Elmalılı-orijinal 30:1 Elif, Lam, Mim.

Elmalılı 30:1 - Elif, Lâm, Mim.

DiyanetMeali 30:1 Elif, Lam, Mim.

DiyanetVakfı 30:1 Elif. Lâm. Mîm.

Ömer.N.Bilmen 30:1-2 Elif, Lâm, Mim. Rûm mağlûp oldu.

SuatYıldırım 30:1 – Elif, Lâm, Mîm

İbni Kesir 30:1 Elif, Lam, Mim.


Elmalılı-orijinal 30:2 Rum mağlûb oldu

Elmalılı 30:2 - Rumlar yenildi.

DiyanetMeali 30:2-5 Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden bir kaç yıl sonra galip geleceklerdir. İş, eninde sonunda Allah'a aittir. İşte o gün, inananlar, istediğine yardım eden Allah'ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, merhametlidir.

DiyanetVakfı 30:2 Rumlar, yenildi.

Ömer.N.Bilmen 30:1-2 Elif, Lâm, Mim. Rûm mağlûp oldu.

SuatYıldırım 30:2-3 – Rumlar yakın bir yerde mağlub oldular.Ama bu yenilgilerinden sonra galip gelecekler.

İbni Kesir 30:2 Rumlar yenildiler.


Elmalılı-orijinal 30:3 Arzın yakınında, maamafih onlar bu mağlûbiyyetlerinin arkasından bir kaç sene içinde muhakkak galebe edecekler

Elmalılı 30:3 - (Arapların bulunduğu bölgeye) en yakın bir yerde onlar, bu yenilgilerinin ardından mutlaka galib geleceklerdir.

DiyanetMeali 30:2-5 Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden bir kaç yıl sonra galip geleceklerdir. İş, eninde sonunda Allah'a aittir. İşte o gün, inananlar, istediğine yardım eden Allah'ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, merhametlidir.

DiyanetVakfı 30:3 Arapların bulunduğu bölgeye en yakın bir yerde onlar, Halbuki onlar, bu yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip geleceklerdir.

Ömer.N.Bilmen 30:3 Yerin en yakınında. Maamafih onlar mağlubiyetlerinden sonra muhakkak ki, galip olacaklardır.

SuatYıldırım 30:2-3 – Rumlar yakın bir yerde mağlub oldular.Ama bu yenilgilerinden sonra galip gelecekler.

İbni Kesir 30:3 Yakın bir yerde. Ama onlar, bu yenilgilerinden sonra galib geleceklerdir.


Elmalılı-orijinal 30:4 Önünde de sonunda da emir Allahın, ve o gün mü'minler Allahın nusretiyle ferahlanacaklar

Elmalılı 30:4 - (Bu da) birkaç yıl içinde (olacaktır). Onların bu yenilgilerinden önce de sonra da emir Allah'ındır ve o gün müminler, sevineceklerdir.

DiyanetMeali 30:2-5 Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden bir kaç yıl sonra galip geleceklerdir. İş, eninde sonunda Allah'a aittir. İşte o gün, inananlar, istediğine yardım eden Allah'ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, merhametlidir.

DiyanetVakfı 30:4 Onların bu yenilgilerinden önce de sonra da emir Allah'ındır. O gün müminler de Allah'ın yardımıyla sevineceklerdir.

Ömer.N.Bilmen 30:4 Üç ile nihâyet dokuz sene içinde. Önceden de, sonradan da emir Allah'a aittir ve o gün mü'minler şad olacaklardır.

SuatYıldırım 30:4-5 – Birkaç yıl içinde. Çünkü işleri karara bağlama yetkisi, başında da sonunda da Allah’a aittir.O gün, müminler de, Allah’ın verdiği zafer sayesinde sevinecekler.Allah dilediğini muzaffer kılar. Zira O, azîzdir, rahîmdir (mutlak galiptir, sınırsız merhamet ve ihsan sahibidir). [5,82 - 83]

İbni Kesir 30:4 Birkaç yıl içinde. Eninde sonunda emir Allah'ındır. O gün mü'minler de sevinecekler.


Elmalılı-orijinal 30:5 o kimi dilerse muzaffer kılar ve azîz odur, rahîm o

Elmalılı 30:5 - (Bu da) Allah'ın yardımıyla (olacaktır). Allah dilediğine yardım eder, galip kılar. O çok güçlüdür, çok merhamet edicidir.

DiyanetMeali 30:2-5 Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden bir kaç yıl sonra galip geleceklerdir. İş, eninde sonunda Allah'a aittir. İşte o gün, inananlar, istediğine yardım eden Allah'ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, merhametlidir.

DiyanetVakfı 30:5 Allah, dilediğine yardım eder,galip kılar. O, mutlak güç sahibidir, çok esirgeyicidir.

Ömer.N.Bilmen 30:5 Allah'ın nusretiyle. Dilediğine yardım eder ve O azîzdir, rahîmdir.

SuatYıldırım 30:4-5 – Birkaç yıl içinde. Çünkü işleri karara bağlama yetkisi, başında da sonunda da Allah’a aittir.O gün, müminler de, Allah’ın verdiği zafer sayesinde sevinecekler.Allah dilediğini muzaffer kılar. Zira O, azîzdir, rahîmdir (mutlak galiptir, sınırsız merhamet ve ihsan sahibidir). [5,82 - 83]

İbni Kesir 30:5 Allah'ın yardımı ile. O dilediğine yardım eder ve O; Aziz'dir, Rahim'dir.


Elmalılı-orijinal 30:6 Allahın va'di bu, Allah, va'dine hulf etmez ve lâkin nasın ekserisi bilmezler

Elmalılı 30:6 - Allah'ın vaadi budur. Allah, vaadinden caymaz. Fakat insanların çoğu bilmezler.

DiyanetMeali 30:6 Bu, Allah'ın vaadidir; Allah verdiği sözden caymaz, fakat insanların çoğu bilmezler.

DiyanetVakfı 30:6 (Bu) Allah'ın vâdettiğidir. Allah vâdinden caymaz; fakat insanların çoğu bilmezler.

Ömer.N.Bilmen 30:6 (Bu) Allah'ın vaadi. Allah vaadinde hulf etmez. Velâkin insanların çoğu bilmezler.

SuatYıldırım 30:6 – Bu, Allah’ın vâdidir. Allah verdiği sözden caymaz, fakat insanların ekserisi bunu bilmezler.

İbni Kesir 30:6 Allah'ın vaadi. Allah vaadinden asla caymaz, ama insanların çoğu bilmezler.


Elmalılı-orijinal 30:7 Bir zâhir bilirler Dünya hayattan, Âhıretten ise hep gafildirler

Elmalılı 30:7 - Onlar, sadece bu dünya hayatının dış yüzünü bilirler. Ahiretten ise onlar hep gafildirler.

DiyanetMeali 30:7 Onlar, dünya hayatının görülen kısmını bilirler. Onlar, ahiretten habersizdirler.

DiyanetVakfı 30:7 Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler.

Ömer.N.Bilmen 30:7 Dünya hayatından bir âşikâre olanı bilirler. Ahiretten ise gafiIler olanlar onlardır, onlar.

SuatYıldırım 30:7 – Bildikleri, sadece dünya hayatının dış görünüşüdür; ama âhiretten habersiz, gafildirler.

İbni Kesir 30:7 Onlar dünya hayatının yalnız dış yüzünü bilirler. Ve onlar ahiretten ise gafillerdir.


Elmalılı-orijinal 30:8 Nefislerînde bir düşünmediler de mi? Allah o Gökleri ve Yeri ve ikisinin arasındakileri başka değil, ancak hak sebeb ve müsemmâ bir ecel ile halk buyurmuştur, bununla beraber doğrusu insanlardan bir çoğu rablarının likasına kâfirdirler

Elmalılı 30:8 - Kendi içlerinde hiç düşünmediler mi ki, Allah göklerde, yerde ve bu ikisi arasında bulunan her şeyi ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre için yaratmıştır? Gerçekten insanların çoğu, Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler.

DiyanetMeali 30:8 Kendi kendilerine, Allah'ın gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları, gerçek olarak ve belirli bir süre için yarattığını düşünmezler mi? Doğrusu insanların çoğu, Rablerine kavuşacaklarını inkar ederler.

DiyanetVakfı 30:8 Kendi kendilerine, Allah'ın, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları ancak hak olarak ve muayyen bir süre için yarattığını hiç düşünmediler mi? İnsanların birçoğu, Rablerine kavuşmayı gerçekten inkâr, etmektedirler.

Ömer.N.Bilmen 30:8 Nefisleri hakkında tefekkürde bulunmadılar mı? Allah gökleri ve yeri ve bunların aralarındakilerini yaratmadı, ancak hak ile ve muayyen bir vakit için yaratmıştır. Ve şüphe yok ki, insanlardan birçokları Rablerine kavuşmayı elbette münkirdirler.

SuatYıldırım 30:8 – Onlar azıcık olsun kendi başlarına kalıp düşünmediler mi ki:Allah gökleri, yeri ve ikisinin arasında olan bütün varlıkları gerçek bir gaye ile, belirli bir vâdeye kadar yaratmıştır.Ama insanların birçoğu, Rab’lerinin huzuruna çıkacaklarını inkâr ediyorlar.

İbni Kesir 30:8 Kendi nefisleri hakkında düşünmezler mi? Ki Allah gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları ancak hak ile ve belirli bir süre için yaratmıştır. Doğrusu insanların çoğu Rabblarına kavuşmayı inkar ederler.


Elmalılı-orijinal 30:9 Ya Yer yüzünde gezib bir bakmadılar da mı? Nasıl olmuş akıbeti kendilerinden evvelkilerin? Kuvvetçe kendilerinden daha şiddetli idiler, Arzı aktarmışlar ve onu kendilerinin ı'marından ziyade ı'mar etmişlerdi, Peygamberleri de onlara beyyinat ile gelmişlerdi, demek Allah onlara zulmetmiyordu velâkin kendileri nefislerine zulmediyorlardı

Elmalılı 30:9 - Onlar, yeryüzünde gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuş baksınlar? Onlar, kendilerinden daha güçlüydüler. Toprağı sürmüşler ve onu, bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Onlara da peygamberleri delillerle gelmişlerdi. Demek Allah onlara zulmetmiyordu. Fakat onlar, kendilerine zulmediyorlardı.

DiyanetMeali 30:9 Yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden önce geçmiş kimselerin sonlarının nasıl olduğuna bakmazlar mı? Ki onlar kendilerinden daha kuvvetli idiler, yeryüzünü kazıp alt üst ederek onlardan çok imar etmiş kimseydiler ve onlara belgelerle peygamberler gelmişti. Böylece Allah onlara zulmetmiyor, onlar kendilerine zulmediyorlardı.

DiyanetVakfı 30:9 Onlar, yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin âkıbetlerinin nice olduğuna bakmadılar mı? Ki onlar, kendilerinden daha güçlü idiler; yeryüzünü kazıp altüst etmişler, onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri, onlara da nice açık deliller getirmişlerdi. Zaten Allah onlara zulmedecek değildi; fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekteydiler.

