Elmalılı-orijinal 85:1 O Semai zatilbüruca
Elmalılı 85:1 - Burçlar sahibi gökyüzüne,
DiyanetMeali 85:1 İçinde burçları bulunan göğe and olsun;
DiyanetVakfı 85:1 Burçlara sahip gökyüzüne,
Ömer.N.Bilmen 85:1-2 Andolsun burçlar sahibi olan göğe. Ve mev'ud olan güne.
SuatYıldırım 85:1 – Burçlarla süslü göğe!
İbni Kesir 85:1 Andolsun; burçlar dolu semaya.
Elmalılı-orijinal 85:2 Ve o yevmi mev'uda
Elmalılı 85:2 - Vaad olunan o güne,
DiyanetMeali 85:2 Söz verilen kıyamet gününe and olsun;
DiyanetVakfı 85:2 Geleceği bildirilmiş olan güne,
Ömer.N.Bilmen 85:1-2 Andolsun burçlar sahibi olan göğe. Ve mev'ud olan güne.
SuatYıldırım 85:2 – Geleceği vâd olunan kıyamet gününe!
İbni Kesir 85:2 Ve vaad olunan güne,
Elmalılı-orijinal 85:3 Ve şâhide ve meşhûda kasem olsun
Elmalılı 85:3 - Şahitlik edene ve edilene andolsun ki,
DiyanetMeali 85:3 Şahitlik edene ve edilene and olsun ki, insanlar öldükten sonra diriltileceklerdir.
DiyanetVakfı 85:3 (O günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki,
Ömer.N.Bilmen 85:3-4 Ve şehâdet eden ve şehâdet olunana. Hendeklerin sahipleri mel'un bulunmuştur.
SuatYıldırım 85:3 – Şahid ile meşhûda kasem ederim ki:
İbni Kesir 85:3 Şehadet edene ve şehadet edilene.
Elmalılı-orijinal 85:4 Tel'ıyn edildi sahibleri o uhdudun
Elmalılı 85:4 - Kahroldu o hendeğin sahipleri,
DiyanetMeali 85:4-7 Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!
DiyanetVakfı 85:4 Kahroldu o hendeğin sahipleri,
Ömer.N.Bilmen 85:3-4 Ve şehâdet eden ve şehâdet olunana. Hendeklerin sahipleri mel'un bulunmuştur.
SuatYıldırım 85:4-5 – Tıpkı kahrolası Ashab-ı uhdud’un,o tutuşturulmuş ateşle dolu hendeği hazırlayanların mel’un oldukları gibi...
İbni Kesir 85:4 Uhdud ashabının canı çıksın,
Elmalılı-orijinal 85:5 O çıralı ateşin
Elmalılı 85:5 - O çıralı ateşin,
DiyanetMeali 85:4-7 Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!
DiyanetVakfı 85:5 O çıralı ateşin ,
Ömer.N.Bilmen 85:5-6 Şiddetli tutuşturulmuş ateş (sahipleri). O vakit ki, onlar onun üzerine oturucu idiler.
SuatYıldırım 85:4-5 – Tıpkı kahrolası Ashab-ı uhdud’un,o tutuşturulmuş ateşle dolu hendeği hazırlayanların mel’un oldukları gibi...
İbni Kesir 85:5 Tutuşturucu ateşlerle,
Elmalılı-orijinal 85:6 O vakıt ki üzerine oturmuştular
Elmalılı 85:6 - Hani o ateşin başına oturmuşlar,
DiyanetMeali 85:4-7 Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!
DiyanetVakfı 85:6 Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar,
Ömer.N.Bilmen 85:5-6 Şiddetli tutuşturulmuş ateş (sahipleri). O vakit ki, onlar onun üzerine oturucu idiler.
SuatYıldırım 85:6-7 – Hani onlar ateşin başında oturur, müminlere yaptıklarını acımasızca seyrederlerdi.
İbni Kesir 85:6 Hani onlar, onun çevresinde oturmuşlardı.
Elmalılı-orijinal 85:7 Mü'minlere yaptıklarına karşı şâhid de oluyorlardı
Elmalılı 85:7 - Müminlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
DiyanetMeali 85:4-7 Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!
DiyanetVakfı 85:7 Müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.
Ömer.N.Bilmen 85:7-8 Ve onlar, mü'minlere yapar olduklarını seyrediciler idi. Ve bunlardan intikam almaları da, bunların azîz, hamîd olan Allah'a imân etmiş olmalarından başka bir şey için değildi.
