Elmalılı-orijinal 79:1 O daldırıp nez'edenlere
Elmalılı 79:1 - Andolsun şiddetle çekip çıkaranlara,
DiyanetMeali 79:1 Canları boğarcasına şiddetle çekip alanlara and olsun,
DiyanetVakfı 79:1 Söküp çıkaranlara, andolsun;
Ömer.N.Bilmen 79:1-2 Andolsun (ruhları) şiddetle çekip çıkaranlara. Ve kolaylıkla çıkarıp alanlara.
SuatYıldırım 79:1 – Var gücüyle koşanlar,
İbni Kesir 79:1 Boğulmuş olanları söküp alanlara andolsun.
Elmalılı-orijinal 79:2 Ve usulcacık çekenlere
Elmalılı 79:2 - Usulcacık çekenlere,
DiyanetMeali 79:2 Canları kolaylıkla alanlara and olsun,
DiyanetVakfı 79:2 Yavaşça çekenlere,
Ömer.N.Bilmen 79:1-2 Andolsun (ruhları) şiddetle çekip çıkaranlara. Ve kolaylıkla çıkarıp alanlara.
SuatYıldırım 79:2 – Neş’e ve şevkle yürüyenler,
İbni Kesir 79:2 Canları kolaylıkla alanlara,
Elmalılı-orijinal 79:3 Ve yüzüp yüzüp gidenlere
Elmalılı 79:3 - Yüzüp yüzüp gidenlere,
DiyanetMeali 79:3 Yüzüp yüzüp gidenlere and olsun,
DiyanetVakfı 79:3 Yüzdükçe yüzenlere,
Ömer.N.Bilmen 79:3-4 Ve sür'atle yüzenlere. Ve çabukça ileri geçenlere.
SuatYıldırım 79:3 – Yüzüp yüzüp gidenler,
İbni Kesir 79:3 Yüzüp yüzüp gidenlere,
Elmalılı-orijinal 79:4 Derken yarışıp geçenlere
Elmalılı 79:4 - Yarışıp geçenlere,
DiyanetMeali 79:4-5 Yarıştıkça yarışan ve işleri yöneten meleklere and olsun
DiyanetVakfı 79:4 Yarıştıkça yarışanlara,
Ömer.N.Bilmen 79:3-4 Ve sür'atle yüzenlere. Ve çabukça ileri geçenlere.
SuatYıldırım 79:4 – Yarışıp geçenler
İbni Kesir 79:4 Yarıştıkça yarışanlara,
Elmalılı-orijinal 79:5 Derken bir emir çevirenlere kasem olsun ki (Kıyamet var)
Elmalılı 79:5 - Derken bir iş çevirenlere kasem olsun (ki kıyamet var).
DiyanetMeali 79:4-5 Yarıştıkça yarışan ve işleri yöneten meleklere and olsun
DiyanetVakfı 79:5 Derken iş düzenleyenlere .
Ömer.N.Bilmen 79:5-6 Hangi bir mühim işi tedbir edenlere. O gün sarsılacak, sarsılacaktır.
SuatYıldırım 79:5 – İşleri düzenleyip yönetenler, hakkı için ki: (kıyamet gerçektir, hepiniz ölümden sonra diriltileceksiniz!)
İbni Kesir 79:5 Ve işleri yönetenlere,
Elmalılı-orijinal 79:6 O gün ki sarsar râcife
Elmalılı 79:6 - O gün deprem sarsar,
DiyanetMeali 79:6 O gün bir sarsıntı sarsar.
DiyanetVakfı 79:6 Birinci üflemenin (kâinatı) sarstığı,
Ömer.N.Bilmen 79:5-6 Hangi bir mühim işi tedbir edenlere. O gün sarsılacak, sarsılacaktır.
SuatYıldırım 79:6 – Günü gelince, sura ilk üfleme, yeri şiddetli bir depremle yıkacak!
İbni Kesir 79:6 O gün; bir sarsıntı sarsar,
Elmalılı-orijinal 79:7 Onu velyeder o râdife
Elmalılı 79:7 - Onu ikinci bir sarsıntı izler.
DiyanetMeali 79:7 Peşinden bir diğeri gelir.