Ömer.N.Bilmen 30:9 Yeryüzünde gezip de bakmadılar mı ki, onlardan evvelkilerin akibetleri nasıl olmuştur? Onlardan kuvvetce daha şiddetli idiler ve onların imar ettiklerinden daha ziyâde yeri altüst etmiş ve imarda bulunmuşlardı ve onlara peygamberleri zahir hüccetler ile gelmişlerdi. Artık Allah onlara zulmeder olmadı, velâkin onlar kendi nefislerine zulmeder oldular.

SuatYıldırım 30:9 – Onlar dünyayı hiç dolaşmıyorlar mı ki,kendilerinden önce yaşayanların âkıbetlerinin nasıl olduğunu görsünler?Onlar, kendilerinden daha güçlü idiler.Toprağı altüst etmiş, sular, maden, ekin gibi nimetlerden yararlanmış ve şimdikilerin yeri imar edişlerinden daha fazlasıyla imar etmişler, resulleri de kendilerine aşikâr, parlak deliller getirmişlerdi.Ama hakikati reddettiler ve sonuçta yok olup gittiler. Allah onlara asla zulmetmedi, lâkin onlar kendi öz canlarına zulmettiler.

İbni Kesir 30:9 Onlar; yeryüzünde dolaşıp gezmezler mi ki, kendilerinden öncekilerin akıbetlerinin nasıl olduğunu görsünler. Onlat, kendilerinden daha kuvvetliydiler. Toprağı altüst etmişler ve onu kendilerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri onlara nice açık deliller getirmişti. Demek Allah onlara zulmetmiyordu. Ama onlar kendilerine zulmediyorlardı.


Elmalılı-orijinal 30:10 Sonra o fenalık yapanların akıbeti en fenası oldu, çünkü Allahın âyetlerini tekzib ettiler ve onlarla eğleniyorlardı

Elmalılı 30:10 - Sonra o kötülük edenlerin sonu çok kötü oldu. Çünkü onlar, Allah'ın âyetlerini yalan saydılar ve onlarla alay ediyorlardı.

DiyanetMeali 30:10 Sonra Allah'ın ayetlerini yalan sayıp, onları alaya alarak kötülük yapanların sonu pek kötü oldu.*

DiyanetVakfı 30:10 Sonunda, Allah'ın âyetlerini yalan sayarak ve onları alaya alarak kötülük yapanların âkıbetleri pek fena oldu.

Ömer.N.Bilmen 30:10 Sonra fenalık yapanların akibeti, pek fena oldu. Çünkü Allah'ın âyetlerini tekzîp ettiler ve onlar ile istihzâda bulunur olmuşlardı.

SuatYıldırım 30:10 – Sonra, o fenalık yapanların âkıbetleri, en fena bir âkıbet oldu.Çünkü Allah’ın âyetlerini yalan saydılar.Bir taraftan da onlarla eğleniyorlardı. [6,110, 61,5; 5,49]

İbni Kesir 30:10 Nihayet Allah'ın ayetlerini tekzib edip onları alaya alarak kötülük edenlerin akıbeti çok kötü oldu.


Elmalılı-orijinal 30:11 Allah halkı ilkin yapar, sonra da çevirir onu yeniden yapar, sonra hep döndürülüb ona götürüleceksiniz

Elmalılı 30:11 - Allah yaratmayı ilkin yapar, sonra da çevirir, onu yeniden yapar. Sonra hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz.

DiyanetMeali 30:11 Allah önce yaratır, ölümünden sonra tekrar diriltir. Sonunda O'na döneceksiniz.

DiyanetVakfı 30:11 Allah, ilkin mahlûkunu yaratır, (ölümden) sonra da bunu (yaratmayı), tekrarlar. Sonunda hep O'na döndürüleceksiniz.

Ömer.N.Bilmen 30:11 Allah halkı evvela yaratır, sonra onu geri çevirir, nihâyet ona döndürüleceksinizdir.

SuatYıldırım 30:11 – Allah, kâinatı yaratmaya ilkin başlayan,sonra onu tekrar yapan, öldürdükten sonra diriltendir.İşin sonunda da hesap vermek üzere O’nun huzuruna götürüleceksiniz.

İbni Kesir 30:11 Allah; ilkin yaratır, sonra onu iade eder. En sonunda hepiniz O'na döndürüleceksiniz.


Elmalılı-orijinal 30:12 O saat çattığı gün mücrimler her ümidi keserler

Elmalılı 30:12 - Kıyamet saatinin gelip çattığı gün suçlular, her ümidi keserler.

DiyanetMeali 30:12 Kıyamet koptuğu gün suçlular umutsuz kalıverirler.

DiyanetVakfı 30:12 Kıyametin kopacağı gün, günahkârlar (ümitsizlik içinde) susacaklardır.

Ömer.N.Bilmen 30:12 Ve o gün ki, Kıyamet kopar, günahkârlar susup duracaklardır.

SuatYıldırım 30:12 – Kıyamet koptuğu gün, o suçlu kâfirler ümitlerini tamamen kesip susarlar.

İbni Kesir 30:12 Kıyametin kopacağı gün, suçlular susacaklardır.


Elmalılı-orijinal 30:13 Kendilerine şeriklerinden şefaat edenler de bulunmaz, şeriklerine hep kâfir olmuşlardır

Elmalılı 30:13 - Allah'a ortak koştuklarından, kendilerine şefaat edecekler de bulunmaz. Onlar, o zaman Allah'a koştukları ortakları inkâr ederler.

DiyanetMeali 30:13 Koştukları ortakları artık şefaatçileri değildir; ortaklarını inkar ederler.

DiyanetVakfı 30:13 (Allah'a koştukları) ortaklarından kendilerine hiçbir şefaatçı çıkmayacaktır. Zaten onlar, ortaklarını da inkâr edeceklerdir.

Ömer.N.Bilmen 30:13 Ve kendilerine şeriklerinden şefaat ediciler de bulunmuş olmayacaktır ve şeriklerini inkâr ediciler olmuş olacaklardır.

SuatYıldırım 30:13 – Ortaklarından kendilerine bir tek şefaatçi dahi bulunmaz, zaten onlar ortaklarını da rededeceklerdir.

İbni Kesir 30:13 Ortaklarından da kendilerine hiçbir şefaatçı olmayacaktır. Onlar ortaklarını da inkar edeceklerdir.


Elmalılı-orijinal 30:14 Hem o saat çattığı gün o gün ayırd olurlar

Elmalılı 30:14 - Kıyamet saatinin gelip çattığı gün varya, o gün (inananlarla inanmayanlar) ayrılırlar.

DiyanetMeali 30:14 Kıyamet koptuğu gün, işte o gün, darmadağın olurlar.

DiyanetVakfı 30:14 Kıyamet kopacağı gün, işte o gün (müminlerle inkârcılar) birbirlerinden ayrılacaklardır.

Ömer.N.Bilmen 30:14 Ve o gün ki Kıyamet kopar, o gün birbirinden ayrılırlar.

SuatYıldırım 30:14 – Kıyamet saati gelip çattığında, işte o gün, müminlerle kâfirler birbirlerinden ayrılırlar.

İbni Kesir 30:14 Kıyametin kopacağı gün; işte o gün ayılırlar.


Elmalılı-orijinal 30:15 İmdi iyman edib salih ameller yapmış olanlar, o vakıt onlar bir ravzada neş'elenirler

Elmalılı 30:15 - Şimdi iman edip salih ameller yapmış olanlara gelince, onlar bir bahçe içinde neşelenirler.

DiyanetMeali 30:15 Ama inanıp yararlı iş işleyenler, ağırlanacakları bir cennette bulunurlar.

DiyanetVakfı 30:15 İman edip iyi işler yapanlara gelince, onlar, cennette nimetlere ve sevince mazhar olacaklardır.

Ömer.N.Bilmen 30:15 İmdi o kimseler ki, imân etmişler ve sâlih sâlih amellerde bulunmuşlardır. Artık onlar bir bahçede sevinç içinde kalırlar.

SuatYıldırım 30:15 – İman edip güzel ve makbul işler yapanlar cennet bahçelerinde ağırlanarak neşelenirler.

İbni Kesir 30:15 İman edip salih amellerde bulunanlar; bir bahçededirler, ağırlanırlar.


Elmalılı-orijinal 30:16 Âyetlerimize ve Âhıret likasına yalan deyib de küfredenlere gelince işte bunlar o vakıt azâb içinde ihzar olunurlar

Elmalılı 30:16 - Âyetlerimizi ve âhiret buluşmasını yalan sayıp da küfredenlere gelince, işte onlar o zaman azab içinde hazır bulundurulurlar.

DiyanetMeali 30:16 İnkar edip, ayetlerimizi ve ahirette Bana kavuşmayı yalanlayanlara gelince, işte onlar azabla yüzyüze bırakılırlar.

DiyanetVakfı 30:16 İnkâr edenler, âyetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalan sayanlar ise, işte onlar azapla yüzyüze bırakılacaklardır.

Ömer.N.Bilmen 30:16 Fakat o kimseler ki, kâfir olmuşlar ve Bizim âyetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalan saymışlardır, artık onlar da azap içinde kalmaya hazırlanmış olurlar.

SuatYıldırım 30:16 – İnkâr edip âyetlerimizi ve öldükten sonra dirilmeyi,Allah’ın huzuruna çıkmayı yalan sayanlar ise, azaba atılmak üzere getirilirler.

İbni Kesir 30:16 Küfredip de ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlara gelince; işte onlar, azab için hazır bulundurulurlar.


Elmalılı-orijinal 30:17 O halde tesbih Allaha, o zaman ki akşam edersiniz ve o zaman ki sabah edersiniz

Elmalılı 30:17 - O halde akşama girdiğiniz zaman da, sabaha girdiğiniz zaman da tesbih Allah'ındır. (daima O, tesbih edilir).

DiyanetMeali 30:17-18 Akşamlarken ve sabahlarken, öğle ve ikindi vaktinde Allah'ı -ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur- tesbih edin, namaz kılın.

DiyanetVakfı 30:17 Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.

Ömer.N.Bilmen 30:17 Artık akşamladığınız vakit ve sabahladığınız vakit Allah Teâlâ'ya tesbihte bulunun.

SuatYıldırım 30:17 – Haydi siz akşama girerken, sabaha çıkarken Allah’ı takdis ve tenzih edin, namaz kılın. [11,114; 20,130]

İbni Kesir 30:17 Akşama girerken ve sabaha ererken hepiniz Allah'ı tesbih edin.


Elmalılı-orijinal 30:18 Hem hamd ona Göklerde ve Yerde ve ikindileyin ve o zaman ki öğle edersiniz

Elmalılı 30:18 - Göklerde ve yerde, ikindileyin de, öğleye erdiğiniz zaman da hamd O'na mahsustur.

DiyanetMeali 30:17-18 Akşamlarken ve sabahlarken, öğle ve ikindi vaktinde Allah'ı -ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur- tesbih edin, namaz kılın.

DiyanetVakfı 30:18 Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.

Ömer.N.Bilmen 30:18 Ve hamd, göklerde ve yerde O'na mahsustur ve gündüzün nihâyetinde de ve öğle vaktine vardığınızda da.

SuatYıldırım 30:18 – Göklerde ve yerde hamd, güzel övgü O’na mahsustur.İkindi vaktinde de, öğleye girerken de, O’nu takdis ve tenzih edin, namaz kılın! [91,3-4; 92,1-2; 93,1-2]

İbni Kesir 30:18 Ve hamd, O'nadır. Göklerde de, yerde de, günün sonunda da, öğleye erdiğiniz vakitte de.