SuatYıldırım 85:6-7 – Hani onlar ateşin başında oturur, müminlere yaptıklarını acımasızca seyrederlerdi.
İbni Kesir 85:7 Mü'minlere yaptıklarını seyretmekteydiler.
Elmalılı-orijinal 85:8 Onlardan kızdıkları da yalnız azîz, hamîd olan Allaha iyman etmeleri idi
Elmalılı 85:8 - Müminlere kızmalarının sebebi de, onların yalnız çok güçlü ve övgüye lâyık olan Allah'a iman etmeleri idi.
DiyanetMeali 85:4-7 Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!
DiyanetVakfı 85:8 Onlardan, sırf, azîz ve hamîd olan Allah'a iman ettikleri için intikam aldılar.
Ömer.N.Bilmen 85:7-8 Ve onlar, mü'minlere yapar olduklarını seyrediciler idi. Ve bunlardan intikam almaları da, bunların azîz, hamîd olan Allah'a imân etmiş olmalarından başka bir şey için değildi.
SuatYıldırım 85:8-9 – Onların müminlere bu işkenceyi yapmalarının tek sebebi, müminlerin göklerin ve yerin tek hâkimi, azîz ve hamîd (mutlak galip ve bütün övgülere lâyık) olan Allah’a iman etmeleri idi. Allah her şeye şahittir.
İbni Kesir 85:8 Onlar; ancak Aziz, Hamid Allah'a inandıkları için mü'minlerden öç almışlardı.
Elmalılı-orijinal 85:9 Ki bütün Semavât ve Arz mülkü onundur ve Allah, her şey'e şâhiddir
Elmalılı 85:9 - O Allah ki, göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur ve Allah her şeye şahittir.
DiyanetMeali 85:8-9 Bu inkarcıların, inananlara kızmaları; onların sadece, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisinin bulunan ve övülmeğe layık ve güçlü olan Allah'a inanmış olmalarındandı. Allah her şeye şahiddir.
DiyanetVakfı 85:9 O Allah ki, göklerin ve yerin mülkü kendisine aittir, ve Allah her şeye şahittir .
Ömer.N.Bilmen 85:9 O (Allah'a) ki, göklerin ve yerin mülkü O'na aittir ve Allah her şey üzerine şahittir.
SuatYıldırım 85:8-9 – Onların müminlere bu işkenceyi yapmalarının tek sebebi, müminlerin göklerin ve yerin tek hâkimi, azîz ve hamîd (mutlak galip ve bütün övgülere lâyık) olan Allah’a iman etmeleri idi. Allah her şeye şahittir.
İbni Kesir 85:9 O ki; göklerin ve yerin mülkü kendisinindir. Ve Allah; her şeye Şahid'dir.
Elmalılı-orijinal 85:10 O kimseler ki mü'minîn ve mü'minâta fitne yapmışlar, sonra da tevbe etmemişlerdir muhakkak artık onlara Cehennem azâbı var ve onlara yangın azâbı vardır
Elmalılı 85:10 - İnanan erkek ve kadınlara işkence yapıp sonra da tevbe etmeyenlere cehennem azabı ve yangın azabı vardır.
DiyanetMeali 85:10 Ama inanmış erkek ve kadınlara işkence ederek onları dinlerinden çevirmeğe uğraşanlar, eğer tevbe etmezlerse, onlara cehennem azabı vardır. Yakıcı azap da onlaradır.
DiyanetVakfı 85:10 Şüphesiz inanmış erkeklerle inanmış kadınlara işkence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır.
Ömer.N.Bilmen 85:10 Muhakkak o kimseler ki, mü'minleri ve mü'mineleri belaya düşürmüşlerdir, sonra da tevbe etmemişlerdir. Artık onlar için cehennem azabı ve onlar için yangın azabı vardır.
SuatYıldırım 85:10 – Mümin erkeklere ve mümin kadınlara işkence edip de, sonra tövbe etmeyenler var ya, İşte onlara cehennem azabı var, yangın azabı var.
İbni Kesir 85:10 Şüphesiz ki mü'min erkekleri ve mü'min kadınları belaya uğratanlar sonra da tevbe etmemiş olanlar, işte onlar için cehennem azabı vardır. Ve yakıcı azab da onlaradır.
Elmalılı-orijinal 85:11 O kimseler ki iyman etmişler ve salih ameller işlemişlerdir, muhakkak onlara altından ırmaklar akar Cennetler var, işte o büyük kurtuluş dur
Elmalılı 85:11 - İnanan ve iyi amel yapanlar için de altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş odur.