DiyanetVakfı 79:7 Onu ikinci üflemenin takip ettiği gün,
Ömer.N.Bilmen 79:7-8 O sarsanın ardından biride gelecektir. Kalpler o günde pek muztariptir.
SuatYıldırım 79:7 – Onu izleyen ikinci üfleme herkesi mezarından kaldıracak!
İbni Kesir 79:7 Ve peşinden bie başkası gelir.
Elmalılı-orijinal 79:8 Yürekler o gün oynar kaygıdan
Elmalılı 79:8 - Yürekler vardır, o gün kaygıdan hoplar.
DiyanetMeali 79:8 O gün kalbler titrer.
DiyanetVakfı 79:8 İşte o gün yürekler kaygıdan oynar,
Ömer.N.Bilmen 79:7-8 O sarsanın ardından biride gelecektir. Kalpler o günde pek muztariptir.
SuatYıldırım 79:8 – O gün kalpler güp güp atacak
İbni Kesir 79:8 O gün kalbler titrer,
Elmalılı-orijinal 79:9 Gözleri kalkmaz saygıdan
Elmalılı 79:9 - Gözler kalkmaz saygıdan.
DiyanetMeali 79:9 İnsanların gözleri yere döner.
DiyanetVakfı 79:9 Gözler yorgun düşer.
Ömer.N.Bilmen 79:9 Onların gözleri de pek zelilane bir vaziyettedir.
SuatYıldırım 79:9 – Gözler yere eğilecek
İbni Kesir 79:9 Gözler yere döner.
Elmalılı-orijinal 79:10 Diyorlar ki: biz, gerçek döndürülecekmiyiz o hufrede
Elmalılı 79:10 - Diyorlar ki: "Biz tekrar eski halimize mi döndürülecekmişiz?
DiyanetMeali 79:10 Derler ki: "Biz eski halimize mi döndürüleceğiz?"
DiyanetVakfı 79:10 Diyorlar ki, "Öldükten sonra biz, (dünyadaki) ilk halimize mi döndürüleceğiz,
Ömer.N.Bilmen 79:10 Derler ki: «Biz mi hayata hakikaten döndürülmüş kimseler olacağız?»
SuatYıldırım 79:10-12 – İnkârcılar alay ederek şöyle derler: “Çürümüş kemik haline geldikten sonra mı biz eski durumumuza getirilecekmişiz! O takdirde bu, bizim için ziyanlı bir dönüş olur!”
İbni Kesir 79:10 Biz, eski halimize mi döndürüleceğiz? derler.
Elmalılı-orijinal 79:11 Ya' ufalanmış kemikler olduğumuz vaktı ha?
Elmalılı 79:11 - "Biz, çürümüş kemikler olduktan sonra ha?"
DiyanetMeali 79:11 "Ufalanmış kemik olduğumuz zaman mı?"
DiyanetVakfı 79:11 (Hem de) çürümüş kemikler olduktan sonra ha?"
Ömer.N.Bilmen 79:11 «Biz mi çürümüş kemikler olduğumuz zaman?»
SuatYıldırım 79:10-12 – İnkârcılar alay ederek şöyle derler: “Çürümüş kemik haline geldikten sonra mı biz eski durumumuza getirilecekmişiz! O takdirde bu, bizim için ziyanlı bir dönüş olur!”
İbni Kesir 79:11 Ufalanmış kemikler olduğumuz vakit mi?
Elmalılı-orijinal 79:12 O dediler: o halde husranlı bir dönüş
Elmalılı 79:12 - "Öyleyse bu çok zararlı bir dönüştür." dediler.
DiyanetMeali 79:12 Derler ki: "O takdirde bu zararına bir dönüştür."
DiyanetVakfı 79:12 "O zaman bu, ziyanlı bir dönüş olur" dediler.
Ömer.N.Bilmen 79:12-13 Dediler ki: «Bu, o halde ziyanlı bir dönüş.» Fakat şüphe yok ki o, bir tek sayhadır.
SuatYıldırım 79:10-12 – İnkârcılar alay ederek şöyle derler: “Çürümüş kemik haline geldikten sonra mı biz eski durumumuza getirilecekmişiz! O takdirde bu, bizim için ziyanlı bir dönüş olur!”
İbni Kesir 79:12 O takdirde bu, zararlı bir dönüştür, derler.