Elmalılı-orijinal 30:19 O ölüden diri çıkarır, diriden ölü çıkarır ve toprağa ölümünden sonra hayat verir, sizler de işte öyle çıkarılacaksınız

Elmalılı 30:19 - O, ölüden diri çıkarır, diriden ölü çıkarır ve toprağa ölümünden sonra hayat verir. Sizler de işte öyle çıkarılacaksınız.

DiyanetMeali 30:19 O, ölüden diri çıkarır, diriden ölü çıkarır; yeryüzünü ölümünden sonra O canlandırır. Ey insanlar! İşte siz de böylece diriltileceksiniz.*

DiyanetVakfı 30:19 Ölüden diriyi, diriden de ölüyü O çıkarıyor; yeryüzünü ölümünün ardından O canlandırıyor. İşte siz de (kabirlerinizden) böyle çıkarılacaksınız.

Ömer.N.Bilmen 30:19 Ölüden diriyi çıkarır ve diriden ölüyü çıkarır ve yeri ölümünden sonra diriltir ve işte siz de öylece çıkarılacaksınız.

SuatYıldırım 30:19 – O, ölüden diriyi çıkarır, diriden ölüyü çıkarır ve ölmüş toprağa hayat verir.İşte siz de öldükten sonra böylece diriltileceksiniz. [36,33-34; 22,5-7; 7,57]

İbni Kesir 30:19 Ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkarır. Yeryüzünü ölümünden sonra canlandırır. İşte böyle çıkarılacaksınız.


Elmalılı-orijinal 30:20 Ve onun âyetlerindendir ki sizi bir topraktan yarattı, sonra da siz şimdi bir beşersiniz intişar edip duruyorsunuz

Elmalılı 30:20 - O'nun âyetlerinden (kudretinin delillerinden)dir ki, sizi bir topraktan yarattı. Sonra da siz şimdi yeryüzünde dağılıp yayılan insanlar oluverdiniz.

DiyanetMeali 30:20 Sizi topraktan yaratması O'nun varlığının belgelerindendir. Sonra hemen birer insan olup yeryüzüne yayılırsınız.

DiyanetVakfı 30:20 Sizi topraktan yaratması, O'nun (varlığının) delillerindendir. Sonra siz, (her tarafa) yayılan insanlar oluverdiniz.

Ömer.N.Bilmen 30:20 Ve O'nun âyetlerindendir ki, sizi topraktan yaratmıştır, sonra siz şimdi insansınız. (Yeryüzüne) yayılmaktasınız.

SuatYıldırım 30:20 – O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerinden biri:Sizi topraktan yaratmış olmasıdır.Sonra dünyaya yayılmış beşeriyet haline geldiniz.

İbni Kesir 30:20 Sizi topraktan yaratmış olması da O'nun ayetlerindendir. Sonra siz, yayılmakta olan bir beşer oldunuz.


Elmalılı-orijinal 30:21 Yine onun âyetlerindendir ki: sizin için nefislerinizden zevceler yaratmış kendilerine ısınırsınız diye ve aranızda bir sevgi ve bir esirgeme yapmış, şübhesiz ki bunda düşünecek bir kavm için âyetler var

Elmalılı 30:21 - Yine O'nun âyetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış, aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır.

DiyanetMeali 30:21 İçinizden, kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp; aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, O'nun varlığının belgelerindendir. Bunlarda, düşünen millet için dersler vardır.

DiyanetVakfı 30:21 Kaynaşmanız için size kendi (cinsi)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O'nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.

Ömer.N.Bilmen 30:21 Ve O'nun âyetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden zevceler yaratmış, onlara ısınasınız diye ve aralarınızda bir sevgi ve merhamet yapmıştır. Şüphe yok ki tefekkür edecekler olan bir kavim için bunda elbette ibretler vardır.

SuatYıldırım 30:21 – O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerinden biri de:Kendilerine ısınmanız için, size içinizden eşler yaratması, birbirinize karşı sevgi ve şefkat var etmesidir. Elbette bunda, düşünen kimseler için ibretler vardır. [7,179]

İbni Kesir 30:21 Kendileriyle huzura kavuşmanız için size kendi nefislerinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet var etmesi de O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunlarda düşünen bir kavim için ayetler vardır.


Elmalılı-orijinal 30:22 Yine onun âyetlerindendir: Göklerin ve Yerin yaradılışı ile dillerinizin ve benizlerinizin muhtelif oluşu, şübhesiz ki bunda âlimler için âyetler var

Elmalılı 30:22 - Yine göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin farklı oluşu da O'nun âyetlerindendir. Şüphesiz ki bunda bilenler için nice ibretler vardır.

DiyanetMeali 30:22 Gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin değişik olması, O'nun varlığının belgelerindendir. Doğrusu bunlarda, bilenler için dersler vardır.

DiyanetVakfı 30:22 O'nun delillerinden biri de, gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin değişik olmasıdır. Şüphesiz bunda bilenler için (alınacak) dersler vardır.

Ömer.N.Bilmen 30:22 Ve O'nun âyetlerindendir semâların ve yerin yaradılışı ve dillerinizin ve renklerinizin ihtilâfı. Muhakkak ki, bunda bilginler için elbette âyetler vardır.

SuatYıldırım 30:22 – O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerinden biri de: Gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin farklı olmasıdır. Elbette bunda bilen ve anlayan kimseler için ibretler vardır. [4,1; 29,43; 49,13; 78,8]

İbni Kesir 30:22 Gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin birbirine uymaması da O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda, bilenler için ayetler vardır.


Elmalılı-orijinal 30:23 Yine âyetlerindendir: gecede gündüzde uyumanız ve fazlından nasîb aramanız, şübhesiz ki bunda eşitecek bir kavm için âyetler var

Elmalılı 30:23 - Yine gecede ve gündüzde uyumanız ve lütfundan nasib aramanız da O'nun âyetlerindendir. Şüphesiz ki bunda dinleyecek bir kavim için nice ibretler vardır.

DiyanetMeali 30:23 Geceleyin uyumanız, gündüz de lütfundan rızık aramanız O'nun varlığının belgelerindendir. Bunlarda kulak veren millet için dersler vardır.

DiyanetVakfı 30:23 Gece olsun gündüz olsun, uyumanız ve Allah'ın lütfundan (nasibinizi) aramanız da O'nun (varlığının) delillerindendir. Gerçekten bunda, işiten bir kavim için ibretler vardır.

Ömer.N.Bilmen 30:23 Ve O'nun âyetlerindendir gecede ve gündüzde uyumanız ve O'nun fazlından talepte bulunmanız. Şüphe yok ki, bunda işiticiler olan bir kavim için elbette âyetler vardır.

SuatYıldırım 30:23 – O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerinden biri de: Geceleyin veya gündüzün uyumanız ve O’nun geniş lütfundan geçim vesileleri aramanızdır.Elbette bunda işiten kimseler için ibretler vardır.

İbni Kesir 30:23 Geceleyin uyumanız, gündüz de lutfundan rızık aramanız O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki, bunlarda kulak veren bir kavim için ayetler vardır.


Elmalılı-orijinal 30:24 Yine onun âyetlerindendir: size hem korku ve hem tama' için şimşek gösteriyor ve Semâdan bir su indiriyor da onunla Arza ölümünden sonra hayat veriyor, şübhesiz ki bunda akledecek bir kavm için âyetler var

Elmalılı 30:24 - Yine O'nun âyetlerindendir ki, size hem korku ve hem de umut vermek için şimşeği gösteriyor. Ve gökten bir su indiriyor da onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat veriyor. Şüphesiz ki bunda aklını kullanacak bir kavim için nice ibretler vardır.

DiyanetMeali 30:24 Size korku ve ümit veren şimşeği göstermesi, gökten su indirip ölümünden sonra yeri onunla diriltmesi O'nun varlığının belgelerindendir. Bunlarda, düşünen millet için dersler vardır.

DiyanetVakfı 30:24 Yine O'nun delillerindendir ki, size korku ve ümit vermek üzere şimşeği gösteriyor, gökten su indirip ölümünün ardından arzı onunla diriltiyor. Doğrusu bunda, aklını kullanan bir kavim için (alınacak) dersler vardır.

Ömer.N.Bilmen 30:24 Ve O'nun âyetlerindendir, size bir korku ve bir ümit olmak üzere şimşeği gösterir ve gökten bir su indirir de onunla yeri ölümünden sonra diriltir. Muhakkak ki, bunda da âkilâne düşünenler olan bir kavim için elbette âyetler vardır.

SuatYıldırım 30:24 – O’nun delillerinden biri de:Gâh korku, gâh ümit vermek için size şimşeği göstermesi, gökten bir su indirip ölmüş toprağa onun sayesinde hayat vermesidir.Elbette bunda aklını çalıştıran kimseler için ibretler vardır.

İbni Kesir 30:24 Size korku ve ümit vermek için şimşeği göstermesi, gökten su indirip ölümden sonra yeri onunla diriltmesi de O'nun ayetlerindendir. Doğrusu bunlarda, akleden bir kavim için ayetler vardır.


Elmalılı-orijinal 30:25 Yine onun âyetlerindendir: Göğün ve Yerin onun emriyle durması, sonra sizi bir çağırış çağırdığı vakıt Arzdan derhal siz çıkarsınız

Elmalılı 30:25 - Yine göğün ve yerin, emriyle durması da O'nun âyetlerindendir. Sonra sizi bir tek çağırışla çağırdığı zaman bir de bakarsınız ki (yerden diriltilip çıkarılıyorsunuz).

DiyanetMeali 30:25 Göğün ve yerin O'nun buyruğu ile ayakta durması O'nun varlığının belgelerindendir. Sonra sizi kabirlerinizden bir çağırmaya görsün, hemen çıkıverirsiniz.

DiyanetVakfı 30:25 Göğün ve yerin O'nun buyruğu ile durması da O'nun (varlığının) delillerindendir. Sonra sizi topraktan bir çağırdı mı hemen (kabirlerinizden) çıkıverirsiniz.

Ömer.N.Bilmen 30:25 Ve O'nun âyetlerindendir, O'nun emriyle göğün ve yerin durması. Sonra sizi bir çağırışla çağırdığı zaman derhal yerden çıkacaksınız.

SuatYıldırım 30:25 – O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerinden biri de göğün ve yerin, Kendisinin buyruğu ile kaim olmaları, belirlenen yerde sapasağlam bulunmalarıdır.Sonra sizi yattığınız yerden bir çağırdı mı, birden kabirlerinizden çıkıverirsiniz! [35,41; 22,65; 17,52; 79,13-14; 36,53]

İbni Kesir 30:25 Göğün ve yerin, O'nun emri ile ayakta durması da yine O'nun ayetlerindendir. Sonra sizi bir çağırmaya görsün, yerden hemen çıkıverirsiniz.


Elmalılı-orijinal 30:26 Hem Göklerde ve Yerde kim varsa onun, hepsi ona divan durmaktadır

Elmalılı 30:26 - Göklerde ve yerde kim varsa hepsi O'nundur. Hepsi de O'na itaat etmektedirler.

DiyanetMeali 30:26 Göklerde ve yerde olanlar O'nundur; hepsi O'na boyun eğmiştir.

