Elmalılı-orijinal 47:1 Onlar ki küfretmekte ve Allah yolundan yüz çevirmektedirler, Allah amellerini boşa gidermektedir

Elmalılı 47:1 - İnkâr edenlerin ve Allah yolundan alıkoyanların amellerini Allah boşa çıkarır.

DiyanetMeali 47:1. Allah, inkar edenlerin ve kendi yolundan alıkoyanların işlerini boşa çıkarır.

DiyanetVakfı 47:1. İnkâr edenlerin ve Allah yolundan alıkoyanların işlerini Allah boşa çıkarmıştır.

Ömer.N.Bilmen 47:1 O kimseler ki, kâfir oldular ve Allah'ın yolundan men'e çalıştılar (Allah) onların amellerini iptâl etmiştir.

SuatYıldırım 47:1 – İnkâr edip insanları Allah’ın yolundan engelleyenlerin bütün yaptıklarını Allah boşa çıkaracaktır. [25,23]

İbni Kesir 47:1 Küfredip de Allah yolundan alıkoyanların amellerini Allah, boşa çıkarır.

Elmalılı-orijinal 47:2 Ve onlar ki iyman etmekte ve salih salih ameller işlemekte ve Muhammede indirilene iyman eylemektedirler - ki rablarından gelen hak da odur - taraflarından kabâhatlerini örtmekte ve hal-ü şanlarını düzeltmektedir

Elmalılı 47:2 - İman edip salih amel işleyenlerin ve Rableri tarafından bir gerçek olarak Muhammed'e indirilen kitaba inananların kötülüklerini Allah örter ve durumlarını düzeltir.

DiyanetMeali 47:2. İnanıp yararlı iş işleyenlerin ve Muhammed'e, Rablerinden bir gerçek olarak indirilene inananların kötülüklerini Allah örter ve durumlarını düzeltir.

DiyanetVakfı 47:2. İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.

Ömer.N.Bilmen 47:2 Ve o kimseler ki, imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular ve Muhammed'e indirilene de inandılar ki o, Rablerinden (gelen) bir mahz-ı hakikattır. Allah Teâlâ da onlardan kusurlarını örtmüştür ve hallerini ıslah etmiştir.

SuatYıldırım 47:2 – İman edip güzel ve makbul işler yapanlar ve Rab’leri tarafından gerçeğin ta kendisi olarak Muhammed’e indirilen vahye iman edenlerin ise günahlarını örtüp, hallerini düzeltir.

İbni Kesir 47:2 İman edip salih ameller işleyenlerin, Muhammed'e indirilene-ki o, Rabblarından olan haktırinananların kötülüklerini örter ve durumlarını ıslah eder.

Elmalılı-orijinal 47:3 Bunun sebebi çünkü küfredenler kendilerini bâtıla uydurmakta, iyman edenler ise rablarından gelen hakka uymaktadırlar, işte Allah insanlara kılıklarını böyle tanıtır

Elmalılı 47:3 - Bu, inkâr edenlerin batıla uymaları ve iman edenlerin de Rablerinden gelen gerçeğe tâbi olmalarından dolayı böyledir. İşte böylece Allah insanlara kendi misallerini anlatır.

DiyanetMeali 47:3. Bu, inkar edenlerin batıla uymaları ve inananların Rablerinden gelen gerçeğe uymalarından ötürü böyledir. Allah böylece insanlara kendilerinin misallerini anlatır.

DiyanetVakfı 47:3. Bunun sebebi, inkâr edenlerin bâtıla uymaları, inananların da Rablerinden gelen hakka uymuş olmalarıdır. İşte böylece Allah, insanlara kendilerinden misallerini anlatır.

Ömer.N.Bilmen 47:3 Bunun sebebi şudur ki, şüphe yok, kâfir olanlar bâtıla tâbi olmuşlardır, imân edenler de Rablerinden gelen hakka tâbi bulunmuşlardır. İşte Allah, nâsa hallerini böylece beyan eder.

SuatYıldırım 47:3 – Bu böyledir. Çünkü kâfirler batıla uydular. İman edenler ise Rab’leri tarafından gönderilen hakka uydular. İşte Allah insanlara kendi durumlarını böylece beyan eder.

İbni Kesir 47:3 İşte böyle. Muhakkak ki o küfredenler, batıla uymuşlar ve iman edenler de Rabblarından gelen hakka uymuşlardır. Böylece Allah, insanlara misallerini anlatır.

Elmalılı-orijinal 47:4 Onun için küfredenlerle muharebeye tutuştunuz mu hemen boyunlarını vurmaya bakın, tâ kuvetlerini derinden kırıp tepeleyinceye kadar, o vakıt da bağı sıkı basın, ondan sonra da ya azâd ya fidye, ta harb ağırlıklarını atana kadar, bu böyle, gerçi Allah dilese elbette onlardan öc alıverir ve lâkin sizi yekdiğerinizle imtihan edecek; Allah yolunda katledilenlere gelince amellerini aslâ boşa gidermez

Elmalılı 47:4 - Savaşta inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurun. Nihayet onlara üstün geldiğiniz zaman bağı sıkı bağlayıp esir alın. Sonra harp ağırlıklarını atıp, savaş bitince de onları ya karşılıksız olarak, ya da fidye ile salıverin. Allah'ın emri budur. Eğer Allah dileseydi onlardan başka türlü de intikam alırdı. Fakat böyle olması sizi birbirinizle denemek içindir. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmaz.

DiyanetMeali 47:4. Savaşta inkar edenlerle karşılaştığınızda boyunlarını vurun; sonunda onlara üstün geldiğinizde onları esir alın; savaş sona erince onları ya karşılıksız, ya da fidye ile salıverin; Allah dilemiş olsaydı, onlardan başka türlü öç alabilirdi, bunun böyle olması, kiminizi kiminizle denemek içindir. Allah, kendi yolunda öldürülenlerin işlerini boşa çıkarmaz.

DiyanetVakfı 47:4. (Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onlara iyice vurup sindirince bağı sıkıca bağlayın (esir alın). Savaş sona erince de artık ya karşılıksız veya fidye karşılığı salıverin. Durum şu ki, Allah dileseydi, onlardan intikam alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek ister. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmaz.

Ömer.N.Bilmen 47:4 İmdi kâfir olanlar ile (muharebede) karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurunuz, nihâyet onların kanlarını ziyâdesiyle döktüğünüz vakit artık bukağıyı sıkıca bağlayın, sonra da (onları) ya meccanen azad edersiniz veya bir bedel mukabilinde serbest bırakırsınız. Tâ ki, savaş ağırlıklarını atıversin. Emir böyledir. Ve eğer Allah dilese, elbette onlardan (muharebesiz de) intikam almış olurdu. Velakin bazınızı bazınız ile imtihan etmesi için, böyle savaş ile emretmiştir. Ve o kimseler ki,Allah yolunda öldürülmüşlerdir,elbette (Allah) Onların amellerini zayi kılmayacaktır.

SuatYıldırım 47:4 – İmdi kâfirlerle savaşta karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurun. Nihayet onları iyice mağlub edince, işi sağlama bağlayın, onları esir alın. Savaş bitince onları ister lütuf olarak karşılıksız salıverir, ister fidye alarak bırakırsınız.Durum şu ki: Allah dileseydi, onlardan intikamınızı alır, onları cezalandırırdı. Fakat O, sizi birbirinizle denemek için savaşı emrediyor. Allah yolunda öldürülenler var ya, Allah onların yaptıklarını asla zayi etmeyecek, boşa çıkarmayacaktır. [8,67-68; 3,142; 9,14-15]

İbni Kesir 47:4 Öyleyse küfredenlerle karşılaştığınızda hemen boyunlarını vurun. Nihayet onları sindirince, bağı sıkı basın. Sonra da ya bir lütuf veya bir fidye. Yeter ki harb hazırlıklarını bıraksın. Eğer Allah, dileseydi; onlardan elbette intikam alırdı. Fakat kiminizi kiminizle denemek ister. Allah yolunda öldürülenlere gelince; Allah onların amellerini asla boşa çıkarmaz.