Elmalılı-orijinal 79:13 Fakat o zorlu bir kumandadır
Elmalılı 79:13 - Fakat o bir tek haykırıştır.
DiyanetMeali 79:13 Doğrusu bir tek çığlık yetecektir.
DiyanetVakfı 79:13 Bu dönüş, sadece bir seslenmeye bakar.
Ömer.N.Bilmen 79:12-13 Dediler ki: «Bu, o halde ziyanlı bir dönüş.» Fakat şüphe yok ki o, bir tek sayhadır.
SuatYıldırım 79:13-14 – Fakat olay (zor değil,) bir tek emirden ibarettir. Bir anda mahşerde toplanıverirler! [17,52; 54,50; 16,77]
İbni Kesir 79:13 Doğrusu o, bir tek çığlıktır.
Elmalılı-orijinal 79:14 Bakarsın uyanmışlar hepsi meydandadır
Elmalılı 79:14 - Bir de bakarsın hepsi meydandadır.
DiyanetMeali 79:14 Hepsi hemen bir düzlüğe dökülecektir.
DiyanetVakfı 79:14 Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.
Ömer.N.Bilmen 79:14 Artık onlar, o zaman bir düz yer üzerindedirler.
SuatYıldırım 79:13-14 – Fakat olay (zor değil,) bir tek emirden ibarettir. Bir anda mahşerde toplanıverirler! [17,52; 54,50; 16,77]
İbni Kesir 79:14 Ki o zaman, hepsi toprağın yüzüne dökülecektir.
Elmalılı-orijinal 79:15 Geldi ye sana Musânın kıssası?
Elmalılı 79:15 - Musa'nın haberi sana geldi mi?
DiyanetMeali 79:15 Musa'nın başından geçen olay sana geldi mi?
DiyanetVakfı 79:15 (Habibim!) Sana Musa'nın haberi geldi mi?
Ömer.N.Bilmen 79:15-16 Sana Mûsa'nın kıssası geldi mi? O vakit ki, O'na Rabbi, mukaddes Tuvâ vadisinde nidâ etmişti.
SuatYıldırım 79:15 – Mûsa’nın hadisesinden haberin olmuştu değil mi?
İbni Kesir 79:15 Musa'nın haberi geldi mi sana?
Elmalılı-orijinal 79:16 O vakıt ki ona rabbı nidâ etmişti o mukaddes vadîde: Tuvada
Elmalılı 79:16 - Hani Rabbi ona kutsal vaadi Tuva'da seslenmişti:
DiyanetMeali 79:16 Tuva'da, kutsal bir vadide, Rabbi ona şöyle hitap etmişti:
DiyanetVakfı 79:16 Kutsal vâdi Tuvâ'da Rabbi ona şöyle seslenmişti:
Ömer.N.Bilmen 79:15-16 Sana Mûsa'nın kıssası geldi mi? O vakit ki, O'na Rabbi, mukaddes Tuvâ vadisinde nidâ etmişti.
SuatYıldırım 79:16 – Hani Rabbi ona kutlu Tuvâ vâdisinde şöyle seslenmişti:
İbni Kesir 79:16 Hani Rabbı ona; mukaddes vadide, Tuva'da şöyle seslenmişti:
Elmalılı-orijinal 79:17 Haydi demişti git Firavne de, çünkü o pek azdı
Elmalılı 79:17 - "Haydi, demişti, git Firavun'a, çünkü o çok azdı."
DiyanetMeali 79:17 "Firavun'a git; doğrusu o azmıştır."
DiyanetVakfı 79:17 Firavun'a git! Çünkü o çok azdı.
Ömer.N.Bilmen 79:17-8 Fir'avun'a gidiver, muhakkak ki, o pek azmıştır.» İmdi de ki: «Senin temizlenmekliğine meylin var mıdır?»
SuatYıldırım 79:17-18 – “Firavuna git, zira o iyice azdı!Ona de ki: kendini arındırmaya gönlün var mı?
İbni Kesir 79:17 Firavun'a git; çünkü o, çok azmıştır.
Elmalılı-orijinal 79:18 De ki: istermisin temizlenesin?
Elmalılı 79:18 - De ki: İster misin arınasın?
DiyanetMeali 79:18 "Ona de ki: Arınmağa niyetin var mı?"