DiyanetVakfı 30:26 Göklerde ve yerde olanlar hep O'nundur. Hepsi O'na boyun eğmiştir.

Ömer.N.Bilmen 30:26 Ve O'nun içindir, göklerde ve yerde kim varsa, hepsi de O'na itaatkardırlar.

SuatYıldırım 30:26 – Göklerde ve yerde kim varsa O’nundur. Onların hepsi, isteyerek veya istemeyerek O’na itaat ederler.

İbni Kesir 30:26 Göklerde ve yerde bulunanlar O'nundur. Hepsi O'na boyun eğer.


Elmalılı-orijinal 30:27 Hem odur o halkı ilkin yaratan, sonra onu çevirip yeniden yapacak olan ki bu ona daha kolaydır, Göklerde ve Yerde destân en yüksek şan onun ve azîz o hakîm o

Elmalılı 30:27 - Hem yaratmayı ilkin yapan O'dur. Sonra onu çevirip yeniden yapacak olan da O'dur ki, bu O'na çok kolaydır. Göklerde ve yerde en yüksek şan ve şeref O'nundur. O çokgüçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

DiyanetMeali 30:27 Önce yaratan, ölümünden sonra tekrar dirilten O'dur. Bu, O'nun için daha kolaydır. Göklerde ve yerde olan en üstün sıfatlar O'nundur. O, güçlüdür, Hakim'dir.*

DiyanetVakfı 30:27 İlkin mahlûkunu yaratıp (ölümden) sonra bunu (yaratmayı) tekrarlayan O'dur, ki bu, O'nun için pek kolaydır. Göklerde ve yerde (tecelli eden) en yüce sıfat O'nundur. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.

Ömer.N.Bilmen 30:27 Ve O (o Zât) dır ki, halkı bidâyeten yaratır, sonra onu iade eder. Bu, O'na göre pek kolaydır ve O'nun için göklerde ve yerde en yüksek şan vardır. Ve O, azîzdir, hakîmdir.

SuatYıldırım 30:27 – Mahlûkları ilkin yoktan yaratan, ölümden sonra da dirilten O’dur.Bu diriltme O’na göre pek kolaydır.Göklerde ve yerde en yüce sıfatlar O’nundur.Gerçekten O azîz ve hakîmdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).

İbni Kesir 30:27 İlkin yaratıp sonra onu iade eden O'dur. Bu, O'nun için pek kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce misal O'nundur. Ve O; Aziz'dir, Hakim'dir.


Elmalılı-orijinal 30:28 Size kendinizden bir temsil yaptı: hiç size kısmet ettiğimiz şeyde elleriniz altındaki milklerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz müsavi olur kendilerinizi saydığınız gibi onları sayar mısınız? İşte akledecek bir kavm için âyetleri böyle ayırd ediyoruz

Elmalılı 30:28 - Allah, size kendinizden bir misâl verdi: Hiç size rızık olarak verdiğimiz şeylerde elleriniz altındaki kölelerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz eşit olur, aranızda birbirinizi saydığınız gibi, onları da sayar mısınız? İşte biz, düşünecek bir kavim için âyetleri böyle açıklıyoruz.

DiyanetMeali 30:28 Allah size kendinizden bir misal vermektedir: Size verdiğimiz rızıklarda, emrinizde bulunan kölelerinizin de eşit surette hak sahibi olmalarına razı olur ve birbirinizi saydığınız gibi bu ortaklarınızı sayar mısınız ? Düşünen millete ayetleri böylece uzun uzadıya açıklarız.

DiyanetVakfı 30:28 Allah size kendinizden bir temsil getirmektedir: Mülkiyetiniz altında bulunan köleler içinde, size verdiğimiz rızıklarda -birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekineceğiniz derecede sizinle eşit (haklara sahip)- ortaklarınız var mı? İşte biz âyetlerimizi, aklını kullanacak bir kavim için böylece açıklıyoruz.

Ömer.N.Bilmen 30:28 Sizin için kendi nefislerinizden misal irâd etti. Sizi merzûk ettiğimiz şeyde sizin için sağ ellerinizin maliki olduğu (köle ve cariye) gibi şeylerden ortak olanları var mıdır ki, onda siz müsavî olasınız? Kendi nefislerinizden korktuğunuz gibi onlardan da korkasınız? İşte böyle âyetleri âkilâne düşünürler olan bir kavim için mufassalan bildiririz.

SuatYıldırım 30:28 – Bakın, Allah size kendi hayatınızdan bir temsil getiriyor: Hiç, elinizin altındaki köle ve hizmetçilerden, size nasib ettiğimiz servette, onların payları da sizinki ile eşit olacak derecede, kendinize ortak yaptığınız, kendinize itibar ettiğiniz kadar onlara da itibar edip saydığınız ortaklarınız var mıdır?İşte Biz aklını kullanan kimseler için âyetlerimizi böyle açıklıyoruz.

İbni Kesir 30:28 O, size kendi nefislerinizden bir misal verdi: Size verdiğimiz rızıklarda sağ ellerinizin malik olduklarından ortaklarınız olmasını ister de onlarla, eşit olur ve birbirinizi saydığınız gibi bunları da sayar mısınız? İşte Biz, akleden bir kavim için ayetleri böyle açıklarız.


Elmalılı-orijinal 30:29 Fakat zulmedenler hiç bir ılimsiz hevalarına uydular, artık Allahın şaşırdığını kim yola getirebilir? onlara yardımcılardan eser de yoktur

Elmalılı 30:29 - Fakat zulmedenler, bilgisizce hevalarına uydular. Artık Allah'ın şaşırdığını kim yola getirebilir? Onların yardımcıları da yoktur.

DiyanetMeali 30:29 Hayır; zulmedenler, körü körüne kendi heveslerine uymuşlardır. Allah'ın saptırdığı kimseleri kim doğru yola eriştirebilir? Onların yardımcıları da yoktur.

DiyanetVakfı 30:29 Gel gör ki haksızlık edenler, bilgisizce kötü arzularına uydular. Allah'ın saptırdığını kim doğru yola eriştirebilir? Onlar için herhangi bir yardımcı yoktur.

Ömer.N.Bilmen 30:29 Fakat zulmedenler, bilmeksizin kendi hevâlarına tâbi oldular. Artık Allah'ın dalâlete düşürdüğünü kim hidâyete erdirebilir? Ve onlar için yardım edeceklerden (kimse de) yoktur.

SuatYıldırım 30:29 – Fakat zalimler bir bilgiye dayanmaksızın, körü körüne heva ve heveslerine tâbi oldular.Allah’ın şaşırttığını artık kim doğru yola getirebilir? Bu işte onlar hiç bir yardımcı bulamazlar.

İbni Kesir 30:29 Hayır, o zulmedenler; bilgisizce kendi heveslerine uymuşlardır. Allah'ın saptırdığı kimseyi kim doğru yola iletebilir? Onların yardımcıları da yoktur.


Elmalılı-orijinal 30:30 O halde yüzünü dine bir hanîf olarak tut: o Allah fıtratına ki insanları onun üzerine yaratmıştır, Allah yaradışına bedel bulunmaz, doğru sâbit din odur, velâkin nâsın ekserisi bilmezler

Elmalılı 30:30 - O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.

DiyanetMeali 30:30 Hakka yönelerek kendini Allah'ın insanlara yaratılışta verdiği dine ver. Zira Allah'ın yaratışında değişme yoktur; işte dosdoğru din budur, fakat insanların çoğu bilmezler.

DiyanetVakfı 30:30 (Resûlüm!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.

Ömer.N.Bilmen 30:30 Artık yüzünü çevirerek (nezih bir muvahhit olarak) dine, Allah'ın yaradışına tut ki, nâsı onun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaradışı için değişiklik yoktur. İşte müstakim olan din budur. Velâkin insanların çoktan bilmezler.

SuatYıldırım 30:30 – O halde sen, batıl dinlerden uzaklaşarak yüzünü ve özünü, hak din olan İslâm’a yönelt.Yani Allah’ın insanları yaratmasında esas kıldığı o fıtrata uygun hareket et.Allah’ın bu hilkatini kimse değiştiremez. İşte dosdoğru din budur.Fakat insanların ekserisi bunu bilmezler. [17,172; 12,103; 6,116]

İbni Kesir 30:30 Öyleyse sen, yüzünü Hanif olarak dine, Allah'ın fıtratına çevir ki O, insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur. Ama insanların çoğu bilmezler.


Elmalılı-orijinal 30:31 Başkasından geçerek hep ona gönül verin ve ona korunun ve namaza devam edin de müşriklerden olmayın

Elmalılı 30:31 - Başkasından geçerek hep O'na gönül verin ve O'ndan sakının. Namaza devam edin ve müşrilerden olmayın.

DiyanetMeali 30:31-32 Allah'a yönelerek O'na karşı gelmekten sakınınız, namaz kılınız, dinlerinde ayrılığa düşüp fırka fırka olan, her fırkasının da kendisinde bulunanla sevindiği müşriklerden olmayınız.

DiyanetVakfı 30:31 Hepiniz O'na yönelerek O'na karşı gelmekten sakının, namazı kılın; müşriklerden olmayın.

Ömer.N.Bilmen 30:31 Hep O'na dönünüz ve O'ndan korkunuz ve namazı doğruca kılınız ve müşriklerden olmayınız.

SuatYıldırım 30:31-32 – Başka her şeyden geçerek O’na tam gönül verin,O’na karşı gelmekten sakının, namazı hakkıyla ifa edin!Ve asla dinlerini parça parça edip kendileri de öbek öbek olan o müşriklerden olmayın!Öyle ki her hizip, kendi yanındakiyle böbürlenmektedir [6,159].

İbni Kesir 30:31 Hepiniz O'na dönün, O'ndan korkun. Namaz kılın ve müşriklerden olmayın.


Elmalılı-orijinal 30:32 Onlardan ki dinlerini ayırıb öbek öbek olmuşlardır, her hizib kendilerindekine güvenmektedir

Elmalılı 30:32 - O müşriklerden (olmayın ki) onlar, dinlerini ayırıp öbek öbek olmuşlardır. Her grup kendilerindekine güvenmektedir.

DiyanetMeali 30:31-32 Allah'a yönelerek O'na karşı gelmekten sakınınız, namaz kılınız, dinlerinde ayrılığa düşüp fırka fırka olan, her fırkasının da kendisinde bulunanla sevindiği müşriklerden olmayınız.

DiyanetVakfı 30:32 Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan (olmayın. Bunlardan) her fırka, kendilerinde olan ile böbürlenmektedir.

Ömer.N.Bilmen 30:32 O kimselerden ki, dinlerini parçaladılar ve fırka fırka oldular. (Onlardan) Her tâife, kendi yanlarında olan ile sevinicidirler.

SuatYıldırım 30:31-32 – Başka her şeyden geçerek O’na tam gönül verin,O’na karşı gelmekten sakının, namazı hakkıyla ifa edin!Ve asla dinlerini parça parça edip kendileri de öbek öbek olan o müşriklerden olmayın!Öyle ki her hizip, kendi yanındakiyle böbürlenmektedir [6,159].

İbni Kesir 30:32 Onlar ki; dinlerinde ayrılığa düşüp fırka fırka olmuşlardır. Her zümre kendi yanında olanla sevinir durur.


