Bu söz, hele hele, kovulmuş şeytanın sözü hiç değildir! [26,210-212]

İbni Kesir 81:25 Bu, kovulmuş şeytanın sözü değildir.


Elmalılı-orijinal 81:26 Siz nereye gidiyorsunuz?

Elmalılı 81:26 - Hâl böyle iken, siz nereye gidiyorsunuz?

DiyanetMeali 81:26 Nereye gidiyorsunuz?

DiyanetVakfı 81:26 Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz?

Ömer.N.Bilmen 81:26 Artık nereye gidiyorsunuz? SuatYıldırım 81:26 – O halde siz nereye gidiyorsunuz öyle, neden bahsediyorsunuz?

İbni Kesir 81:26 Böyleyken nereye gidiyorsunuz?


Elmalılı-orijinal 81:27 O hâlıs bir zikirdir âlemin için

Elmalılı 81:27 - O, âlemler için öğütten başka bir şey değildir,

DiyanetMeali 81:27-28 Kuran, ancak aranızda doğru yola girmeyi dileyene ve alemlere bir öğüttür.

DiyanetVakfı 81:27 O, herkes için, bir öğüttür,

Ömer.N.Bilmen 81:27-28 O, başka değil âlemler için bir öğüttür. Sizden müstakimâne yaşamak dileyen kimse için (bir mev'ziadır). SuatYıldırım 81:27-28 – Bu, olsa olsa bütün âlemlere bir öğüttür, bir uyarıdır. İstikamet sahibi olmak isteyenler onu dinlerler.

İbni Kesir 81:27 O; ancak alemler için bir öğüttür.


Elmalılı-orijinal 81:28 İçinizden müstekîm olmak dileyenler için

Elmalılı 81:28 - İçinizden doğru gitmek isteyenler için.

DiyanetMeali 81:27-28 Kuran, ancak aranızda doğru yola girmeyi dileyene ve alemlere bir öğüttür.

DiyanetVakfı 81:28 Sizden doğru yolda gitmek isteyenler için de.

Ömer.N.Bilmen 81:27-28 O, başka değil âlemler için bir öğüttür. Sizden müstakimâne yaşamak dileyen kimse için (bir mev'ziadır). SuatYıldırım 81:27-28 – Bu, olsa olsa bütün âlemlere bir öğüttür, bir uyarıdır. İstikamet sahibi olmak isteyenler onu dinlerler.

İbni Kesir 81:28 Sizden doğru olmak isteyenler için.


Elmalılı-orijinal 81:29 Fakat o âlemlerin rabbı Allah dilemeyince siz dilemezsiniz

Elmalılı 81:29 - Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince, siz dileyemezsiniz.

DiyanetMeali 81:29 Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe sizler bir şey dileyemezsiniz.*

DiyanetVakfı 81:29 Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.

Ömer.N.Bilmen 81:29 Ve âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince siz dileyemezsiniz. SuatYıldırım 81:29 – Ama bu iş sizin istemenizle değil, ancak Rabbülâlemin olan Allah’ın dilemesiyle tamam olur. [74,56; 76,30]

İbni Kesir 81:29 Alemlerin Rabbı olan Allah dilemedikçe, sizler dileyemezsiniz.