DiyanetVakfı 79:18 De ki:Nasıl arınmağa gönlün var mı?
Ömer.N.Bilmen 79:17-8 Fir'avun'a gidiver, muhakkak ki, o pek azmıştır.» İmdi de ki: «Senin temizlenmekliğine meylin var mıdır?»
SuatYıldırım 79:17-18 – “Firavuna git, zira o iyice azdı!Ona de ki: kendini arındırmaya gönlün var mı?
İbni Kesir 79:18 De ki: temizlenmeye meylin var mı senin.
Elmalılı-orijinal 79:19 Ve rabbına irşad edeyim de seni saygılanasın?
Elmalılı 79:19 - Seni Rabbinin yoluna ileteyim de ondan korkasın.
DiyanetMeali 79:19 "Rabbine giden yolu göstereyim ki O'na saygı duyup korkasın."
DiyanetVakfı 79:19 Seni Rabbimin yoluna iletmemi ister misin? Böylece ondan korkarsın.
Ömer.N.Bilmen 79:19 «Ve sana Rabbin yolunu göstereyim de O'ndan korkasın.»
SuatYıldırım 79:19 – “İster misin Seni Rabbine kavuşturan yola vurayım.Böylece Sen de O’na saygı duyasın?” [7,104-105; 26,16-17; 26,23-28]
İbni Kesir 79:19 Rabbına giden yolu göstereyim de O'ndan korkasın.
Elmalılı-orijinal 79:20 Vardı ona o büyük mu'cizeyi de gösterdi.
Elmalılı 79:20 - Musa Firavun'a o büyük mucizeyi gösterdi.
DiyanetMeali 79:20 Bunun üzerine ona en büyük mucizeyi gösterdi.
DiyanetVakfı 79:20 Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi.
Ömer.N.Bilmen 79:20 Artık O'na pek büyük mûcize gösterdi.
SuatYıldırım 79:20 – Ona en büyük mûcizeyi gösterdi.
İbni Kesir 79:20 Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi.
Elmalılı-orijinal 79:21 Fakat o tekzîb etti, ısyan etti
Elmalılı 79:21 - Fakat Firavun yalanladı, karşı geldi.
DiyanetMeali 79:21 Ama Firavun yalanladı ve baş kaldırdı.
DiyanetVakfı 79:21 (O ise) hemen yalanladı ve isyan etti.
Ömer.N.Bilmen 79:21 O ise yalanladı ve isyan etti.
SuatYıldırım 79:21 – Fakat o buna “yalan” dedi ve isyan etti.
İbni Kesir 79:21 Ama o, yalanlayıp isyan etti.
Elmalılı-orijinal 79:22 Sonra koşarak idbara gitti
Elmalılı 79:22 - Sonra koşarak dönüp gitti.
DiyanetMeali 79:22 Geri dönüp yürüdü.
DiyanetVakfı 79:22 Sonra (inkâr için) olanca çabasını göstererek sırtını döndü.
Ömer.N.Bilmen 79:22-23 Sonra da koşarak geriye döndü. Artık topladı da nidâ etti.
SuatYıldırım 79:22 – Sonra sırtını dönüp Mûsâ’ya karşı bir çalışma içine girdi.
İbni Kesir 79:22 Sonra arkasını döndü, koşmaya başladı.
Elmalılı-orijinal 79:23 Derken mahşerini topladı da bağırdı:
Elmalılı 79:23 - Derken adamlarını topladı da bağırdı:
DiyanetMeali 79:23 Adamlarını toplayıp seslendi:
DiyanetVakfı 79:23 Derhal (adamlarını) topladı ve (onlara) bağırdı:
Ömer.N.Bilmen 79:22-23 Sonra da koşarak geriye döndü. Artık topladı da nidâ etti.
SuatYıldırım 79:23-24 – Adamlarını topladı ve onlara: “Sizin en yüce rabbiniz benim!” dedi. [26,29; 7,127]
İbni Kesir 79:23 Toplayıp seslendi:
Elmalılı-orijinal 79:24 Benim en yüksek rabbınız, dedi
Elmalılı 79:24 - "Ben sizin en yüce Rabbinizim" dedi.
DiyanetMeali 79:24 "Sizin en yüce rabbiniz benim" dedi.
DiyanetVakfı 79:24 Ben, sizin en yüce Rabbinizim! dedi.