Elmalılı-orijinal 30:33 Bununla beraber insanlara bir keder dokunduğu vakıt her şeyden geçerek rablarına yalvarır, duâ ederler, sonra tarafından bir rahmet tattırıverdiği vakıt da bakarsın onlardan bir kısmı tutar o rablarına şirk koşarlar

Elmalılı 30:33 - Bununla beraber insanlara bir keder dokunduğu zaman her şeyden geçerek Rablerine yalvarır, dua ederler; sonra tarafından bir rahmet tattırıverdiği zaman da bakarsın onlardan bir kısmı tutar, O Rablerine ortak koşarlar.

DiyanetMeali 30:33-34 İnsanlar bir darlığa uğrayınca Rablerine dönerek O'na yalvarırlar, sonra Allah katından onlara bir rahmet tattırınca içlerinden bir takımı kendilerine verdiklerimize nankörlük ederek Rablerine eş koşarlar. Safa sürün bakalım, yakında göreceksiniz.

DiyanetVakfı 30:33 İnsanların başına bir sıkıntı gelince, Rablerine yönelerek O'na yalvarırlar. Sonra Allah, katından onlara bir rahmet (nimet ve bolluk) tattırınca, bakarsınız ki onlardan bir gurup yine Rablerine ortak koşuyorlar.

Ömer.N.Bilmen 30:33 Ve insanlara bir ziyan dokunduğu vakit Rablerine dönerek O'na duada bulunurlar. Sonra onlara ondan bir rahmet tattırıverince o vakit onlardan bir gürûh Rablerine şerik koşarlar.

SuatYıldırım 30:33-34 – İnsanlar bir derde düşünce, başka her şeyi unutarak yalnız Rab’lerine gönülden yalvarırlar;Sonra Allah onlara nezdinden bir rahmet ve bolluk tattırınca, bir de bakarsın ki onlardan bir kısmı Rab’lerine eş, ortak koşuyor ve böylece Allah’ın nimetlerine nankörlük ediyorlar.De ki: “Bir süre eğlenin bakalım, yakında öğrenirsiniz!”

İbni Kesir 30:33 İnsanlara bir zarar dokununca; Rabblarına dönerek O'na yalvarırlar. Sonra onlara katından bir rahmet tattırınca; bakarsınız ki, içlerinden bir grup Rabblarına şirk koşup durmaktadırlar.


Elmalılı-orijinal 30:34 Ki kendilerine verdiğimiz ni'mete küfran etsinler, haydi zevk edin bakalım yarın bileceksiniz

Elmalılı 30:34 - Bunu da kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etmek için yaparlar. Haydi geçinedurun bakalım, yakında bileceksiniz.

DiyanetMeali 30:33-34 İnsanlar bir darlığa uğrayınca Rablerine dönerek O'na yalvarırlar, sonra Allah katından onlara bir rahmet tattırınca içlerinden bir takımı kendilerine verdiklerimize nankörlük ederek Rablerine eş koşarlar. Safa sürün bakalım, yakında göreceksiniz.

DiyanetVakfı 30:34 Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler bakalım! Haydi sefa sürün; ama yakında bileceksiniz!

Ömer.N.Bilmen 30:34 Onlara verdiklerimize nankörlük yapsınlar için (öyle şirke düşerler) imdi faidelenip durunuz, artık yakında bileceksiniz.

SuatYıldırım 30:33-34 – İnsanlar bir derde düşünce, başka her şeyi unutarak yalnız Rab’lerine gönülden yalvarırlar;Sonra Allah onlara nezdinden bir rahmet ve bolluk tattırınca, bir de bakarsın ki onlardan bir kısmı Rab’lerine eş, ortak koşuyor ve böylece Allah’ın nimetlerine nankörlük ediyorlar.De ki: “Bir süre eğlenin bakalım, yakında öğrenirsiniz!”

İbni Kesir 30:34 Kendilerine verdiğimize nankörlük etmeleri için. Sefa sürün bakalım, yakında bileceksiniz.


Elmalılı-orijinal 30:35 Yoksa biz onlara bir ferman indirmişiz de ona şirk koşmalarını o mu söylüyor?

Elmalılı 30:35 - Yoksa biz onlara bir delil indirmişiz de O'na ortak koşmalarını o mu söylüyor?

DiyanetMeali 30:35 Yoksa onlara ortak koşmalarını söyleyen bir delil mi indirdik.

DiyanetVakfı 30:35 Yoksa onlara bir kesin delil indirdik de, o delil, müşrik olmalarını mı söylüyor?

Ömer.N.Bilmen 30:35 Yoksa biz onlara apaçık bir delil mi indirdik de O'na şerik koşmalarını bu mu söylüyor?

SuatYıldırım 30:35 – Yoksa Biz onlara bir ferman indirmişiz de, o ferman mı Allah’a şirk koşmalarını bildiriyor?

İbni Kesir 30:35 Yoksa onlara ortak koşmalarını söyleyen bir delil mi indirdik?


Elmalılı-orijinal 30:36 Bir de biz insanlara bir rahmet tattırdığımız vakıt ona güveniyorlar da ellerinin takdim ettiği bir sebeble başlarına bir fenalık gelirse her ümidi kesiveriyorlar

Elmalılı 30:36 - Bir de biz insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona güveniyorlar da; ellerinin önceden yaptığı şeyler sebebiyle başlarına bir fenalık gelirse, hemen her ümidi kesiveriyorlar.

DiyanetMeali 30:36 İnsanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinirler, ama yaptıklarından ötürü başlarına bir kötülük gelirse hemen ümitlerini kaybediverirler.

DiyanetVakfı 30:36 İnsanlara bir rahmet tattırdığımızda ona sevinirler. Şayet yaptıklarından ötürü başlarına bir fenalık gelse hemen ümitsizlige düşüverirler.

Ömer.N.Bilmen 30:36 Ve nâsa ne zaman bir rahmet tattırdı isek onunla sevinivermişlerdir. Ve ellerinin takdim ettigi şey sebebiyle kendilerine bir kötülük isabet edecek olursa o vakit de onlar ümitsizliğe düşerler.

SuatYıldırım 30:36 – İnsanlara bir nimet, bir bolluk tattırdığımızda onunla sevinip şımarırlar.Şayet kendi yaptıkları sebebiyle başlarına bir fenalık gelirse, hemen ümitsizliğe düşerler. [2,95; 4,78-79; 11,10]

İbni Kesir 30:36 Ne zaman da insanlara bir rahmet tattırdık ise; onunla sevinirler. Ama yaptıklarından dolayı başlarına bir kötülük gelirse; hemen ümidlerini kesiverirler.


Elmalılı-orijinal 30:37 Görmediler de mi? Allah dilediğine rızkı serer hem de sıkar, şübhesiz bunda iyman edecek bir kavm için âyetler vardır.

Elmalılı 30:37 - Onlar görmediler mi ki, Allah dilediği kimseye rızkı serer ve daraltır. Şüphesiz ki bunda iman edecek bir kavim için ibretler vardır.

DiyanetMeali 30:37 Allah'ın, rızkı dilediğine yayıp bir ölçüye göre verdiğini görmezler mi? Doğrusu bunda, inananlar için dersler vardır.

DiyanetVakfı 30:37 Görmediler mi ki Allah, rızkı dilediğine bol bol vermekte, dilediğininkini de daraltmaktadır. Şüphesiz imanlı bir kavim için bunda ibretler vardır.

Ömer.N.Bilmen 30:37 Görmediler mi ki, muhakkak Allah Teâlâ dilediği kimse için rızkı yayar ve daraltır. Şüphe yok ki, bunda mü'minler olan bir kavim için elbette ibretler vardır.

SuatYıldırım 30:37 – Görüp anlamıyorlar mı ki Allah dilediği kimsenin nasibini bol bol verir, dilediğinin nasibini kısar.Elbette bunda iman edecek kimseler için alınacak ibretler vardır.

İbni Kesir 30:37 Görmezler mi ki Allah; rızkı dilediğine yayıp genişletir ve kısar da. Muhakkak ki bunda inanan bir kavim için ayetler vardır.


Elmalılı-orijinal 30:38 O halde yakınlığı olana da hakkını ver, miskîne de yolcuya da, Allah yüzünü murad edenler için o daha hayırlıdır, felâh bulanlar da işte onlardır

Elmalılı 30:38 - O halde akrabaya da hakkını ver, yoksula da, yolcuya da... Bu, Allah'ın rızasını dileyenler için daha hayırlıdır. Kurtuluşa erecek olanlar da işte onlardır.

DiyanetMeali 30:38 Yakınlığı olana, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Allah'ın rızasını dileyenler için bu daha hayırlıdır. İşte onlar saadete erenlerdir.

DiyanetVakfı 30:38 O halde sen, akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Allah'ın rızasını isteyenler için bu, en iyisidir. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.

Ömer.N.Bilmen 30:38 Artık karabet sahibine hakkını ver, yoksula da, yolcuya da. Bu Allah'ın cemalini dileyenler için pek hayırlıdır ve işte felâha nâil olacak olanlar da onlardır.

SuatYıldırım 30:38 – O halde yakınlarına, yoksula ve yolcuya hakkını ver.Allah’ın rızasına nail olmak isteyenler için böyle yapmak daha hayırlıdır. Felaha erenler de işte onlardır.

İbni Kesir 30:38 Akrabaya, yoksula ve yoloğluna hakkını ver. Bu; Allah'ın rızasını dileyenler için daha hayırlıdır ve işte onlar; kurtuluşa erenlerdir.


Elmalılı-orijinal 30:39 Nâsın mallarında nemalansın diye verdiğiniz ribâ (fâız) Allah yanında nemalanmaz, Allah yüzünü murad ederek verdiğiniz zekât ise katlayanlar işte onlardır

Elmalılı 30:39 - İnsanların malları içinde artsın diye verdiğiniz faiz, Allah yanında artmaz. Allah'ın rızasını dileyerek verdiğiniz zekata gelince, işte onlar, malları kat kat artmış olanlardır.

DiyanetMeali 30:39 İnsanların malları içinde artsın diye verdiğiniz her hangi bir faiz Allah katında artmaz; fakat, Allah'ın rızasını dileyerek verdiğiniz herhangi bir sadaka (zekat) böyle değildir. İşte onlar sevablarını kat kat artıranlardır.

DiyanetVakfı 30:39 İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz. Allah'ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekâta gelince, işte zekât veren o kimseler, evet onlar (sevaplarını ve mallarını) kat kat arttıranlardır.

Ömer.N.Bilmen 30:39 Nâsın mallarında nemalansın diye ribâ kabilinden verdiğiniz şey Allah indinde nemalanıp artmaz ve Allah'ın rızasını dilediğiniz halde verdiğiniz zekât ise böyle değildir. İşte (mallarını) kat kat arttıranlar ancak onlardır.

SuatYıldırım 30:39 – Şunu unutmayın: Başkalarının mallarıyla artış sağlasın diye faize verdiğiniz para, zahiren fazlalaşsa da Allah’ın nezdinde artmaz.Ama Allah’ın rızasını arzulayarak verdiğiniz zekâtlar,O’nun nezdinde bereketlenir.İşte böyle yapanlar ödüllerini kat kat artırırlar.

İbni Kesir 30:39 İnsanların malları içinde artsın diye verdiğiniz faiz Allah katında artmaz. Allah'ın rızasını dileyerek verdiğiniz zekat ise böyle değildir. İşte onlar; sevablarını kat kat artıranlardır.