Elmalılı-orijinal 47:5 İleride onları muradlarına irdirir, ruhlarını şâd eder

Elmalılı 47:5 - Allah onları doğru yola iletecek ve durumlarını düzeltecektir.

DiyanetMeali 47:5. Onları doğru yola eriştirir, durumlarını düzeltir.

DiyanetVakfı 47:5. Allah onları muratlarına erdirecek, gönüllerini şâdedecek .

Ömer.N.Bilmen 47:5-7 (Allah Teâlâ, o mücahitleri) Hidâyete kavuşturacaktır ve onların hallerini ıslah buyuracaktır. Ve onları cennete girdirir. Onu kendilerine bildirmiştir. Ey imân etmiş olanlar! Eğer siz Allah için yardım ederseniz size nusret verir ve ayaklarınızı sabit kılar.

SuatYıldırım 47:5 – Allah onları doğru yola iletir ve onların hallerini düzeltir. [10,9]

İbni Kesir 47:5 Onları hidayete eriştirir ve durumlarını ıslah eder.

Elmalılı-orijinal 47:6 Ve kendilerini Cennete koyar, onu onlar için güzel kokularla donatmaktadır

Elmalılı 47:6 - Onları, kendilerine tanıttığı cennete koyacaktır.

DiyanetMeali 47:6. Onları, kendilerine anlattığı cennete koyar.

DiyanetVakfı 47:6. Onları, kendilerine tanıttığı cennete sokacaktır.

Ömer.N.Bilmen 47:5-7 (Allah Teâlâ, o mücahitleri) Hidâyete kavuşturacaktır ve onların hallerini ıslah buyuracaktır. Ve onları cennete girdirir. Onu kendilerine bildirmiştir. Ey imân etmiş olanlar! Eğer siz Allah için yardım ederseniz size nusret verir ve ayaklarınızı sabit kılar.

SuatYıldırım 47:6 – Onları, kendilerine tanıtmış olduğu cennetine alır.

İbni Kesir 47:6 Onları kendilerine tanıttığı cennete sokar.

Elmalılı-orijinal 47:7 Ey o bütün iyman edenler! eğer siz Allaha yardım ederseniz o size nusrat verir ve ayaklarınızı kaydırmaz

Elmalılı 47:7 - Ey iman edenler! Eğer siz Allah'ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit tutar.

DiyanetMeali 47:7. Ey inananlar! Siz Allah'ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı savaşta sabit kılar.

DiyanetVakfı 47:7. Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a (Allah'ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.

Ömer.N.Bilmen 47:5-7 (Allah Teâlâ, o mücahitleri) Hidâyete kavuşturacaktır ve onların hallerini ıslah buyuracaktır. Ve onları cennete girdirir. Onu kendilerine bildirmiştir. Ey imân etmiş olanlar! Eğer siz Allah için yardım ederseniz size nusret verir ve ayaklarınızı sabit kılar.

SuatYıldırım 47:7 – Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a (Allah’ın dinine) destek olursanız, O da size yardım eder ve savaşta ayaklarınızı kaydırmaz.

İbni Kesir 47:7 Ey iman edenler; siz Allah'a yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sebatınızı arttırır.

Elmalılı-orijinal 47:8 Küfredenler ise yıkım onlara ne yapacaklarını şaşırtmaktadır

Elmalılı 47:8 - İnkâr edenlere gelince, artık yıkım onlara. Allah onların amellerini boşa çıkarmıştır.

DiyanetMeali 47:8. İnkar edenlere ise, yıkım ve yokluk olsun! Allah onların işlerini boşa çıkarır.

DiyanetVakfı 47:8. İnkâr edenlere gelince, onların hakkı yıkımdır. Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır.

Ömer.N.Bilmen 47:8 Ve o kimseler ki, kâfir oldular. Artık helâk onlara! Ve onların amellerini iptâl etmiştir.

SuatYıldırım 47:8 – O inkârcılara gelince, onların hakkı yıkımdır. Allah onların yaptıklarını boşa çıkarır.

İbni Kesir 47:8 Küfredenlere gelince; onların hakkı yüzükoyun kapanmak. Allah, onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır.

Elmalılı-orijinal 47:9 Öyle, çünkü onlar Allahın indirdiğini hoşlanmamışlardır, o da onların bütün amellerini heder etmektedir

Elmalılı 47:9 - Bu onların, Allah'ın indirdiklerini beğenmediklerinden dolayıdır. Allah da bunun için onların amellerini boşa çıkarmıştır.

DiyanetMeali 47:9. Bu, Allah'ın indirdiğini beğenmediklerinden ötürüdür. İşlerini Allah bunun için boşa çıkarmıştır.

DiyanetVakfı 47:9. Bunun sebebi, Allah'ın indirdiğini beğenmemeleridir. Allah da onların amellerini boşa çıkarmıştır.

Ömer.N.Bilmen 47:9-11 O öyledir, çünkü, şüphesiz onlar, Allah'ın indirdiğini kerih gördüler. Artık (Allah da) Onların amellerini iptâl etti. Yeryüzünde gezmediler mi ki, bakıversinler, kendilerinden evvelkilerin akıbetleri nasıl olmuş! Allah onların üzerlerine kahretmiş ve kâfirler için de onların emsali vardır. Şunun için ki, muhakkak Allah, imân edenlerin mevlâsıdır ve şüphe yok ki, kâfirlere gelince onlar için mevlâ yoktur.

SuatYıldırım 47:9 – Bu böyledir, zira onlar Allah’ın indirdiği buyruklarını beğenmediler.Allah da onların bütün iyi ve güzel işlerini boşa çıkardı.

İbni Kesir 47:9 İşte böyle. Çünkü onlar, Allah'ın indirdiğini çirkin görmüşlerdir. O da onların amellerini boşa çıkarmıştır.

Elmalılı-orijinal 47:10 Ya Yer yüzünde bir gezmediler mi? Baksalar a kendilerinden evvelkilerin akıbetleri ne olmuş? Allah üzerlerinden tedmir eylemiş, o kâfirlere de öylesi yaraşır

Elmalılı 47:10 - Onlar yeryüzünde bir gezmediler mi? Baksalar ya kendilerinden öncekilerin sonları nasıl olmuş? Allah onların üzerlerine helak yağdırmıştır. Bu kâfirlere de onların başına gelenlerin benzerleri yaraşır.

DiyanetMeali 47:10. Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bakmazlar mı? Allah onları yere geçirmiştir; inkarcılara da onların başına gelenin benzerleri vardır.

DiyanetVakfı 47:10. Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğunu görmezler mi? Allah onları yere batırmıştır. Kâfirlere de onların benzeri vardır.

Ömer.N.Bilmen 47:9-11 O öyledir, çünkü, şüphesiz onlar, Allah'ın indirdiğini kerih gördüler. Artık (Allah da) Onların amellerini iptâl etti. Yeryüzünde gezmediler mi ki, bakıversinler, kendilerinden evvelkilerin akıbetleri nasıl olmuş! Allah onların üzerlerine kahretmiş ve kâfirler için de onların emsali vardır. Şunun için ki, muhakkak Allah, imân edenlerin mevlâsıdır ve şüphe yok ki, kâfirlere gelince onlar için mevlâ yoktur.