Ömer.N.Bilmen 79:24 «Ben sizin en yüksek Rabbinizim,» dedi.
SuatYıldırım 79:23-24 – Adamlarını topladı ve onlara: “Sizin en yüce rabbiniz benim!” dedi. [26,29; 7,127]
İbni Kesir 79:24 Ve sizin en yüce Rabbınız benim, dedi.
Elmalılı-orijinal 79:25 Allah da onu tuttu sonuna önüne nekâl olmak üzere tenkîl ediverdi
Elmalılı 79:25 - Allah da onu tuttu, dünya ve ahiret azabıyla yakalayıverdi.
DiyanetMeali 79:25 Allah bunun üzerine onu dünya ve ahiret azabına uğrattı.
DiyanetVakfı 79:25 Allah onu, (herkese ibret olarak) dünya ve ahiret azabıyla cezalandırdı.
Ömer.N.Bilmen 79:25 Fakat Allah, onu ahiretin de, dünyanın da ukûbetiyle yakaladı.
SuatYıldırım 79:25 – Allah da onu dünyada da, âhirette de şiddetle cezalandırdı.
İbni Kesir 79:25 Bunu üzerine Allah, onu dünya ve ahiret azabıyla yakaladı.
Elmalılı-orijinal 79:26 Şübhesiz ki bunda bir ıbret var, saygı duyacaklar için
Elmalılı 79:26 - Kuşkusuz bunda, saygı duyacaklar için bir ibret vardır.
DiyanetMeali 79:26 Doğrusu bunda Allah'tan korkan kimseye ders vardır.*
DiyanetVakfı 79:26 Elbette bunda, korkan kimseler için büyük bir ibret vardır.
Ömer.N.Bilmen 79:26 Şüphe yok ki, bunda korkar olan kimse için elbette bir ibret vardır.
SuatYıldırım 79:26 – Bu da Rabbini sayacak kimselere bir ibret oldu.
İbni Kesir 79:26 Şüphesiz ki bunda, korkan kimseler için ibret vardır.
Elmalılı-orijinal 79:27 Sizmi daha çetinsiniz yaratılışça yoksa Semamı? O «Allah» onu bina etti
Elmalılı 79:27 - Yaratılışça siz mi daha çetinsiniz, yoksa gök mü? Onu Allah bina etti.
DiyanetMeali 79:27-28 Sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki onu Allah bina edip yükseltmiş ve ona şekil vermiştir.
DiyanetVakfı 79:27 Sizi yaratmak mı daha güç, yoksa gökyüzünü yaratmak mı, ki onu Allah bina etti,
Ömer.N.Bilmen 79:27 Sizler mi yaradılış itibariyle daha çetinsiniz, yoksa gök mü ki, onu binâ etti?
SuatYıldırım 79:27 – Siz ey haşri inkâr edenler: Düşünün, sizi yeniden yaratmak mı zor, yoksa gök âlemini mi?İşte bakın: Allah onu nasıl da sağlam bina etti! [40,57; 36,81]
İbni Kesir 79:27 Sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü mü? Onu bina etmiştir.
Elmalılı-orijinal 79:28 Boyuna irtifa' verdi. Nizamına koydu
Elmalılı 79:28 - Tavanını yükseltti, onu bir düzene koydu.
DiyanetMeali 79:27-28 Sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki onu Allah bina edip yükseltmiş ve ona şekil vermiştir.
DiyanetVakfı 79:28 Onu yükseltti, düzene koydu ,
Ömer.N.Bilmen 79:28 Onun yükseklik miktarı yükseltti, sonra onu tesviye kıldı.
SuatYıldırım 79:28 – Allah onu direksiz yükseltti ve kusursuz işleyen bir sisteme bağladı.
İbni Kesir 79:28 Boynu yükseltmiş ve ona bir şekil vermiştir.
Elmalılı-orijinal 79:29 Gecesini kararttı, kuşluğunu çıkardı
Elmalılı 79:29 - Gecesini kararttı, kuşluğunu çıkardı.
DiyanetMeali 79:29 Gecesini karanlık yapmış, gündüzünü aydınlatmıştır.
DiyanetVakfı 79:29 Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı.