Elmalılı-orijinal 30:40 Allah odur ki sizi yarattı, sonra da size rızık verdi, sonra sizi öldürür, sonra sizi diriltir, hiç sizin şeriklerinizden bunlardan birini yapacak var mı? Çok münezzeh ve çok yüksektir o sübhan onların şirkinden

Elmalılı 30:40 - Allah, O'dur ki, sizi yarattı, sonra da size rızık verdi, sonra sizi öldürür, sonra sizi diriltir. Hiç sizin ortak koştuklarınızdan, bunlardan birini yapacak olan var mı? Allah, onların ortak koştuklarından münezzeh ve yücedir.

DiyanetMeali 30:40 Sizi yaratan, sonra rızıklandıran, sonra öldüren, daha sonra da dirilten Allah'tır. O'na koştuğunuz ortaklarınızdan böyle bir şey yapan var mıdır? Allah onların ortak koştukları şeylerden münezzehtir, yücedir.*

DiyanetVakfı 30:40 Allah, (o yüce varlıktır) ki sizi yaratmış, sonra rızıklandırmıştır; sonra O, hayatınızı sona erdirecek, daha sonra da sizi (tekrar) diriltecektir. Peki sizin (Allah'a eş tuttuğunuz) ortaklarınız içinde bunlardan birini yapabilecek var mı? Allah onların ortak koştuklarından münezzehtir ve yücedir.

Ömer.N.Bilmen 30:40 Allah o (Zat'ı Akdes) dir ki, sizi yarattı, sonra sizi merzûk etti. Sonra sizi öldürür, sonra da diriltir. Hiç sizin şeriklerinizden bunlardan birini yapan var mıdır? (Allah Teâlâ) Onların şerik koştuklarından münezzehtir ve çok yüksektir.

SuatYıldırım 30:40 – Allah O yüce Rabdir ki sizi yaratır, sonra rızıklandırır, sonra tayin ettiği vâde geldiğinde sizi öldürür, sonra da diriltir.Düşünün bakalım: Sizin, ibadette Allah’a ortak yaptığınız putlar içinde bunlardan herhangi bir şeyi yapabilen var mı?Allah onların iddia ettikleri ortaklardan münezzehtir, yücedir.

İbni Kesir 30:40 Sizi yaratan, sonra rızıklandıran, sonra öldüren ve daha sonra dirilten de Allah'tır. O'na koştuğunuz ortaklarınızdan böyle bir şey yapan var mıdır? Allah, onların koştukları ortaklardan münezzehtir, yücedir.


Elmalılı-orijinal 30:41 İnsanların ellerinin kesbi ile karada ve denizde fesad meydan aldı, yaptıklarının ba'zısını kendilerine tattırmak için ki rücu' etsinler

Elmalılı 30:41 - Yaptıklarının bir kısmını tatsınlar diye insanların kendi ellerinin kazandığı şeyler yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çıktı. Umulur ki onlar hakka dönerler.

DiyanetMeali 30:41 İnsanların elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde fesat çıkar; Allah da belki dönerler diye yaptıklarının bir kısmını böylece kendilerine tattırır.

DiyanetVakfı 30:41 İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler.

Ömer.N.Bilmen 30:41 İnsanların ellerinin kazandığı şey sebebiyle karada ve denizde fesat zuhûra gelir. Allah da onlara yaptıkları şeylerin bazısını tattırır. Gerek ki, onlar dönüverirler.

SuatYıldırım 30:41 – Allah’ın buyruklarını umursamayan şu insanların kendi tercihleri ile yaptıkları işler yüzünden karada ve denizde (bütün dünyada) bozukluk ortaya çıktı, nizam bozuldu.Doğru yola ve isabetli tutuma dönme fırsatı vermek için,Allah, yaptıklarının bazı kötü neticelerini onlara tattırır. [7,168] [21,35; 2,155]

İbni Kesir 30:41 İnsanların elleriyle işlediklerinden dolayı karada ve denizde Fesad belirdi. Ki yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın. Belki dönerler.


Elmalılı-orijinal 30:42 De ki Arzda bir gezin de bakın: bundan evvelkilerin akıbeti nasıl olmuş? Onların ekserisi müşrik idiler

Elmalılı 30:42 - De ki, yeryüzünde bir gezin de bakın, bundan öncekilerin sonu nasıl olmuş! Onların pek çoğu müşrik idiler.

DiyanetMeali 30:42 De ki: "Yeryüzünde dolaşın da daha öncekilerden çoğu ortak koşan (müşrik) olanların sonunun nasıl olduğuna bir bakın."

DiyanetVakfı 30:42 (Resûlüm!) De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, daha öncekilerin âkıbetleri nice oldu, görün. Onların çoğu müşrik idi.

Ömer.N.Bilmen 30:42 De ki: «Yeryüzünde gezip dolaşın da bakınız ki, bundan evvelkilerin akibeti nasıl olmuştur? Onların ekserisi müşrik kimseler idi.»

SuatYıldırım 30:42 – De ki: “Dünyayı gezin de daha önce geçmiş toplumların âkıbetlerinin nasıl olduğuna bakıp anlayın. Onların da ekserisi müşrik idiler.”

İbni Kesir 30:42 De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da daha önce geçenlerin akıbetinin nasıl olduğunu görün. Onların çoğu müşrik idiler.


Elmalılı-orijinal 30:43 De de yüzünü o doğru ve sâbit dine tut, Allahdan reddine hiç çare olmıyan bir gün gelmezden evvel ki o gün hep ayırd olurlar

Elmalılı 30:43 - Allah'tan geri çevrilmesine hiçbir çare olmayan bir gün gelmeden önce yüzünü dosdoğru, sabit dine çevir. O gün (gelince) insanlar birbirlerinden ayrılırlar.

DiyanetMeali 30:43 İnsanların fırka fırka olacağı, Allah katından kaçınılmaz o günün gelmesinden önce, kendini dosdoğru dine yönelt.

DiyanetVakfı 30:43 Allah katından, dönüşü olmayan bir gün (kıyamet günü) gelmeden önce yönünü o gerçek dine çevir! O gün (insanlar) bölük bölük ayrılacaklardır.

Ömer.N.Bilmen 30:43 İmdi yüzünü o müstakim dine çevir. Taraf-ı ilâhiden bir günün gelmesinden evvel, ki o günü reddedecek yoktur. O gün fırka fırka olacaklardır.

SuatYıldırım 30:43 – Öyleyse Allah tarafından, o geri çevirilmesi mümkün olmayan gün gelmeden önce,sen yüzünü, özünü dürüst bir şekilde dosdoğru dine yönelt! O gün insanlar zümre zümre ayrılacaklardır.

İbni Kesir 30:43 Reddine asla imkan bulunmayan, Allah'ın o günü gelmezden önce, yüzünü dosdoğru dine çevir. Ki o gün insanlar bölük bölük ayrılacaklardır.


Elmalılı-orijinal 30:44 Her kim küfrederse küfrü kendi aleyhinedir, her kim de salâh ile çalışırsa sırf kendileri için döşemiş olurlar

Elmalılı 30:44 - Her kim inkâr ederse, inkârı kendi aleyhinedir. Kim de salih amel işlerse, onlar kendileri için rahat bir yer hazırlamış olurlar.

DiyanetMeali 30:44 Kim inkar ederse, inkarı kendi aleyhine olur. Yararlı iş işleyen kimseler, kendileri için rahat bir yer hazırlamış olurlar.

DiyanetVakfı 30:44 Kim inkâr ederse, inkârı kendi aleyhine olur. İyi işler yapanlara gelince, onlar da kendileri için (cennetteki yerlerini) hazırlamış olurlar.

Ömer.N.Bilmen 30:44 Kim kâfir olursa küfrü kendi aleyhinedir ve kim sâlih amelde bulunursa kendi nefisleri için (konaklarını) hazırlamış olurlar.

SuatYıldırım 30:44 – Kim inkâr ederse inkârının zararı kendisinedir. Kimler de güzel ve makbul işler yaparlarsa, onlar da kendileri lehine iyi bir hazırlık yapmış olurlar.

İbni Kesir 30:44 Kim, küfrederse; küfrü kendi aleyhinedir. Kim de salih amel işlerse; kendisi için rahat bir yer hazırlamış olur.


Elmalılı-orijinal 30:45 Çünkü iyman edip de salih salih işler yapanlara fazlından mükâfat verecek, çünkü o kâfirleri sevmez

Elmalılı 30:45 - Çünkü O, iman edip salih amel işleyenlere lütfundan mükafat verecektir. Çünkü O, kâfirleri sevmez.

DiyanetMeali 30:45 Çünkü Allah inanıp yararlı iş işleyenlere lütfundan karşılık verecektir. Doğrusu O, inkarcıları sevmez.

DiyanetVakfı 30:45 Zira Allah, iman edip iyi işler yapanlara kendi lütfundan karşılık verecektir. Şüphesiz O, kâfirleri sevmez.

Ömer.N.Bilmen 30:45 Tâ ki, imân edenleri ve sâlih sâlih amellerde bulunanları fazlından mükâfaatlandırsın. Şüphe yok ki o, kâfirleri sevmez.

SuatYıldırım 30:45 – Zira Allah iman edip güzel ve makbul işler yapanları lütfu ile ödüllendirecektir.O kâfirleri asla sevmez.

İbni Kesir 30:45 Ki, iman edip salih ameller işleyenleri Allah'ın fazlından mükafatlandırılması içindir bu. Muhakkak ki O; kafirleri sevmez.


Elmalılı-orijinal 30:46 Ve onun âyetlerindendir müjdeciler halinde rüzgârlar göndermesi ki hem rahmetinden size tatırmak için, hem emriyle gemiler akmak için, hem arayıb fazlından kazanmanız için, hem gerek ki şükredesiniz diye

Elmalılı 30:46 - Rüzgarları müjdeciler olarak göndermesi, size rahmetinden tattırması, emriyle gemilerin akıp gitmesi ve lütfundan rızık isteyip kazanmanız O'nun âyetlerindendir. Hem gerek ki şükredesiniz.

DiyanetMeali 30:46 Rüzgarları müjdeciler olarak göndermesi, size rahmetini tattırması, buyruğu ile gemilerin yürümesi, lütfundan rızık istemeniz, O'nun varlığının belgelerindendir. Belki şükredersiniz.

DiyanetVakfı 30:46 Size rahmetinden tattırsın, emriyle gemiler yüzsün, fazlından (nasibinizi) arayasınız ve şükredesiniz diye (hayat ve bereket) müjdecileri olarak rüzgârları göndermesi de Allah'ın (varlık ve kudretinin) delillerindendir.

Ömer.N.Bilmen 30:46 Ve O'nun âyetlerindendir, rüzgârları müjdeciler olarak göndermesi ve size rahmetinden tattırması için ve emriyle gemilerin akması için ve O'nun fazlından arayıp kazanmanız için ve ola ki şükredesiniz diye.

SuatYıldırım 30:46 – O’nun varlığının ve kudretinin delillerinden biri de:Size rahmet eserlerini tattırması, emri ile gemilerin akıp gitmesi ve O’nun lütfundan nasip aramanız ve şükretmeniz için, rüzgârları müjdeci olarak göndermesidir.