SuatYıldırım 47:10 – Peki onlar dünyada hiç dolaşmadılar mı ki, daha önce yaşamış nesillerin âkıbetlerinin nasıl olduğuna baksınlar: Allah onları yerle bir etti.Benzeri iş yapan kâfirleri de, benzeri âkıbetler beklemektedir.

İbni Kesir 47:10 Yeryüzünde dolaşmazlar mı, kendilerinden öncekilerin akibetlerinin nasıl olduğuna baksınlar. Allah onları yere batırmıştır. Ve kafirlere de bunun benzeri vardır.

Elmalılı-orijinal 47:11 Öyle, çünkü Allah iyman edenlerin mevlâsıdır, kâfirlere gelince onlar için mevlâ yoktur.

Elmalılı 47:11 - Bu böyledir. Çünkü Allah iman edenlerin yardımcısıdır. İnkâr edenlerin ise yardımcısı yoktur.

DiyanetMeali 47:11. Çünkü Allah inananların sahibidir. Kafirlerin ise sahibi yoktur.*

DiyanetVakfı 47:11. Bu, Allah'ın, inananların yardımcısı olmasından dolayıdır. Kâfirlere gelince, onların yardımcıları yoktur.

Ömer.N.Bilmen 47:9-11 O öyledir, çünkü, şüphesiz onlar, Allah'ın indirdiğini kerih gördüler. Artık (Allah da) Onların amellerini iptâl etti. Yeryüzünde gezmediler mi ki, bakıversinler, kendilerinden evvelkilerin akıbetleri nasıl olmuş! Allah onların üzerlerine kahretmiş ve kâfirler için de onların emsali vardır. Şunun için ki, muhakkak Allah, imân edenlerin mevlâsıdır ve şüphe yok ki, kâfirlere gelince onlar için mevlâ yoktur.

SuatYıldırım 47:11 – Bu böyledir, çünkü iman edenlerin yardımcısı Allah’tır, kâfirlerin ise mevlâları, dostları yoktur.

İbni Kesir 47:11 İşte böyle. Çünkü Allah, imanetmiş olanların Mevla'sıdır. Kafirlere gelince; muhakkak ki onların mevlası yoktur.

Elmalılı-orijinal 47:12 Muhakkak ki Allah iyman edip salih salih ameller işliyenleri altlarından ırmaklar akar Cennetlere koyacaktır, küfredenler ise zevketmeğe bakarlar ve hayvanlar gibi yerler içerler, halbuki ateş ikametgâhı onların

Elmalılı 47:12 - Şüphesiz ki, Allah iman edip salih amel işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. İnkâr edenler ise dünyada zevk edip geçinirler. Hayvanların yediği gibi yerler. Onların varacakları yer ateştir.

DiyanetMeali 47:12. Doğrusu Allah, inanıp yararlı işler işleyenleri içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Durakları ateş olduğu halde kafirler, zevklenirler ve hayvanlar gibi yerler.

DiyanetVakfı 47:12. Muhakkak ki Allah, inanıp iyi işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar; inkâr edenler ise (dünyadan) faydalanırlar, hayvanların yediği gibi yerler. Onların yeri ateştir.

Ömer.N.Bilmen 47:12 Şüphe yok ki Allah imân eden ve sâlih sâlih amellerde bulunan kimseleri altlarından ırmaklar akan cennetlere girdirecektir ve o kimseler ki, kâfir olmuşlardır, menfaatlenirler ve hayvanların yedikleri gibi yerler ve ateş ise onlar için bir yurddur.

SuatYıldırım 47:12 – Muhakkak ki Allah iman edip, makbul ve güzel işler yapanları, içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştirecektir.Kâfirler ise dünyada zevklerini yaşamak ister, hayvanlar gibi yerler. İşte onların barınağı ateştir.

İbni Kesir 47:12 Muhakkak ki Allah iman edip salih amel işleyenleri altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Küfredenler ise, eğlenirler ve hayvanların yediği gibi yerler. Onları yeri de ateştir.

Elmalılı-orijinal 47:13 Seni çıkaran karyenden daha kuvvetli ne karyeler vardı ki biz onları helâk ettik de onları kurtaran yok

Elmalılı 47:13 - Ey Muhammed! Seni yurdundan çıkaran şehirden daha kuvvetli olan nice şehirler vardı ki biz onları helâk ettik de onlara yardım eden çıkmadı.

DiyanetMeali 47:13. Seni sürüp çıkaran şehirden daha kuvvetli olan nice şehirler yok ettik. Yardım edenleri bulunmadı.

DiyanetVakfı 47:13. Senin şehrinden -ki ora (halkı) seni çıkardı daha kuvvetli nice şehirleri yok ettik; onlara bir yardım eden de çıkmadı.

Ömer.N.Bilmen 47:13 Ve nice beldeler de var idi ki, seni çıkarmış olan beldeden daha kuvvetce şiddetli idi. Onları helâk ettik, artık onlar için bir yardımcı yoktur.

SuatYıldırım 47:13 – Nice şehirler vardı ki halkı, seni süren Mekke şehri’nin halkından daha kuvvetli idiler.İşte Biz, onları imha ettik ve kendilerine yardım edecek kimse çıkmadı.

İbni Kesir 47:13 Nice kasabaları yok ettik ki; onlar, seni sürüp çıkaran kasabadan daha kuvvetli idiler. Ve onlara yardım eden de bulunmadı.

Elmalılı-orijinal 47:14 Şimdi rabından bir beyyine üzerinde bulunan kimse hiç o kötü ameli kendine süslü gösterilmiş de hevâ ve hevesleri ardına düşmüş kimselere benzer mi?

Elmalılı 47:14 - Rabbi tarafından apaçık bir delil üzerinde bulunan kimse, kötü işleri kendisine güzel gösterilmiş de heveslerinin peşine düşmüş kimseler gibi olur mu?

DiyanetMeali 47:14. Rabbinin katından bir belgesi olan kimse, kötü işi kendisine güzel gösterilen kimseye benzer mi? Bunlar heveslerine uymuşlardır.

DiyanetVakfı 47:14. Rabbinden apaçık bir delil üzerinde bulunan kimse, kötü işi kendisine güzel görünen ve heveslerine uyan kimse gibi olur mu?

Ömer.N.Bilmen 47:14 Ya şimdi Rabbinden bir zâhir hüccet üzerine olan kimse, kendisine kötü ameli bezetilmiş ve hevâlarının ardına düşmüş kimseler gibi midir?

SuatYıldırım 47:14 – Rabbi tarafından apaçık bir delile tâbi olan kimse hiç, yaptığı işler kendisine süslenen ve hevâ ve heveslerinin peşinden giden kimse gibi olur mu? [13,19; 59,20]

İbni Kesir 47:14 Rabbındab apaçık bir burhan üzerinde bulunan kimse; işlediği kötülükleri kendisine güzel gösterilen ve heveslerine uyanlar gibi midir?

Elmalılı-orijinal 47:15 Korunanlara va'dolunan Cennetin temsili: onda ırmaklar var bir sudan ki bozulması yok, ırmaklar var bir südden ki tadı değişmez, ırmaklar var bir şarabdanki içenlere lezzet, ırmaklar var bir baldan ki safi süzme, hem onlara semerelerini (hasılâtın) her türlüsünden var, hem de Rablarından bir mağfiret var, hiç bunlar o ateşte muhalled olan ve kaynar bir mayı'den sulanıp da bağırsaklarını parçalamakta bulunan kimselere benzer mi?

Elmalılı 47:15 - Kötülükten sakınanlara vaad edilen cennetin durumu şöyledir: Orada bozulmayan temiz sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Onlar için cennette her çeşit meyve ve Rablerinden bir bağışlanma vardır. Bunların durumu, ateşte ebedî olarak kalacak olan ve bağırsaklarını parçalayacak kaynar su içirilen kimsenin durumu gibi olur mu?