DiyanetMeali 85:11 Şüphesiz inanıp yararlı işler işleyenlere, onlara, içlerinden ırmaklar akan cennetler vardır. Bu, büyük kurtuluştur.
DiyanetVakfı 85:11 İman edip sâlih ameller işleyenlere ise, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş budur.
Ömer.N.Bilmen 85:11 Şüphe yok ki, imân etmiş ve sâlih sâlih amellerde bulunmuş kimseler için de altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Bu ise pek büyük bir kurtuluştur.) Dikkat! Secde âyetidir.
SuatYıldırım 85:11 – İman edip makbul ve güzel işler yapanlara ise, içinden ırmaklar akan cennetler var. İşte en büyük başarı, en büyük mutluluk budur!
İbni Kesir 85:11 Doğrusu iman edip salih amel işlemiş olanlar için, altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş budur.
Elmalılı-orijinal 85:12 Hakîkat rabbının tutuşu şediddir
Elmalılı 85:12 - Kuşkusuz Rabbinin yakalaması serttir.
DiyanetMeali 85:12 Doğrusu Rabbinin yakalaması amansızdır.
DiyanetVakfı 85:12 Şüphesiz Rabbinin yakalaması çok şiddetlidir.
Ömer.N.Bilmen 85:12 Şüphesiz ki Rabbinin kavrayıp tutuşu pek şiddetlidir.
SuatYıldırım 85:12 – Senin Rabbinin darbesi çok müthiştir.
İbni Kesir 85:12 Doğrusu Rabbının yakalayışı amansızdır.
Elmalılı-orijinal 85:13 Çünkü o hem mübdî hem muîddir
Elmalılı 85:13 - Yoktan o yaratır ve tekrar o diriltir.
DiyanetMeali 85:13 Önce yaratıp sonra bunu tekrar eden O'dur.
DiyanetVakfı 85:13 Bilin ki O, (kâinat yokken) ilk olarak yaratan, (ölümden sonra tekrar hayatı) geri getirendir.
Ömer.N.Bilmen 85:13 Muhakkak ki O'dur, bidâyeten yaratır ve iade eder olan O'dur.
SuatYıldırım 85:13 – O ilkin yaratır, sonra öldürüp tekrar diriltir.
İbni Kesir 85:13 Önce yaratıp sonra tekrarlayan O'dur, O.
Elmalılı-orijinal 85:14 Onunla beraber gafurdur, çok sevgili (vedud) dur
Elmalılı 85:14 - Bununla beraber çok bağışlayandır, çok sevendir.
DiyanetMeali 85:14-15 Yüce arşın sahibi, çok seven, bağışlayan O'dur.
DiyanetVakfı 85:14 O, çok bağışlayan ve çok sevendir.
Ömer.N.Bilmen 85:14 Ve çok bağışlayan, çok seven O'dur.
SuatYıldırım 85:14 – O gafurdur (mağfireti boldur), vedûddur (kullarını sever, onlar tarafından da sevilir).
İbni Kesir 85:14 O; Ğafur'dur, Vedud'dur.
Elmalılı-orijinal 85:15 Arşın sahibi, şanlı (mecîd) dir
Elmalılı 85:15 - Arş'ın sahibidir, yücedir.
DiyanetMeali 85:14-15 Yüce arşın sahibi, çok seven, bağışlayan O'dur.
DiyanetVakfı 85:15 Şerefli Arş'ın sahibidir.
Ömer.N.Bilmen 85:15 Arş'ın Azîmüşşan sahibidir.
SuatYıldırım 85:15 – O Arş sahibidir, şanı pek yücedir.
İbni Kesir 85:15 Arş'ın sahibidir, Mecid'dir.
Elmalılı-orijinal 85:16 Dilediğini yapar (fa'alün limâ yürîd) dir
Elmalılı 85:16 - Dilediğini yapandır.
DiyanetMeali 85:16 Her dilediğini mutlaka yapandır.
DiyanetVakfı 85:16 Dilediği şeyleri mutlaka yapandır.
Ömer.N.Bilmen 85:16 Dilediğini hakkıyla yapandır.
SuatYıldırım 85:16 – Dilediği her şeyi yapar.
İbni Kesir 85:16 Dilediğini mutlaka yapandır.
Elmalılı-orijinal 85:17 geldi ya, sana kıssası o orduların (o cünudun)
Elmalılı 85:17 - O orduların kıssası sana geldi mi?