İbni Kesir 30:46 Rüzgarları müjdeciler olarak göndermesi, rahmetinden size tattırması emri ile gemilerin yüzmesi ve lutfundan rızık istemeniz O'nun ayetlerindendir. Belki şükredersiniz.


Elmalılı-orijinal 30:47 Celâlim hakkı için senden evvel bir çok Resulleri kavmlerine gönderdik de onlara beyyinelerle vardılar, onun üzerine cürm işliyenlerden intikam aldık, mü'minlere ise nusrat uhdemizde bir hakk oldu

Elmalılı 30:47 - Andolsun ki biz, senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik de, onlara apaçık delillerle vardılar. Onun üzerine günah işleyenlerden intikam aldık. Müminlere yardım ise, bizim nezdimizde bir hak oldu.

DiyanetMeali 30:47 And olsun ki! Senden önce, birçok peygamberleri ümmetlerine gönderdik, onlara belgeler getirdiler; dinlemeyip suç işleyenlerden öç aldık, zira inananlara yardım etmek bize hak olmuştu.

DiyanetVakfı 30:47 Andolsun ki, biz senden önce kendi kavimlerine nice peygamberler gönderdik de onlara açık deliller getirdiler. (Onları dinlemeyip) günaha dalanların ise cezalarını hakkıyla vermişizdir. Müminlere yardım etmek de bize düşer.

Ömer.N.Bilmen 30:47 Celâlim hakkı için senden evvel kavimlerine peygamberler gönderdik de onlara açık açık deliller ile gelmişlerdi. Artık günahkâr olanlardan intikam almış idik. Mü'minlere yardım etmek ise Bizim üzerimize bir hak olmuştur.

SuatYıldırım 30:47 – Ey Resulüm! Biz senden önceki ümmetlere de resuller gönderdik.O peygamberler ümmetlerine parlak deliller getirdiler, ama çoğu iman etmedi.Biz de o suçlulardan intikam aldık. Çünkü müminleri desteklemek, Bize düşen bir borç idi. [10,103; 6,12]

İbni Kesir 30:47 Andolsun ki; senden önce Biz, nice peygamberleri kendi kavimlerine göndermişizdir de onlara açık deliller getirmişlerdir. Ama Biz, suç işleyenlerden öç aldık. Çünkü mü'minlere yardım etmek üstümüze bir haktır.


Elmalılı-orijinal 30:48 Allah odur ki rüzgârları gönderir de bir bulut savururlar, derken onu Semâda nasıl dilerse öyle serer, parça parça da eder, derken yağmuru görürsün aralarından çıkar, derken onu kullarından kimlere dileyorsa döküverdimi derhal yüzleri gülüverir

Elmalılı 30:48 - Allah O'dur ki, rüzgarları gönderir de bir bulut savururlar. Derken onu gökyüzünde nasıl dilerse öyle serer, parça parça da eder. Derken yağmuru görürsün, aralarından çıkar. Derken onu kullarından kimlere diliyorsa döküverdi mi derhal yüzleri güler.

DiyanetMeali 30:48-49 Rüzgarları gönderip bulutları yürüten, onları gökte dilediği gibi yayan ve küme küme yığan Allah'tır. Artık sen de aralarından yağmurun çıktığını görürsün. Allah'ın kullarından dilediğine verdiği yağmurla, daha önceden kendilerine yağmur indirilmesinden ümidlerini kesmiş oldukları için onlar seviniverirler.

DiyanetVakfı 30:48 Allah O'dur ki, rüzgârları gönderir, bunlar da bulutu kaldırır. Derken, Allah onu gökte dilediği gibi yayar ve parça parça eder; nihayet arasından yağmurun çıktığını görürsün. Allah dilediği kullarına yağmuru nasip edince, onlar seviniverirler.

Ömer.N.Bilmen 30:48 Allah, o (Hâlık-ı kerîm) dir ki, rüzgârları gönderir de bir bulut kaldırır, sonra onu gökte dilediği gibi yayar ve onu parça parça da eder. Artık görürsün ki, aralarından yağmur çıkıyor, nihâyet onu kullarından dilediğine kavuşturunca onlar hemen seviniverirler.

SuatYıldırım 30:48 – Allah o azamet sahibidir ki rüzgârları gönderir, rüzgârlar bulutları kaldırır.Sonra o bulutları gökte dilediği gibi yayar ve parça parça dağıtır.Bir de bakarsın ki aralarından yağmur akıp duruyor!Derken onu kullarından dilediklerine ulaştırınca, derhal yüzleri gülüverir. [7,57]

İbni Kesir 30:48 Allah, O'dur ki; rüzgarları gönderip bulutları yürütür ve onları dilediği gibi gökte yayar ve kısım kısım yığar. Nihayet sen de aralarından yağmurun çıktığını görürsün. Allah'ın kullarından dilediğine verdiği yağmurla onlar hemen seviniverirler.


Elmalılı-orijinal 30:49 Önce o kendilerine indirilmezden evvel ümidi kesmiş ye'se düşmüş iseler de

Elmalılı 30:49 - Halbuki onlar, daha önce üzerlerine yağmur indirilmeden evvel ümidi kesmişlerdi.

DiyanetMeali 30:48-49 Rüzgarları gönderip bulutları yürüten, onları gökte dilediği gibi yayan ve küme küme yığan Allah'tır. Artık sen de aralarından yağmurun çıktığını görürsün. Allah'ın kullarından dilediğine verdiği yağmurla, daha önceden kendilerine yağmur indirilmesinden ümidlerini kesmiş oldukları için onlar seviniverirler.

DiyanetVakfı 30:49 0ysa onlar, daha önce, üzerlerine yağmur yağdırılmasından iyice ümitlerini kesmişlerdi.

Ömer.N.Bilmen 30:49 Halbuki, onların üzerlerine indirilmeden evvel ondan evvelce elbette ye'se düşmüşlerdi.

SuatYıldırım 30:49 – Halbuki onlar, daha önce Allah’ın üzerlerine yağmur indireceğinden tamamen ümitsiz idiler.

İbni Kesir 30:49 Halbuki daha önceden kendilerine yağmur indirilmesinden kesin olarak ümitlerini kesmişlerdi.


Elmalılı-orijinal 30:50 Şimdi bak Allahın rahmeti asârına, Arzı ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şübhe yok ki o her halde ölülerin diriltir, daha da her şey'e kadirdir o

Elmalılı 30:50 - Şimdi bak Allah'ın rahmetinin eserlerine! yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şüphe yok ki O, mutlaka ölüleri diriltir. O her şeye kâdirdir.

DiyanetMeali 30:50 Allah'ın rahmetinin belirtilerine bir bak, yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şüphesiz ölüleri O diriltir. O her şeye Kadir'dir.

DiyanetVakfı 30:50 Allah'ın rahmetinin eserlerine bir bak: Arzı, ölümünün ardından nasıl diriltiyor! Şüphesiz O, ölüleri de mutlaka diriltecektir. O, her şeye kadirdir.

Ömer.N.Bilmen 30:50 Artık Allah'ın rahmetinin eserlerine bak ki, yeri ölümünden sonra nasıl hayata kavuşturuyor? Şüphe yok ki O, ölüleri elbette ihya edicidir ve O, her şey üzerine ziyâdesiyle kâdirdir.

SuatYıldırım 30:50 – İşte bak, Allah’ın rahmetinin eserlerine!Ölmüş toprağa nasıl hayat veriyor!İşte bunları yapan kim ise, ölüleri de O diriltecektir.O, her şeye hakkıyla kadirdir.

İbni Kesir 30:50 Allah'ın rahmetinin belirtilerine bir baksana. Toprağı öldükten sonra nasıl diriltiyor? İşte O; bütün ölüleri de muhakkak diriltecek. O; her şeye kadirdir.


Elmalılı-orijinal 30:51 Celâlim hakkı için bir rüzgâr göndersek de onu - o eseri - sararmış görseler mutlak onun arkasından küfrana başlarlar

Elmalılı 30:51 - Andolsun ki biz, bir rüzgâr göndersek de onu (rahmetin eseri olan ekini) sararmış görseler, mutlaka onun arkasından nankörlüğe başlarlar.

DiyanetMeali 30:51 Bir rüzgar göndersek de yeşilliklerin sarardığını görseler hemen nankörlüğe başlarlar.

DiyanetVakfı 30:51 Andolsun ki, bir rüzgâr göndersek de onu (ekini) sararmış görseler, ardından muhakkak nankörlüğe başlarlar.

Ömer.N.Bilmen 30:51 Andolsun eğer bir rüzgar göndersek de onu o rüzgar ile ekinleri sararmış (solmuş) görseler, elbette ki onun ardından nankörlüğe başlarlar.

SuatYıldırım 30:51 – Eğer Biz onlara sıcak, kavurucu bir rüzgâr göndersek, onlar da o yeşillikleri sararmış, kavrulmuş görseler, ondan sonra nankörlük etmeye koyulurlar. [56,63-67]

İbni Kesir 30:51 Andolsun ki; bir rüzgar gönderir de yeşillikleri sarartırsak; bunu görünce hemen nankörlüğe başlarlar.


Elmalılı-orijinal 30:52 Çünkü sen ölülere işittiremezsin, o da'veti sağırlara da işittiremezsin, arkalarını dünmüş giderlerken

Elmalılı 30:52 - Çünkü sen ölülere işittiremezsin. O daveti, arkalarını dönmüş giderlerken sağırlara da duyuramazsın.

DiyanetMeali 30:52 Tabiidir ki sen ölülere katiyyen işittiremezsin; dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

DiyanetVakfı 30:52 (Resûlüm!) Elbette sen ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp giderlerken sağırlara o daveti işittiremezsin.

Ömer.N.Bilmen 30:52 Çünkü sen o dâveti ölülere duyuramazsın ve arkalarına dönüp giderlerken sağırlara da duyuramazsın.

SuatYıldırım 30:52 – Şunu bil ki: Sen ne ölülere sesini duyurabilirsin, ne de arkasını dönüp uzaklaşan sağırlara bu dâveti işittirebilirsin. [63,36; 67,10]

İbni Kesir 30:52 Bunun için sen; ölüye katiyyen işittiremezsin. Dönüp giden sağırlara da daveti duyuramazsın.


Elmalılı-orijinal 30:53 Körlerin de şaşkınlıklarından yol göstericisi değilsin, ancak âyetlerimize iyman edeceklere işittirirsin de onlar islâma gelir, selâmeti bulurlar

Elmalılı 30:53 - Körleri de sapıklıklarından hidayete getiremezsin. Sen ancak âyetlerimizi iman edeceklere duyurursun da onlar müslüman olur, selâmeti bulurlar.

DiyanetMeali 30:53 Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin; ancak ayetlerimize inananlara duyurabilirsin; işte onlar Müslümanlardır.*

DiyanetVakfı 30:53 Körleri de sapıklıklarından (vazgeçirip) doğru yola iletemezsin. Ancak teslimiyet göstererek âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin.

Ömer.N.Bilmen 30:53 Ve sen körleri de sapıklıklarından (kurtarıp) doğru yola iletici değilsin. Sen ancak âyetlerimize imân edenlere dinletebilirsin. İşte müsIüman olanlar onlardır.

SuatYıldırım 30:53 – Sen, körleri de şaşkınlıktan, yanlış yola girmekten kurtaramazsın.Sen ancak, âyetlerimize iman etmeye yatkın kimselere çağrını duyurabilirsin. Çünkü onlar hakka teslim olurlar.

