Elmalılı-orijinal 95:1 Kasem olsun o Tîne ve o Zeytune
Elmalılı 95:1 Tîn'e ve Zeytun'a,
DiyanetMeali 95:1 İncir ve zeytine and olsun,
DiyanetVakfı 95:1 İncire, zeytine,
Ömer.N.Bilmen 95:1-2 Andolsun tin'e ve zeytûn'e. Ve Sina dağına.
SuatYıldırım 95:1 İncir ve zeytin hakkı için!
İbni Kesir 95:1 Andolsun; incire ve zeytine,
Elmalılı-orijinal 95:2 Ve o Turi sînîne
Elmalılı 95:2 Sina dağına
DiyanetMeali 95:2 And olsun Sina dağına,
DiyanetVakfı 95:2 Sina dağına ,
Ömer.N.Bilmen 95:1-2 Andolsun tin'e ve zeytûn'e. Ve Sina dağına.
SuatYıldırım 95:2 Sina dağı, hakkı için!
İbni Kesir 95:2 Sina dağına,
Elmalılı-orijinal 95:3 Ve Bu beledi emîne
Elmalılı 95:3 Ve bu güvenli beldeye andolsun ki,
DiyanetMeali 95:3 And olsun bu güvenli Mekke şehrine ki:
DiyanetVakfı 95:3 Ve şu emîn beldeye yemin ederim ki,
Ömer.N.Bilmen 95:3 Ve bu emin olan beldeye.
SuatYıldırım 95:3 Bu emin belde hakkı için ki:
İbni Kesir 95:3 Ve şu emin kente,
Elmalılı-orijinal 95:4 Ki biz insanı en güzel bir biçimde yarattık
Elmalılı 95:4 Biz insanı en güzel biçimde yarattık.
DiyanetMeali 95:4 Biz insanı en güzel şekilde yarattık,
DiyanetVakfı 95:4 Biz insanı en güzel biçimde yarattık.
Ömer.N.Bilmen 95:4 Muhakkak ki, Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.
SuatYıldırım 95:4 Biz insanı en mükemmel sûrette yarattık. [30,30]
İbni Kesir 95:4 Doğrusu Biz; insanı en güzel biçimde yarattık,
Elmalılı-orijinal 95:5 Sonra da çevirdik esfeli sâfilîne kaktık
Elmalılı 95:5 Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına attık.
DiyanetMeali 95:5 Sonra onu aşağıların en aşağısı kıldık.
DiyanetVakfı 95:5 .Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına attık.
Ömer.N.Bilmen 95:5 Sonra da onu aşağıların en aşağısına döndürdük.
SuatYıldırım 95:5 Sonra da onu en aşağı derekeye düşürdük.
İbni Kesir 95:5 Sonra onu, aşağıların aşağısına döndürdük.
Elmalılı-orijinal 95:6 Ancak iyman edip yarar ameller yapan kimseler başka, onlar için kesilmez bir ecir vardır.
Elmalılı 95:6 Ancak iman edip iyi işler yapanlar başka; onlar için kesintisiz bir ecir vardır.
DiyanetMeali 95:6 Yalnız, inanıp yararlı iş işleyenler bunun dışındadır. Onlara kesintisiz ecir vardır.
DiyanetVakfı 95:6 Fakat iman edip sâlih amel işleyenler için eksilmeyen devamlı bir ecir vardır.
Ömer.N.Bilmen 95:6 Ancak o kimseler ki imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular, Artık onlar için kesilmeyecek bir mükâfaat vardır.
SuatYıldırım 95:6 Ancak iman edip güzel ve makbul işler yapanlar müstesnadır. Onlara ise hiç eksilmeyen bir mükâfat vardır.
İbni Kesir 95:6 Yalnız iman edip salih amel işleyenler müstesna. Onlara kesintisiz mükafat vardır.
Elmalılı-orijinal 95:7 O halde sana dîni ne tekzîb ettirir?
Elmalılı 95:7 O halde sana dini ne yalanlatır?
DiyanetMeali 95:7 Öyleyken, sana dini yalan saydırtan nedir?
DiyanetVakfı 95:7 Artık bundan sonra, ceza günü konusunda seni kim yalanlayabilir?
Ömer.N.Bilmen 95:7 O halde seni din hususunda bundan sonra kim tekzîp edebilir?
SuatYıldırım 95:7 Bütün bunlardan sonra ey insan, senin mahşere ve hesaba inanmana hangi engel kalabilir?
İbni Kesir 95:7 Öyleyse bundan sonra hangi şey sana dini yalanlatabilir?
Elmalılı-orijinal 95:8 Allah «Ahkemülhâkimîn» değil mi?
Elmalılı 95:8 Allah, hakimlerin hakimi değil mi?
DiyanetMeali 95:8 Allah, hükmedenlerin en iyi hükmedeni değil midir?*
DiyanetVakfı 95:8 Allah, hüküm verenlerin en üstünü değil midir?
Ömer.N.Bilmen 95:8 Allah (Teâlâ) hakîmlerin en hakimi değil midir?
SuatYıldırım 95:8 Allah hakimlerin hâkimi değil midir?
İbni Kesir 95:8 Allah; hükmedenlerin en iyi hükmedeni değil mi?