DiyanetMeali 47:15. Allah'a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen cennet şöyledir: Orada temiz su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları, süzme bal ırmakları vardır. Onlara orada her türlü ürün ve Rablerinden mağfiret vardır. Bunların durumu, ateşte temelli kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?

DiyanetVakfı 47:15. Müttakîlere vâdolunan cennetin durumu şöyledir: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Rablerinden de bağışlama vardır. Hiç bu, ateşte ebedî kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?

Ömer.N.Bilmen 47:15 Muttakîler için vaadolunan cennetin sıfatı, onun içinde bozulmamış sütten ırmaklar ve tadı değişmemiş sütten ırmaklar ve içenler için leziz şaraptan ırmaklar ve süzülmüş baldan ırmaklar vardır ve onlar için orada her türlü meyvelerden vardır ve Rablerinden yarlığanma da vardır. (Artık böyle zâtlar) Ateşte ebedîyyen kalan ve pek kaynar sudan içirilip de barsakları parçalanan kimseler gibi midir?

SuatYıldırım 47:15 – Allah’a karşı gelmekten sakınanlara vâd edilen cennetin durumu ise şudur:Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içerken lezzet veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır.Onlara orada her türlü meyve ile bir de Rableri tarafından mağfiret vardır.Bu nimetlere erişenler hiç, ateşte devamlı kalıp, kaynar sulardan içirilip bununla bağırsakları lime lime olan kimseler gibi olur mu? [55,52; 2,25; 56,20] {KM, Tekvin 2,11-14; Tesniye 8,7-10}

İbni Kesir 47:15 Muttakilere vaadolunan cennetin misali: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere zevk veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Ve Rabblarından mağfiret de vardır. Hiç bu; ateşte temelli kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimseler gibi midir?

Elmalılı-orijinal 47:16 Onlardan seni dinlemeğe gelen de var, hattâ yanından çıktıklarında kendilerine ılim verilmiş olanlara derler ki: «o, demin ne söyledi?» Bunlar öyle kimselerdir ki Allah kalblerini tab'etmiştir de hep hevaları ardına düşmektedirler

Elmalılı 47:16 - Ey Muhammed! Onlardan seni dinlemeye gelenler de var. Senin yanından çıktıkları zaman kendilerine ilim verilen kimselere alay yoluyla: "O demin ne söyledi?" diye sorarlar. İşte onlar Allah'ın kalplerini mühürlediği kimselerdir. Onlar sadece kendi heva ve heveslerine uyarlar.

DiyanetMeali 47:16. Onların içinde seni dinleyenler vardır; sonra senin yanından çıkınca, bilgili kimselere "Az önce ne demişti?" diye sorarlar. İşte bunlar, Allah'ın kalblerini mühürlemiş olduğu, kendi heveslerine uyan kimselerdir.

DiyanetVakfı 47:16. Onların arasında, seni dinleyenler vardır. Fakat senin yanından çıkınca kendilerine bilgi verilmiş olanlara "Az önce ne demişti?" diye sorarlar. Bunlar, Allah'ın kalplerini mühürlediği, hevâ ve heveslerine uyan kimselerdir.

Ömer.N.Bilmen 47:16 Ve onlardan bazı kimseler vardır ki, seni dinler, sonra senin yanından çıktıkları zaman kendilerine ilim verilmiş olanlara derler ki: «O biraz evvel ne söyledi?» Onlar öyle kimselerdir ki, Allah, onların kalbleri üzerini mühürlemiştir ve hevâlarına tâbi olmuşlardır.

SuatYıldırım 47:16 – Onlardan seni dinlemeye gelen de vardır. Ama ne zaman ki senin yanından çıkarlar, o vakit sana kulak verip meseleleri öğrenenlere:”Sahi, az önce o, neler söylüyordu?” diye sorarlar.İşte Allah onların kalplerini mühürlemiş ve onlar da hevalarına uymuşlardır.

İbni Kesir 47:16 Onların arasında seni dinleyenler vardır. Nihayet senin yanından çıkınca, kendilerine ilim verilmiş olanlara: Az önce ne demişti? diye sorarlar. İşte bunlar, Allah'ın kalblerini mühürlemiş olduğu ve kendi heveslerine uyan kimselerdir.

Elmalılı-orijinal 47:17 Hidâyeti kabul edenlere gelince Allah onların muvaffakıyyetlerini artırmakta ve kendilerine (takvalarını) korunmalıklarını vermektedir

Elmalılı 47:17 - Doğru yola girenlere gelince, Allah onların hidayetlerini artırmış ve onlara kötülükten sakınma çarelerini ilham etmiştir.

DiyanetMeali 47:17. Doğru yolu bulanların ise Allah doğruluklarını artırır, onların karşı gelmekten sakınmalarını sağlar.

DiyanetVakfı 47:17. Doğru yolu bulanlara gelince, Allah onların hidayetlerini arttırır ve sakınmalarını sağlar.

Ömer.N.Bilmen 47:17 Ve o kimseler ki, hidâyete ermişlerdir; onlara hidâyeti arttırmıştır ve onlara takvâlarını vermiştir.

SuatYıldırım 47:17 – Hidâyeti kabul edenlerin ise Allah hidâyette yakînlerini artırır ve kendilerine takva nasib eder.

İbni Kesir 47:17 Hidayete erenlere gelince; onların hidayetlerini arttırır ve onlara takvalarını verir.

Elmalılı-orijinal 47:18 Artık onlar yalnız o saate, onun birdenbire kendilerine gelivermesine bakıyorlar, çünkü işte alâmetleri geldi, fakat o başlarına geldiği vakıt anlamaları kendilerine ne faide verir?

Elmalılı 47:18 - Artık onlar, kıyamet saatinin kendilerine ansızın gelivermesine mi bakıyorlar? Şüphesiz onun alametleri gelmiştir. Artık kıyamet kendilerine gelip çatınca anlamaları neye yarar?

DiyanetMeali 47:18. Onlar kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini mi bekliyorlar. Şüphesiz onun alametleri belirmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar?

DiyanetVakfı 47:18. Onlar, kıyamet gününün ansızın gelip çatmasını mı bekliyorlar? Şüphesiz onun alâmetleri belirmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar!

Ömer.N.Bilmen 47:18 Onlar, Kıyametin kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şeye muntazır bulunmuyorlar. İşte muhakkak ki, onun alâmetleri gelmiştir. Artık onlara geldiği vakit düşünmeleri (anlamaları) kendilerine ne faide verecektir?

SuatYıldırım 47:18 – Yoksa onlar, kıyametin kendilerine ansızın gelmesini mi gözlüyorlar?Zaten alâmetleri geldi bile!Ama kıyamet gelip çattıktan sonra, ibret almaları neye yarar ki! [53,56-57; 54,1; 16,1; 21,1; 89,23; 34,52]

İbni Kesir 47:18 Onlar, kıyamet saatının ansızın kendilerine gelip çatmasından başka bir şey mi bekliyorlar? Şüphesiz onun alametleri gelmiştir. Kendilerine gelip çatınca öğüt almaları neye yarar?

Elmalılı-orijinal 47:19 Şimdi bunu bil ki «başka tanrı yok ancak bir Allah», bil de günahına ve mü'minîn-ü mü'minata istiğfar eyle, Allah dolaştığınız yeri de bilir durduğunuz yeri de

Elmalılı 47:19 - Ey Muhammed! Bil ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. Hem kendi günahın için, hem de mümin erkekler ve mümin kadınlar için Allah'tan bağışlanma dile. Allah, sizin gezip dolaştığınız yeri de duracağınız yeri de bilir.