İbni Kesir 30:53 Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin. Sen; ayetlerimizi ancak inananlara duyurabilirsin. İşte onlar, müslümanlardır.


Elmalılı-orijinal 30:54 Allah, o kadir ki sizi bir za'ftan yaratmakta, sonra za'fın arkasından bir kuvvet yapmakta, sonra da kuvvetin arkasından bir za'f ve bir saç aklığı yapmakta, neyi dilerse halk ediyor, o öyle alîm, öyle kadîr

Elmalılı 30:54 - Allah O'dur ki, sizi güçsüz olarak yaratır, sonra güçsüzlüğün arkasından kuvvet verir. Sonra kuvvetin arkasından yine güçsüzlüğe ve ihtiyarlığa getirir. O dilediğini yaratır. Ve O, her şeyi bilir, her şeye gücü yeter.

DiyanetMeali 30:54 Sizi güçsüz olarak yaratan, güçsüzlükten sonra kuvvetli kılan, sonra da kuvvetliliğin ardından güçsüz ve ihtiyar yapan Allah'tır. O, dilediğini yaratır; bilendir, Kadir olandır.

DiyanetVakfı 30:54 Sizi güçsüz yaratan, sonra güçsüzlügün ardından kuvvet veren ve sonra kuvvetin ardından güçsüzlük ve ihtiyarlık veren, Allah'tır. O, dilediğini yaratır. O, hakkıyla bilendir, üstün kudret sahibidir.

Ömer.N.Bilmen 30:54 Allah, o (Hâlık-ı Azîm)dir ki, sizi bir zayıf şeyden yarattı, sonra zayıflık ardından bir kuvvet verdi, sonra da kuvvetin ardından zayıflık ve ihtiyarlık vücuda getirdi. Dilediğini yaratır ve O, öyle alîmdir, kâdirdir.

SuatYıldırım 30:54 – Allah o kadirdir ki sizi bir zaaftan yaratmakta, sonra zaafın ardından bir kuvvet yaratmakta, müteakiben kuvvetten sonra bir zaaf ve ihtiyarlık yapmaktadır.O dilediğini yaratır. Her şeyi bilen, her şeye kadir olan, yalnız O’dur.

İbni Kesir 30:54 Allah, O'dur ki; sizi güçsüz olarak yaratmıştır. Güçsüzlükten sonra kuvvetli kılmıl, sonra da kuvvetliliğn ardından güçsüz ve ihtiyar yapmıştır. O; dilediğini yaratır. O; Alim'dir, Kadir'dir.


Elmalılı-orijinal 30:55 O gün ki saat gelir Kıyamet kopar, mücrimler, bir saatten fazla durmadıklarına yemîn ederler evvel de böyle çeviriliyorlardı

Elmalılı 30:55 - Kıyamet kopacağı gün günahkarlar dünyada bir saatten fazla durmadıklarına yemin ederler. Onlar önceden de böyle haktan çevriliyorlardı.

DiyanetMeali 30:55 Kıyamet koptuğu gün suçlular sadece çok kısa bir müddet kalmış olduklarına yemin ederler. Böylece onlar dünyada da aldatılıp haktan döndürülüyorlardı.

DiyanetVakfı 30:55 Kıyamet koptuğu gün, günahkârlar, (dünyada) ancak pek kısa bir süre kaldıklarına yemin ederler. İşte onlar, (dünyada da haktan) böyle döndürülüyorlardı.

Ömer.N.Bilmen 30:55 Ve o gün ki, Kıyamet kopar; günahkârlar (dünyada) bir saatten başka kalmadıklarına yemin ederler. İşte onlar (doğru sözden) böylece çevrilir kimseler olmuşlardı.

SuatYıldırım 30:55 – Kıyamet (duruşma) saati gelip çattığında suçlu kâfirler yemin ederek dünyada sadece bir saat kaldıklarını ileri sürerler.Onlar (dünyada iken de doğruluktan) işte böyle döndürülüyorlardı.

İbni Kesir 30:55 Kıyametin kopacağı gün; suçlular bir saatten başka kalmadıklarına yemin ederler. İşte onlar, böylece aldatılıp döndürülürler.


Elmalılı-orijinal 30:56 Kendilerine ılm-ü iyman verilenler de demektedir ki alimallah, Allahın kitabınca ba's gününe kadar durdunuz. İşte bu, ba's günü velâkin siz bilmezler güruhu idiniz

Elmalılı 30:56 - Kendilerine ilim ve iman verilenler de şöyle diyecekler: "Andolsun ki, Allah'ın kitabında takdir edilmiş olan tekrar dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, dirilme günüdür. Fakat siz bunu bilmiyordunuz.

DiyanetMeali 30:56 Kendilerine ilim ve iman verilenler; "And olsun ki, siz Allah'ın yazısında mevcut yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür, fakat sizler anlamıyordunuz" derler.

DiyanetVakfı 30:56 Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz.

Ömer.N.Bilmen 30:56 Kendilerine ilim ve imân verilmiş olanlar da dediler ki: «Andolsun Allah'ın kitabında (yazılmış olan) ba's gününe kadar durdunuz. İşte bu, ba's günüdür velâkin siz bilmez kimseler oldunuz.»

SuatYıldırım 30:56 – Kendilerine ilim ve iman nasib edilenler ise derler ki:”Siz Allah’ın kitabınca ba’s (dirilme) gününe kadar durdunuz.İşte bugün dirilme günüdür, fakat siz bunu bilmiyordunuz.”

İbni Kesir 30:56 Kendilerine bilgi ve iman verilenler: Andolsun ki; Allah'ın kitabında yazılan o yeniden diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu; yeniden diriliş günüdür. Ama siz, bilmiyordunuz, derler.


Elmalılı-orijinal 30:57 Artık o gün o zulmedenlere ma'ziretleri faide vermez ve dertlerinin çaresine bakılmaz

Elmalılı 30:57 - Artık o gün zulmedenlere mazeretleri fayda vermeyecektir. Onların dertlerinin çaresine de bakılmayacaktır.

DiyanetMeali 30:57 Zulmedenlerin, o gün mazeretleri fayda vermez; artık kendilerinden Allah'ı hoşnut edecek şeyleri yapmaları da istenmez.

DiyanetVakfı 30:57 Artık o gün, zulmedenlerin (beyan edecekleri) mazeretleri fayda vermeyeceği gibi, onlardan Allah'ı hoşnut etmeye çalışmaları da istenmez.

Ömer.N.Bilmen 30:57 Zulmetmiş olanlara o günde özür dilemeleri kendilerine faide vermez ve onlardan rızayı câlip bir şey de istenmeyecektir.

SuatYıldırım 30:57 – O gün zalimlere, mazeretleri fayda vermeyeceği gibi, onlardan özür dilemeleri de istenilmez.

İbni Kesir 30:57 Zulmedenlerin o gün mazeret beyan etmeleri fayda vermez. Artık kendilerinden dönüşleri de istenmez.


Elmalılı-orijinal 30:58 Celâlim hakkı için bu Kur'anda her türlü meselden temsil getirdik, yemîn ederim ki sen onlara başka bir âyet de getirsen o küfredenler yine diyecekler ki: siz her halde mubtılsiniz

Elmalılı 30:58 - Andolsun ki, biz insanlar için bu Kur'ân'da her türlü meselden örnekler getirdik. Yemin ederim ki, sen onlara başka bir âyet de getirsen o kâfirler yine: "Siz yalancılardan (uydurduğunuz sözü Allah'a nispet edenlerden) başkası değilsiniz." diyeceklerdir.

DiyanetMeali 30:58 And olsun ki bu Kuran'da insanlar için her türlü misali vermişizdir. Bununla beraber, eğer sen onlara bir mucize getirmiş olsan, inkar edenler: "Siz ancak batıl şeyler ortaya atanlarsınız" derler.

DiyanetVakfı 30:58 Andolsun ki biz, bu Kur'an'da insanlar için her çeşit misale yer vermişizdir. Şayet onlara bir mucize getirsen inkârcılar kesinlikle şöyle diyeceklerdir: Siz ancak bâtıl şeyler ortaya atmaktasınız.

Ömer.N.Bilmen 30:58 Andolsun ki, bu Kur'an'da insanlar için herbir meselden irâd ettik. Ve muhakkak ki, onlara herhangi bir âyet getirecek olsan elbette kâfir olanlar diyeceklerdir ki, siz mubtil kimselerden başka değilsiniz.

SuatYıldırım 30:58 – Biz gerçekten bu Kur’ân’da insanlar için nice meseller getirdik.Eğer sen onlara karşı istedikleri bir mûcizeyi getirmiş olsan dahi, o kâfirler: “Siz ancak, batıl iddialar peşindesiniz” derler. [10,96-97; 6,111; 15,14-15]

İbni Kesir 30:58 Andolsun ki; bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali irad etmişizdir. Bununla beraber sen, onlara herhangi bir ayet getirmiş olsan küfredenler: Siz ancak batıl şeyler ortaya atanlarsınız, derler.


Elmalılı-orijinal 30:59 Ilmin kadrini bilmiyenlerin kalblerini Allah, öyle tab'eder

Elmalılı 30:59 - İşte bilmeyenlerin kalblerini Allah böyle mühürler.

DiyanetMeali 30:59 Allah bilmeyenlerin kalblerini işte böylece kapatır.

DiyanetVakfı 30:59 İşte bilmeyenlerin (hakkı tanımayanların) kalplerini Allah böylece mühürler.

Ömer.N.Bilmen 30:59 İşte bilmeyenlerin kalplerini Allah Teâlâ öylece mühürler.

SuatYıldırım 30:59 – İşte Allah, ilim peşinde olmayan, gerçeği aramayanların kalplerini böyle mühürler.

İbni Kesir 30:59 İşte Allah; bilmeyenlerin kalblerine böyle damga basar.


Elmalılı-orijinal 30:60 Şimdi sen sabret, çünkü Allahın va'di muhakkak haktır ve sakın iykanı olmıyanlar seni hafifliğe sevk etmesinler

Elmalılı 30:60 - Şimdi sen sabret. Çünkü Allah'ın vaadi mutlaka haktır. Sakın imanı sağlam olmayanlar seni hafifliğe sevketmesinler.

DiyanetMeali 30:60 Sabret ki, Allah'ın sözü şüphesiz gerçektir. Kesin olarak inanmayanlar seni hafife almasınlar.*

DiyanetVakfı 30:60 (Resûlüm!) Sen şimdi sabret. Bil ki Allah'ın vâdi gerçektir. (Buna) iyice inanmamış olanlar, sakın seni gevşekliğe sevketmesin!

Ömer.N.Bilmen 30:60 Sen sabret. Şüphe yok ki, Allah'ın vaadi haktır ve kat'i sûrette imânı olmayanlar, seni hafif görecek olmasınlar.

SuatYıldırım 30:60 – O halde sabret!Çünkü Allah’ın vâdi kesindir.Sakın ona inanmayanlar seni paniğe düşürmesin, seni dayanıksız bulmasın ve seni endişelendirmesinler.

İbni Kesir 30:60 Sabret, şüphesiz ki Allah'ın vaadi haktır. Yakınen inanmayanlar seni hafifliğe itmesinler.