Ömer.N.Bilmen 79:29-31 Ve gecesini karanlık etti, gündüzünü de çıkardı (aydınlattı). Ve ondan sonra da yeri yaydı. Ondan suyunu ve otlağını çıkarıverdi.
SuatYıldırım 79:29 – Gecesini karanlık, gündüzünü parlak şekilde açığa çıkardı.
İbni Kesir 79:29 Gecesini karanlık yapmış, gündüzünü ortaya çıkarmıştır.
Elmalılı-orijinal 79:30 Ondan sonra da arzı döşedi
Elmalılı 79:30 - Bundan sonra da yeryüzünü döşedi.
DiyanetMeali 79:30 Ardından yeri düzenlemiştir.
DiyanetVakfı 79:30 Ondan sonra da yerküreyi döşedi,
Ömer.N.Bilmen 79:29-31 Ve gecesini karanlık etti, gündüzünü de çıkardı (aydınlattı). Ve ondan sonra da yeri yaydı. Ondan suyunu ve otlağını çıkarıverdi.
SuatYıldırım 79:30 – Sonra da yeri döşeyip yerleşmeye hazırladı.
İbni Kesir 79:30 Bundan sonra yeri döşemiştir.
Elmalılı-orijinal 79:31 Ondan suyunu ve mer'asını çıkardı
Elmalılı 79:31 - Ondan suyunu ve otlağını çıkardı.
DiyanetMeali 79:31 Suyunu ondan çıkarmış ve otlak yer meydana getirmiştir.
DiyanetVakfı 79:31 Yerden suyunu ve otlağını çıkardı,
Ömer.N.Bilmen 79:29-31 Ve gecesini karanlık etti, gündüzünü de çıkardı (aydınlattı). Ve ondan sonra da yeri yaydı. Ondan suyunu ve otlağını çıkarıverdi.
SuatYıldırım 79:31 – Oradan sularını, otlaklarını çıkardı.
İbni Kesir 79:31 Ondan suyunu ve otlağını çıkarmıştır.
Elmalılı-orijinal 79:32 Ve dağlarını oturttu
Elmalılı 79:32 - Dağlarını oturttu.
DiyanetMeali 79:32 Dağları yerleştirmiştir.
DiyanetVakfı 79:32 Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi.
Ömer.N.Bilmen 79:32 Dağları da tesbit etti.
SuatYıldırım 79:32 – Dağlarını oturttu.
İbni Kesir 79:32 Dağları dikmiştir.
Elmalılı-orijinal 79:33 Sizin ve davarlarınızın intifa'ı için
Elmalılı 79:33 - Sizin ve hayvanlarınızın geçimi için .
DiyanetMeali 79:33 Bunları sizin ve hayvanlarınızın geçinmesi için yapmıştır.
DiyanetVakfı 79:33 Kendiniz ve hayvanlarınız için bir faydalanma olmak üzere.
Ömer.N.Bilmen 79:33 Sizin için ve hayvanlarınız için bir menfaat olarak.
SuatYıldırım 79:33 – Bütün bunları sizin ve hayvanlarınızın hayat için yaptı.
İbni Kesir 79:33 Sizin ve hayvanlarınızın geçinmesi için.
Elmalılı-orijinal 79:34 Fakat geldiği vakıt o «tâmmei kübrâ»
Elmalılı 79:34 - Fakat o her şeyi bastıran büyük felaket geldiği vakit,
DiyanetMeali 79:34-35 Güç yetirilemeyen en büyük baskın geldiği zaman, o gün, insan ne uğurda çalıştığını anlar.
DiyanetVakfı 79:34 Her şeyi alt üst eden o büyük felâket geldiği vakit,
Ömer.N.Bilmen 79:34 Artık o vakit ki, pek büyük bir âfet zuhûra gelir.
SuatYıldırım 79:34 – Fakat her şeyi bastıran o felaket geldiği zaman,
İbni Kesir 79:34 Fakat o en büyük bela geldiği zaman;
Elmalılı-orijinal 79:35 O insanın neye koştuğunu anlıyacağı gün
Elmalılı 79:35 - O, insanın neyin peşinde koştuğunu anladığı gün,
DiyanetMeali 79:34-35 Güç yetirilemeyen en büyük baskın geldiği zaman, o gün, insan ne uğurda çalıştığını anlar.