DiyanetMeali 47:19. Bil ki, Allah'tan başka tanrı yoktur; kendinin, inanmış erkek ve kadınların günahlarının bağışlanmasını dile. Allah, gezip dolaştığınız ve duracağınız yerleri bilir.*

DiyanetVakfı 47:19. Bil ki, Allah'tan başka ilâh yoktur. (Habibim!) Hem kendinin hem de mümin erkeklerin ve mümin kadınların günahlarının bağışlanmasını dile! Allah, gezip dolaştığınız yeri de duracağınız yeri de bilir.

Ömer.N.Bilmen 47:19 İmdi şunu bil ki, «Şüphe yok, Allah'tan başka ilâh yoktur». Ve günâhın için ve imânlı erkekler ile imânlı kadınlar için mağfiret dile. Ve Allah, dolaştığınız yeri de, durduğunuz yeri de bilir.

SuatYıldırım 47:19 – O halde şu gerçeği hiç unutma ki:Allah’tan başka ilah yoktur.Sen hem kendi günahın , hem mümin erkeklerin ve mümin kadınların günahı için Allah’tan af dile.Allah, (dünyada) dönüp dolaştığınız yeri de, (âhirette) varıp duracağınız yeri de pek iyi bilir. [6,59-60; 11,6]

İbni Kesir 47:19 Bil ki; Allah'tan başk ailah yokturç Hem kendinin, hem de mü'min erkeklerle mü'min kadınların günahlarının bağışlanmasını dile. Allah, dolaştığınız yeri de, barındığınız yeri de bilir.

Elmalılı-orijinal 47:20 İyman edenler «bir Sûre indirilseydi» diyorlar, derken muhkem bir Sûre indirilip onda kıtâl zikredilince kalblerinde bir maraz bulunanları görüyorsun sana öyle bir bakış bakıyorlar ki: tıpkı ölümden baygınlık gelmiş kimsenin bakışı, o da onlara pek yakındır

Elmalılı 47:20 - İman edenler: "Keşke cihad hakkında bir sûre indirilse." derlerdi. Ama hükmü açık bir sûre indirilip de, içerisinde savaş zikredilince kalplerinde hastalık olanların ölüm korkusuyla baygınlık geçiren bir kimsenin bakışı gibi sana baktığını görürsün. Oysa onlar için ölüm yaşamaktan daha uygundur.

DiyanetMeali 47:20-21. İnananlar: "Keşke bir süre indirilse de cihada çıksak" derlerdi. Fakat hükmü açık bir süre inip, orada savaş zikredilince, kalblerinde hastalık olanların, ölüm korkusuyla bayılmış kimselerin bakışları gibi, sana baktıklarını gördün. Oysa onlara itaat etmek ve uygun olanı söylemek yaraşırdı. İş ciddileşince Allah'a verdikleri yeminde doğruluk gösterselerdi, onların iyiliğine olurdu.

DiyanetVakfı 47:20. İman etmiş olanlar: Keşke cihad hakkında bir sûre indirilmiş olsaydı! derler. Ama hükmü açık bir sûre indirilip de onda savaştan söz edilince, kalplerinde hastalık olanların, ölüm baygınlığı geçiren kimsenin bakışı gibi sana baktıklarını görürsün. Onlara yakışan da budur!

Ömer.N.Bilmen 47:20 Ve imân edenler derler ki: «Bir sûre indirilmiş olmalı değil mi idi?». Vaktâ ki, bir muhkem sûre indirildi ve onda savaş zikredildi, kalblerinde bir hastalık olanları gördük ki, sana ölümden baygın kimsenin bakışı gibi bakıyorlar. Artık (ölüm) onlara daha layıktır.

SuatYıldırım 47:20 – İman edenler: “Keşke savaş hakkında bir sûre indirilseydi?” diyorlar.Fakat net ve kesin bir sûre indirilip de içinde savaşma emri zikredilince, kalplerinde hastalık bulunanların, ölüm sekeratına giren kimsenin bakışı gibi boş gözlerle sana baktıklarını görürsün. Korktukları başlarına gelsin! [4,77]

İbni Kesir 47:20 İman etmiş olanlar; bir sure indirilmeli değil miydi? derler. Fakat muhkem bir sure indirilip de orada muharebe zikrolununca; kalblerinde hastalık olanların, ölüm korkusundan bayılmış kimselerin bakışları gibi sana baktıklarını görürsün. Bu, onlar için daha evladır.

Elmalılı-orijinal 47:21 Fakat bir tâat ve bir güzel söz, sonra emir kat'ıyyet kesbedince Allaha sadakat etselerdi elbette kendileri için daha hayırlı olurdu

Elmalılı 47:21 - Onların vazifesi itaat ve güzel söz söylemekti. Sonra iş kesinleşince Allah'ın emrine sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu.

DiyanetMeali 47:20-21. İnananlar: "Keşke bir süre indirilse de cihada çıksak" derlerdi. Fakat hükmü açık bir süre inip, orada savaş zikredilince, kalblerinde hastalık olanların, ölüm korkusuyla bayılmış kimselerin bakışları gibi, sana baktıklarını gördün. Oysa onlara itaat etmek ve uygun olanı söylemek yaraşırdı. İş ciddileşince Allah'a verdikleri yeminde doğruluk gösterselerdi, onların iyiliğine olurdu.

DiyanetVakfı 47:21. (Onların vazifesi) itaat ve güzel sözdür. İş ciddiye bindiği zaman Allah'a sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu.

Ömer.N.Bilmen 47:21 (Onlar için) İtaat ve güzel söz (yaraşır). Sonra (savaş) emri, kat'iyyet kesbedince eğer Allah'a sadâkatta bulunsalar idi elbette kendileri için hayırlı olurdu.

SuatYıldırım 47:21 – Onlara düşen: İtaat etmek ve tatlı söz söylemektir. İş ciddiye bindiğinde,Allah’a verdikleri sözde dursalardı, kendileri için elbette daha hayırlı olurdu.

İbni Kesir 47:21 İtaat ve güzel söz. Bunun için iş ciddileşince derhal Allah'a sadakat gösterselerdi; elbette kendileri için daha hayırlı olurdu.

Elmalılı-orijinal 47:22 Nasıl döner de Arzı fesâda verir ve rahimlerinizi doğratabilir misiniz?

Elmalılı 47:22 - Demek siz iş başına gelecek olursanız yeryüzünde bozgunculuk çıkaracaksınız ve akrabalık bağlarınızı koparacaksınız öyle mi?

DiyanetMeali 47:22. Geri dönerseniz yeryüzünde bozgunculuk yapmanız ve akrabalık bağlarını kesmeniz beklenmez mi sizden?

DiyanetVakfı 47:22. Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?

Ömer.N.Bilmen 47:22 Demek umulur ki eğer siz imândan yüz çevirirseniz, yeryüzünde bozgunculuğa çağırırsınız ve akrabalık münâsebetlerini parçalayıverirsiniz.

SuatYıldırım 47:22 – Demek ki ey münafıklar! Siz işbaşına geçecek olursanız, ülkede fesat çıkaracak, nizamı bozacak, akrabalık bağlarını parçalayacaksınız! (Allah’a verdiği söze bile sadık kalmayan kimsenin, böylesi hakları gözetmesi de beklenemez).

İbni Kesir 47:22 Demek, sizler idareyi ele alırsanız; yeryüzünde fesad çıkaracak, akrabalık bağlarını bile koparacaksınız öyle mi?

Elmalılı-orijinal 47:23 Öyleler o kimselerdir ki Allah onları la'netlemiş de duygularını almış ve gözlerini kör etmiştir

Elmalılı 47:23 - İşte onlar, Allah'ın lanetlediği, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.