DiyanetMeali 85:17-18 Firavun ve Semud ordularının haberi sana geldi mi?
DiyanetVakfı 85:17 Orduların, haberi sana geldi mi?
Ömer.N.Bilmen 85:17-18 Sana o orduların haberi geldi mi? Fir'avun ile Semûd'un (haberi)?
SuatYıldırım 85:17-18 – Nitekim o orduların, Firavun ve Semûd milletlerinin başlarına gelenleri mutlaka öğrenmişsindir.
İbni Kesir 85:17 O orduların haberi haberi, sana geldi mi?
Elmalılı-orijinal 85:18 Fir'avnin ve Semudün
Elmalılı 85:18 - Yani Firavun ve Semud'un?
DiyanetMeali 85:17-18 Firavun ve Semud ordularının haberi sana geldi mi?
DiyanetVakfı 85:18 Yani Firavun ve Semûd'un
Ömer.N.Bilmen 85:17-18 Sana o orduların haberi geldi mi? Fir'avun ile Semûd'un (haberi)?
SuatYıldırım 85:17-18 – Nitekim o orduların, Firavun ve Semûd milletlerinin başlarına gelenleri mutlaka öğrenmişsindir.
İbni Kesir 85:18 Firavun ve Semud'un.
Elmalılı-orijinal 85:19 Fakat o küfredenler hâlâ bir tekzibe
Elmalılı 85:19 - Fakat o inkarcılar hâlâ bir yalanlama içinde.
DiyanetMeali 85:19 Doğrusu inkar edenler, hep yalanlayagelmişlerdir.
DiyanetVakfı 85:19 Doğrusu inkârcılar (gerçeği) yalanlayıp dururlar.
Ömer.N.Bilmen 85:19 Fakat kâfir olan kimseler, tekzîp etmektedirler.
SuatYıldırım 85:19 – Fakat kâfirler yine de dini yalan saymaya devam ediyorlar.
İbni Kesir 85:19 Doğrusu küfredenler, yalanlamadadırlar.
Elmalılı-orijinal 85:20 Halbuki Allah arkalarından kuşatmış
Elmalılı 85:20 - Oysa Allah onları arkalarından kuşatmıştır.
DiyanetMeali 85:20 Oysa Allah onları ardlarından çevirmiştir.
DiyanetVakfı 85:20 Allah onları arkalarından kuşatmıştır.
Ömer.N.Bilmen 85:20 Halbuki Allah, arkalarından kuşatıcıdır.
SuatYıldırım 85:20 – Ama ne yaparlarsa yapsınlar,Allah’ın hükmünden kaçamazlar.Zira Allah, ilmi ve kudretiyle onları, arkalarından kuşatmıştır.
İbni Kesir 85:20 Allah ise onları arkadan kuşatandır.
Elmalılı-orijinal 85:21 Fakat o şanlı bir Kur'andır
Elmalılı 85:21 - Hayır o şerefli bir Kur'ân'dır.
DiyanetMeali 85:21-22 Doğrusu sana vahyedilen bu Kitap, Levhi Mahfuz'da bulunan şanlı bir Kuran'dır.*
DiyanetVakfı 85:21 Hayır o şerefli bir Kur'an'dır.
Ömer.N.Bilmen 85:21 Hayır o, (tekzîb ettikleri) şeref ve kadri pek büyük olan bir Kur'an'dır.
SuatYıldırım 85:21-22 – Hayır, hayır! Kur’ân onların iddia ettikleri gibi beşer sözü değildir.O, Levh-i Mahfuzda olan pek şerefli bir Kur’ân’dır.
İbni Kesir 85:21 Doğrusu o; şanlı bir Kur'an'dır.
Elmalılı-orijinal 85:22 Bir Levhı mahfuzda
Elmalılı 85:22 - Levh-i Mahfuz'dadır.
DiyanetMeali 85:21-22 Doğrusu sana vahyedilen bu Kitap, Levhi Mahfuz'da bulunan şanlı bir Kuran'dır.*
DiyanetVakfı 85:22 Levh-i Mahfuz'dadır.
Ömer.N.Bilmen 85:22 Mahfûz olan bir levhadadır.
SuatYıldırım 85:21-22 – Hayır, hayır! Kur’ân onların iddia ettikleri gibi beşer sözü değildir.O, Levh-i Mahfuzda olan pek şerefli bir Kur’ân’dır.
İbni Kesir 85:22 Levh-i Mahfuz'dadır.