DiyanetVakfı 79:35 İnsanın yapıp ettiklerini hatırlayacağı gün,
Ömer.N.Bilmen 79:35 İnsan neye koşup durmuş olduğunu o gün hatırlar.
SuatYıldırım 79:35 – İnsan neyin peşinde koştuğunu anlar ama, artık iş işten geçer.
İbni Kesir 79:35 O gün insan, neye çalıştığını anlar.
Elmalılı-orijinal 79:36 Ve Cahîm hortlatıldığı vakıt, görür kimseler için
Elmalılı 79:36 - Gören kimseler için cehennem hortlatıldığı vakit,
DiyanetMeali 79:36 Cehennem her bakanın göreceği şekilde gösterilir.
DiyanetVakfı 79:36 Ve görene cehennem açık bir şekilde gösterilmiştir.
Ömer.N.Bilmen 79:36 Cehennemde her gören kimseye açıklanmış bulunur.
SuatYıldırım 79:36 – Cehennem her görene, apaçık görünür.
İbni Kesir 79:36 Cehennem, bakan herkese apaçık gösterilir.
Elmalılı-orijinal 79:37 Artık herkim azgınlık etmiş,
Elmalılı 79:37 - Artık her kim azgınlık etmiş,
DiyanetMeali 79:37-39 İşte, azıp da dünya hayatını tercih edenin varacağı yer şüphesiz cehennemdir.
DiyanetVakfı 79:37 Artık kim azmışsa ,
Ömer.N.Bilmen 79:37-38 Artık kim taşkınlık etmiş ise. Ve dünya hayatını tercih eylemiş ise.
SuatYıldırım 79:37 – Artık kim azdıysa,
İbni Kesir 79:37 Artık kim haddini aşmışsa.
Elmalılı-orijinal 79:38 Dünya hayatı tercih eylemiş ise
Elmalılı 79:38 - Ve dünya hayatını tercih etmişse,
DiyanetMeali 79:37-39 İşte, azıp da dünya hayatını tercih edenin varacağı yer şüphesiz cehennemdir.
DiyanetVakfı 79:38 Ve dünya hayatını ahirete tercih etmişse,
Ömer.N.Bilmen 79:37-38 Artık kim taşkınlık etmiş ise. Ve dünya hayatını tercih eylemiş ise.
SuatYıldırım 79:38 – Âhireti unutup dünya zevkini tercih ettiyse,
İbni Kesir 79:38 Ve kim dünya hayatını tercih etmişse;
Elmalılı-orijinal 79:39 muhakkak Cahîmdir onun varacağı
Elmalılı 79:39 - Kuşkusuz onun varacağı yer cehennemdir.
DiyanetMeali 79:37-39 İşte, azıp da dünya hayatını tercih edenin varacağı yer şüphesiz cehennemdir.
DiyanetVakfı 79:39 Şüphesiz cehennem(onun için) tek barınaktır.
Ömer.N.Bilmen 79:39 Artık şüphe yok ki, cehennemdir, odur onun yurdu.
SuatYıldırım 79:39 – Onun varacağı yer, olsa olsa cehennemdir!
İbni Kesir 79:39 Şüphesiz ki onun varacağı yer; cehennemdir.
Elmalılı-orijinal 79:40 Herkim de rabbının makamından korkmuş ve nefsi hevadan nehy eylemiş ise
Elmalılı 79:40 - Kim de Rabbinin divanında durmaktan korkmuş, nefsini boş heveslerden menetmiş ise,
DiyanetMeali 79:40-41 Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kötülükten alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir.
DiyanetVakfı 79:40 Rabbinin makamından korkan ve nefsini kötü arzulardan uzaklaştırmış kimse için,
Ömer.N.Bilmen 79:40 Fakat kim ki, Rabbinin makamından korkmuş ve nefsini hevâdan nehyetmiş ise.
SuatYıldırım 79:40 – Ama kim Rabbinin divanında durmaktan korkarsa,ve nefsini heva ve hevese uymaktan dizginlerse,
İbni Kesir 79:40 Kim de Rabbının makamından korkup da nefsini heveslerden alıkoyduysa;
Elmalılı-orijinal 79:41 muhakak Cennettir onun varacağı
Elmalılı 79:41 - Kuşkusuz onun varacağı yer cennettir.