DiyanetMeali 47:23. İşte, Allah'ın lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği bunlardır.

DiyanetVakfı 47:23. İşte bunlar, Allah'ın kendilerini lânetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.

Ömer.N.Bilmen 47:23 Onlar o kimselerdir ki, onlara Allah lânet etmiştir, sonra onları sağır kılmıştır ve gözlerini kör etmiştir.

SuatYıldırım 47:23 – İşte bunlar, Allah’ın lânet edip kulaklarını sağırlaştırdığı, gözlerini kör ettiği kimselerdir.

İbni Kesir 47:23 Allah'ın kendilerini la'netlemiş, sağırlaştırmış ve gözlerini kör etmiş olduğu kimseler işte bunlardır.

Elmalılı-orijinal 47:24 Öyle olmasa Kur'anı bir tedebbür etmezler mi? Yoksa kalbler üzerinde üst üste kilitleri mi var?

Elmalılı 47:24 - Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerinde kilitleri mi var?

DiyanetMeali 47:24. Bunlar Kuran'ı düşünmezler mi? Yoksa kalbleri kilitli midir?

DiyanetVakfı 47:24. Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli mi?

Ömer.N.Bilmen 47:24 Kur'an'ı tefekküre çağırmazlar mı? Yoksa kalblerinin üzerinde onların kilitleri mi var?

SuatYıldırım 47:24 – Öyle olmasaydı, Kur’ân’ı düşünmeleri gerekmez miydi? Yoksa kalplerinin üzerinde üst üste kilitler mi var?

İbni Kesir 47:24 Kur'an'ı düşünmezler mi? Yoksa kalblerin üzerinde kilitleri mi vardır?

Elmalılı-orijinal 47:25 Haberiniz olsun ki o kendilerine hak tebeyyün ettikten sonra gerisin geri irtidâda doğru gidenlere Şeytan fit vermiş ve kendilerini uzun uzun emellere düşürmüştür

Elmalılı 47:25 - Gerçekten doğru yol kendilerine açıkça belli olduktan sonra gerisin geri küfre dönenlere şeytan, kötülüklerini güzel göstermiş ve onları uzun emellere düşürmüştür.

DiyanetMeali 47:25. Kendileri için doğru yol belli olduktan sonra ardlarına dönenleri, bu işi yapmaya şeytan sürüklemiş, onlara ümit vermiştir.

DiyanetVakfı 47:25. Şüphesiz ki, kendilerine doğru yol belli olduktan sonra, arkalarına dönenleri, şeytan sürüklemiş ve kendilerine ümit vermiştir.

Ömer.N.Bilmen 47:25 Şüphe yok, o kimseler ki kendilerine hidâyet besbelli olduktan sonra arkaları üzerine dönüverdiler, onlar için şeytan süslemiş ve onları uzunca emellere düşürmüştür.

SuatYıldırım 47:25 – Kendilerine doğru yol iyice belli olduktan sonra, gerisin geri dinden çıkanlara muhakkak ki şeytan önce fit vermiş; onları uzun emellere, düşürmüştür.

İbni Kesir 47:25 Muhakkak ki kendilerine hidayet belli olduktan sonra arkalarına dönenleri şeytan aldatmış ve onlara ümit vermiştir.

Elmalılı-orijinal 47:26 Öyle, çünkü bunlar Allahın indirdiğini hoşlanmıyanlara demişlerdir ki: biz, size bazı emirde itaat edeceğiz, Allah ise onların o gizli konuşmalarını bilip duruyor

Elmalılı 47:26 - Çünkü onlar Allah'ın indirdiğini beğenmeyen kimselere: "Bazı işlerde biz size itaat edeceğiz." demişlerdi. Oysa Allah onların gizlediklerini biliyordu.

DiyanetMeali 47:26. Bu, Allah'ın indirdiğini beğenmeyen kimselerin: "Biz bazı işlerde size itaat edeceğiz" demelerindendir. Allah onların gizlediklerini bilir.

DiyanetVakfı 47:26. Bunun sebebi; onların, Allah'ın indirdiğinden hoşlanmayanlara: Bazı hususlarda size itaat edeceğiz, demeleridir. Oysa Allah, onların gizlediklerini biliyor.

Ömer.N.Bilmen 47:26 Bunun sebebi şudur ki, onlar, Allah'ın indirdiğini kerih görenlere dediler ki: «Biz size bazı emirde itaat ederiz.» Halbuki, Allah onların bütün gizli konuşmalarını biliyor.

SuatYıldırım 47:26 – Bu böyledir; Çünkü onlar Allah’ın indirdiğinden hoşlanmayanlara:”Biz, bazı hususlarda size itaat edeceğiz” demişlerdi.Halbuki Allah onların gizledikleri şeyleri hep bilmektedir.

İbni Kesir 47:26 İşte böyle. Zira onlar, Allah'ın indirdiğini çirkin karşılayanlara; bazı işlerde size itaat edeceğiz, demişlerdi. Allah, onların gizlediklerini bilir.

Elmalılı-orijinal 47:27 O halde Melekler onların yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını alırlarken nasıl olacak bakalım

Elmalılı 47:27 - Melekler onların yüzlerine ve arkalarına vurarak canlarını alırken durumları nasıl olacak?

DiyanetMeali 47:27. Melekler, onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken durumları nice olur?

DiyanetVakfı 47:27. Ya melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken durumları nasıl olacak!

Ömer.N.Bilmen 47:27 Melekler, onların yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını aldıkları vakit halleri ne olacak?

SuatYıldırım 47:27 – Haydi dünyada birtakım hile ve dolaplar çeviriyorlar, peki melekler, onların yüzlerine, sırtlarına vura vura canlarını aldıkları zaman halleri ne olacak? [8,50; 6,93; 4,97; 40,46]

İbni Kesir 47:27 Ya, melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken ne olacak?

Elmalılı-orijinal 47:28 Öyle, çünkü onlar Allahın hışmına sebeb olan şeylerin ardına düştüler de onun rıdvanını istemediler, o da onların bütün amellerini heder etmiştir

Elmalılı 47:28 - Bu onların Allah'ı gazablandıran şeylere uymaları ve O'nun rızasına sebep olacak şeyleri beğenmemelerinden dolayıdır. Allah onların amellerini boşa çıkarmıştır.

DiyanetMeali 47:28. Bu, Allah'ı gazablandıran şeye uymaları ve O'nun rızasından hoşnut olmamalarından ötürüdür. Allah da onların işlerini boşa çıkarmıştır.*

DiyanetVakfı 47:28. Bunun sebebi, onların Allah'ı gazaplandıran şeylerin ardınca gitmeleri ve O'nu razı edecek şeylerden hoşlanmamalarıdır. Bu yüzden Allah onların işlerini boşa çıkarmıştır.

Ömer.N.Bilmen 47:28 (Bunun sebebi de) Şüphe yok ki, onlar Allah'ın gazabını celbeden şeye tâbi oldular ve onun râzı olduğu şeyi kerih gördüler. Artık onların amellerini mahvediverdi.

SuatYıldırım 47:28 – Bu böyledir: Çünkü onlar Allah’ın gazabına sebeb olan şeylerin peşine düştüler, O’nu razı edecek şeyleri ise beğenmediler.Bu yüzden Allah da onların bütün işlerini boşa çıkardı.

İbni Kesir 47:28 İşte böyle. Çünkü onlar, gerçekten Allah'ı gazaplandıran şeye uydular ve O'nu hoşnud edecek şeyleri çirkin karşıladılar. Bunun için O da onların amellerini boşa çıkardı.

Elmalılı-orijinal 47:29 Yoksa o kalblerinde bir maraz bulunanlar, Allah kendilerinin kinlerini asla meydana çıkarmaz mı sandılar?

Elmalılı 47:29 - Yoksa kalplerinde hastalık olanlar Allah kendilerinin kinlerini hiç ortaya çıkarmaz mı sandılar?

DiyanetMeali 47:29. Yoksa, kalblerinde hastalık olanlar, Allah'ın onların kinlerini dışarı vurmayacağını mı sandılar?

DiyanetVakfı 47:29. Kalplerinde hastalık olanlar, yoksa Allah'ın, kinlerini ortaya çıkarmayacağını mı sandılar?

Ömer.N.Bilmen 47:29 Yoksa kalblerinde hastalık bulunanlar sandılar mı ki, Allah onların kinlerini meydana çıkarmayacaktır?

SuatYıldırım 47:29 – Yoksa kalplerinde hastalık (nifak) bulunan münâfıklar Allah’ın, kalplerinde müminlere karşı duydukları kinleri açığa çıkarmayacağını mı zannediyorlar?

İbni Kesir 47:29 Yoksa; kalblerinde hastalık olanlar, kinlerini Allah'ın dışarı vurmayacağını mı sandılar?

Elmalılı-orijinal 47:30 Dilesek biz onları sana gösteriverirdik de kendilerini bütün sîmâlarıyle tanırdın ve her halde sen onları lakırdılarının edasından tanırsın, Allah ise bütün yaptıklarınızı bilir

Elmalılı 47:30 - Ey Muhammed! Eğer biz dileseydik onları sana gösterirdik. Sen de onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki, sen onları sözlerinin üslubundan da tanırsın. Allah ise bütün yaptıklarınızı bilir.

DiyanetMeali 47:30. Eğer dileseydik, Biz onları sana gösterirdik; sen de onları yüzlerinden tanırdın. And olsun ki sen, onları konuşmalarından da tanırsın; Allah işlediklerinizi bilir.

DiyanetVakfı 47:30. Biz dileseydik onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki sen onları konuşma tarzlarından tanırsın. Allah işlediklerinizi bilir.

Ömer.N.Bilmen 47:30 Ve eğer dilesek elbette onları sana gösteriveririz de onları herhalde simâlarıyla bilirsin. Andolsun ki, onları lâkırdılarının üslûbundan da bilirsin. Ve Allah ise bütün amellerinizi bilir.

SuatYıldırım 47:30 – Eğer dileseydik onları sana tek tek gösterirdik, sen de onları simalarından tanırdın.Hatta sen onları ifadelerinden, ses tonlarından kesinlikle tanırsın.Allah bütün işlerinizi bilir.

İbni Kesir 47:30 Şayet isteseydik; Biz, onları sana gösterirdik de sen; onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki; sen, onları sözlerinin üslubundan da tanırsın. Allah; bütün yaptıklarınızı bilir.

Elmalılı-orijinal 47:31 Celalım hakkı için sizi imtihana sokacağız, tâ ki içinizden mücahidleri ve sabredenleri belli edelim ve haberlerinizi imtihan meydanlarına nümune yapalım

Elmalılı 47:31 - Andolsun ki, biz içinizden cihad edenlerle sabredenleri ortaya çıkarıncaya ve yaptıklarınızla ilgili haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi deneyeceğiz.

DiyanetMeali 47:31. And olsun ki sizi, içinizden cihada çıkanları ve sabredenleri meydana çıkarana ve haberlerinizi açıklayana kadar deneyeceğiz.

DiyanetVakfı 47:31. Andolsun ki içinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz.

Ömer.N.Bilmen 47:31 Celâlim hakkı için sizi imtihana tâbi tutacağız, tâ ki, sizden mücâhit olanlar ile sabredici olanları bilelim ve sizin haberlerinizi de deneyeceğizdir.

SuatYıldırım 47:31 – Sizi mutlaka imtihan edeceğiz, ta ki içinizden mücahede edenleri, sabır ve sebat gösterenleri ortaya çıkaracak ve gösterdiğiniz yararlılıkları imtihan meydanlarında örnek göstereceğiz.

İbni Kesir 47:31 Andolsun ki; içinizden, cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz.

Elmalılı-orijinal 47:32 Haberiniz olsun ki o küfredip Allah yolundan men' eyliyen ve hak kendilerine tebeyyün ettikten sonra Peygambere karşı gelenler hiç bir zaman Allaha zerrece bir zarar edecek değiller, o onların amellerini heder edecektir

Elmalılı 47:32 - Şüphesiz ki, inkâr edenler, Allah yolundan menedenler ve kendilerine doğru yol açıkça belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelenler Allah'a hiçbir zarar veremeyeceklerdir. Allah onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır.

DiyanetMeali 47:32. Şüphesiz, inkar edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine doğru yol belli olduktan sonra Peygambere karşı gelenler Allah'a hiçbir zarar veremezler. O, onların işlerini boşa çıkaracaktır.

DiyanetVakfı 47:32. İnkâr edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine doğru yol belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelenler, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Allah onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır.

Ömer.N.Bilmen 47:32 Şüphe yok, o kimseler ki kâfir oldular ve Allah yolundan men ettiler ve kendilerine hidâyet apâşikâr belli olduktan sonra Peygambere muhâlefette bulundular, elbette Allah'a hiçbir zarar vermiş olmadılar ve onların amellerini iptal edecektir.

SuatYıldırım 47:32 – Kendileri inkâr edip insanları Allah yolundan çevirenler ve doğru yol kendilerine iyice belli olduktan sonra bile, Peygamberin karşısına çıkanlar, Allah’a (yani Allah’ın Peygamberine, dinine) asla zarar veremezler.Allah onların işlerini heder edecektir.

İbni Kesir 47:32 Muhakkak ki küfredip de Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet belli olduktan sonra peygamberlere karşı gelenler; Allah'a hiç bir zarar veremeyeceklerdir. O; bunların amellerini hep boşa çıkaracaktır.

Elmalılı-orijinal 47:33 Ey o bütün iyman edenler! Allaha itaat edin ve Resule itaat edin de amellerinizi ibtal eylemeyin

Elmalılı 47:33 - Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin ve amellerinizi boşa çıkarmayın.

DiyanetMeali 47:33. Ey inananlar! Allah'a itaat edin, Peygambere itaat edin; işlerinizi boşa çıkarmayın.

DiyanetVakfı 47:33. Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere itaat edin. İşlerinizi boşa çıkarmayın.

Ömer.N.Bilmen 47:33 Ey imân etmiş olanlar! Allah'a itaat ediniz ve Peygambere itaat ediniz ve amellerinizi iptal etmeyiniz.

SuatYıldırım 47:33 – Ey iman edenler! Allah’a ve Resulüne itaat edin de emeklerinizi boşa çıkarmayın.

İbni Kesir 47:33 Ey iman edenler; Allah'a itaat edin, peygambere itaat edin ve amellerinizi boşa çıkarmayın.

Elmalılı-orijinal 47:34 Haberiniz olsun ki küfredip Allah yolundan sapan sonra da kâfir oldukları halde ölenleri Allah hiç bir zaman mağfiret buyurmaz

Elmalılı 47:34 - Şüphesiz ki, inkâr edip, Allah yolundan saptıran, sonra da kâfir olarak ölenlere gelince Allah onları asla bağışlamayacaktır.

DiyanetMeali 47:34. İnkar edip Allah yolundan alıkoyanları, sonra da inkarcı olarak ölenleri Allah şüphesiz ki bağışlamayacaktır.

DiyanetVakfı 47:34. İnkâr edip Allah yolundan alıkoyanları ve sonra da kâfir olarak ölenleri Allah asla bağışlamaz.