DiyanetMeali 79:40-41 Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kötülükten alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir.
DiyanetVakfı 79:41 Şüphesiz cennet(onun) yegâne barınağıdır.
Ömer.N.Bilmen 79:41 Artık cennette, o da (o kimse için) yurttur.
SuatYıldırım 79:41 – Onun varacağı yer de olsa olsa cennettir!
İbni Kesir 79:41 Şüphesiz ki onun varacağı yer, cennettir.
Elmalılı-orijinal 79:42 Sana o saattan soruyorlar: ne zaman demir atması?
Elmalılı 79:42 - Sana o kıyameti soruyorlar, ne zaman kopacak diye.
DiyanetMeali 79:42 Senden kıyametin ne zaman gelip çatacağını sorarlar.
DiyanetVakfı 79:42 Sana kıyameti sorarlar: Gelip çatması ne zamandır? (derler.)
Ömer.N.Bilmen 79:42-44 Sana Kıyametten sorarlar ki, onun vukû'u ne zamandır? Sen onu yâdetmek hususunda ne haldesin? Onun sonu Rabbine varır.
SuatYıldırım 79:42 – Sana kıyamet saatini sorarlar: “Demir atması ne zaman?” diye.
İbni Kesir 79:42 Sana kıyametin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar.
Elmalılı-orijinal 79:43 Nerde senden onu anlatması?
Elmalılı 79:43 - Sen nerde, onu anlatmak nerde?!
DiyanetMeali 79:43 Nerde senden onu anlatması?
DiyanetVakfı 79:43 Sen onu nereden bilip bildireceksin!
Ömer.N.Bilmen 79:42-44 Sana Kıyametten sorarlar ki, onun vukû'u ne zamandır? Sen onu yâdetmek hususunda ne haldesin? Onun sonu Rabbine varır.
SuatYıldırım 79:43 – Sen nerede, onun vaktini bildirmek nerede? [7,187]
İbni Kesir 79:43 Senin neyine onun zamanını bildirmek.
Elmalılı-orijinal 79:44 Rabbınadır onun müntehası
Elmalılı 79:44 - Onun son ilmi Rabbine aittir.
DiyanetMeali 79:44 Onun bilgisi Rabbine aittir.
DiyanetVakfı 79:44 Onun nihaî ilmi yalnız Rabbine aittir.
Ömer.N.Bilmen 79:42-44 Sana Kıyametten sorarlar ki, onun vukû'u ne zamandır? Sen onu yâdetmek hususunda ne haldesin? Onun sonu Rabbine varır.
SuatYıldırım 79:44 – Onun sonu Rabbine varır, kesin bilgisi O’na aittir.
İbni Kesir 79:44 En sonunda o, ancak Rabbına aittir.
Elmalılı-orijinal 79:45 Sen ancak bir münzirisin ondan haşyet duyacakların
Elmalılı 79:45 - Sen ancak ondan korkacak olanları uyarıcısın.
DiyanetMeali 79:45 Sen sadece kıyametten korkanı uyaransın.
DiyanetVakfı 79:45 Sen ancak ondan korkanları uyarırsın.
Ömer.N.Bilmen 79:45 Şüphe yok ki sen, ancak ondan korkan bir korkutucusun.
SuatYıldırım 79:45 – Sana düşen sadece: ondan korkanı uyarmaktır.
İbni Kesir 79:45 Sen, ancak O'ndan korkanı uyaransın.
Elmalılı-orijinal 79:46 Onu görecekleri gün onlar, sanki bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler
Elmalılı 79:46 - Onlar o kıyameti görecekleri gün sanki dünyada bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler.
DiyanetMeali 79:46 Kıyameti gördükleri gün dünyada ancak bir akşam yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış olduklarını sanırlar.*
DiyanetVakfı 79:46 Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.
Ömer.N.Bilmen 79:46 Onlar, o Kıyameti gördükleri gün sanki bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başka kalmamış gibi olurlar.
SuatYıldırım 79:46 – Onu gördükleri gün öyle gelir ki onlara:Yalnız bir akşam veya bir sabah faslı durdular dünyada.
İbni Kesir 79:46 Ve onlar onu gördükleri gün; sadece bir akşam veya bir kuşluk vakti kalmış gibi olurlar.