Ömer.N.Bilmen 47:34 Muhakkak o kimseler ki, kâfir oldular ve Allah yolundan men ediverdiler, sonra da onlar kâfir olarak öldüler, artık Allah, onlar için mağfirette bulunmayacaktır.

SuatYıldırım 47:34 – Kendileri inkâr edip insanları da Allah yolundan çeviren, sonunda da kâfir olarak ölenler var ya,Allah onları asla affetmeyecektir. [4,48]

İbni Kesir 47:34 Muhakkak ki küfredip de Allah yolundan alıkoyanlar, sonra da kafir olarak ölenler; işte onları Allah, asla bağışlamayacaktır.

Elmalılı-orijinal 47:35 Onun için gevşeklik etmeyin de sizler daha üstün olacak iken sulha yalvarmayın, Allah sizinledir ve asla sizin amellerinize kıymaz

Elmalılı 47:35 - Sakın gevşemeyin ve üstün olduğunuz halde barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. O sizin amellerinizi eksiltmeyecektir.

DiyanetMeali 47:35. Ey inananlar! Sizler daha üstün olduğunuz halde düşman karşısında gevşemeyin ki barış istemek zorunda kalmayasınız; Allah sizinle beraberdir; sizin işlerinizi eksiltmeyecektir.

DiyanetVakfı 47:35. Üstün durumda iken gevşeyip barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. O amellerinizi asla eksiltmeyecektir.

Ömer.N.Bilmen 47:35 Binaenaleyh zaafiyet göstermeyiniz ve sizler en üstün olduğunuz halde sulha dâvet etmeyiniz ve Allah sizinle beraberdir ve sizin amelinizi eksiltmez.

SuatYıldırım 47:35 – O halde gevşemeyin de, sizler daha üstün durumda iken, zillet gösterip barış olması için yalvarmayın. Allah sizinle beraberdir. O, asla sizin gayretinizi kuvvetten düşürmez, emeklerinizi zayi etmez.

İbni Kesir 47:35 Öyleyse sakın gevşemeyin; üstün olduğunuz halde sulha davet etmeyin. Allah, sizinle beraberdir. O; amellerinizi asla eksiltmez.

Elmalılı-orijinal 47:36 Dünya hayat bir oyun ve eğlenceden ıbârettir, halbuki siz iyman eder de iyi korunursanız size hem ecirlerinizi verir hem de sizden bütün mallarınızı istemez

Elmalılı 47:36 - Dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Eğer iman eder kötülükten sakınırsanız, Allah size mükâfatınızı verir. Ve sizden bütün mallarınızı harcamanızı da istemez.

DiyanetMeali 47:36. Doğrusu dünya hayatı oyun ve oyalanmadır. Eğer inanır ve Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız, O, size ecirlerinizi verir; O, sizin mallarınızı tamamen sarfetmenizi istemez.

DiyanetVakfı 47:36. Doğrusu dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder ve sakınırsanız Allah size mükâfatınızı verir. Ve sizden mallarınızı (tamamen sarfetmenizi) istemez.

Ömer.N.Bilmen 47:36 Şüphe yok ki, dünya hayatı bir oyundur ve bir eğlencedir ve eğer imân ederseniz ve ittikada bulunursanız size ücretlerinizi verir ve sizden (bütün) mallarınızı da istemez.

SuatYıldırım 47:36 – Dünya hayatı sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir.Eğer siz iman eder ve haramlardan sakınırsanız, hem size mükâfatlarınızı verir, hem de mallarınızın tamamını istemez.

İbni Kesir 47:36 Muhakkak ki dünya hayatı, ancak bir oyun ve eğlencedir. Şayet iman eder ve sakınırsanız; O, size hem ecirlerinizi verir, hem de mallarınızı istemez.

Elmalılı-orijinal 47:37 Eğer sizden onların hepsini ister de sizi çıplak bırakacak olursa buhl eder dayatırsınız, bütün kînlerinizi de meydana çıkarır

Elmalılı 47:37 - Eğer sizden onların tamamını isteyip de sizi zorlasaydı cimrilik ederdiniz. Bu da sizin bütün kinlerinizi ortaya çıkarırdı.

DiyanetMeali 47:37. Eğer sizden onları isteyip de sizi zorlarsa, cimrilik edecektiniz, O da kinlerinizi ortaya çıkaracaktı.

DiyanetVakfı 47:37. Eğer onları (tamamını) isteseydi ve sizi zorlasaydı, cimrilik ederdiniz ve bu da sizin kinlerinizi ortaya çıkarırdı.

Ömer.N.Bilmen 47:37 Eğer sizden onların hepsini istese de size elhâhta bulunsa cimrilik gösterirsiniz ve sizin kinlerinizi meydana çıkarmış olur.

SuatYıldırım 47:37 – Eğer onların hepsini isteyip de sizi iyice sıkıştırsaydı cimrilik eder, dayatırdınız. O zaman da, Allah, bütün ahlâkî zaaflarınızı ortaya çıkarırdı.

İbni Kesir 47:37 Eğer sizden onları ister ve zorlarsa; cimrilik edeceksiniz. Ve bu da kinlerinizi ortaya çıkaracaktır.

Elmalılı-orijinal 47:38 İşte siz şunlarsınız: Allah yolunda infak etmeğe (ıktıza eden masrafı vermeğe) da'vet olunuyorsunuz da yine içinizden kimisi kıskanıyor, halbuki kim kıskanırsa kendine kıskanmış olur, Allah ganî, fukara sizsiniz (ihtiyac sizin) ve eğer tersine giderseniz başka bir kavmı tutar yerinize getirir sonra onlar sizin gibi olmazlar

Elmalılı 47:38 - İşte sizler Allah yolunda harcamaya çağrılan kimselersiniz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama cimrilik eden ancak kendi zararına cimrilik eder. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer siz Hakk'tan yüz çevirirseniz Allah yerinize başka bir kavim getirir. Sonra onlar sizin gibi olmazlar.

DiyanetMeali 47:38. İşte sizler, Allah yolunda sarfetmeye çağırılan kimselersiniz. Kiminiz cimrilik yapıyor ama, cimrilik yapan bilsin ki, ancak kendine karşı cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O'ndan yüz çevirirseniz sizi ortadan kaldırır, sizin gibi olmayacak bir milleti yerinize getirir.*

DiyanetVakfı 47:38. İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağırılıyorsunuz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak kendisine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O'ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar.

Ömer.N.Bilmen 47:38 İşte sizler, o kimselersiniz izi, Allah yolunda infakta bulunmaya dâvet olunursunuz da sizden kimi cimrilikte bulunur. Halbuki, kim cimrilikte bulunursa şüphe yok ki, kendi nefsi için cimrilikte bulunmuş olur. Ve Allah ganîdir. Sizler ise fakirlersinizdir. Ve eğer siz kaçınırsanız, sizden başka bir kavmi (yerinize) tebdîl eder. Sonra onlar, sizin emsaliniz olmazlar.

SuatYıldırım 47:38 – İşte sizler Allah yolunda harcamaya dâvet ediliyorsunuz.İçinizden bazıları cimrilik ediyor. Her kim cimri davranırsa, ancak kendine cimrilik eder.Müstağnî (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan), Allah’tır; muhtaç olan ise sizlersiniz. Şayet imandan ve takvâdan yüz çevirirseniz O, yerinize başka bir millet getirir de, onlar sizin gibi hayırsız olmazlar.

İbni Kesir 47:38 İşte sizler; Allah yolunda infak etmek için çağrılıyorsunuz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Kim cimrilik ederse; ancak kendi nefsine cimrilik etmiş olur. Allah; Gani'dir, siz ise fakirlersiniz. Eğer O'ndan yüz çevirirseniz; yerinize sizden başka bir kavmi getirir. Sonra onlar sizin benzerleriniz olmazlar.