HOMEPREVIOUS NEXT
Okut

KUR'AN: YÂSIN SURE; Sure 36, Ayet 19


Ahmed Raza Khan: Mohammed Aqib Qadri:
They said, "Your evil omens are with you! What! You get annoyed for being advised? In fact you are a people who transgress the limits!"


Elmalılı-orijinal 36:19. Dediler: sizin şum kuşunuz beraberinizde, ya... nasıhat edilirseniz öyle mi? Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavmsınız

Elmalılı 36:19 - Peygamberler de şöyle cevap verdiler: "Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavimsiniz."

DiyanetMeali 36:19. Elçiler: "Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Bu uğursuzluk size öğüt verildiği için mi? Hayır; siz, aşırı giden bir milletsiniz" demişlerdi.

DiyanetVakfı 36:19. Elçiler şöyle cevap verdi: Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size nasihat ediliyorsa bu uğursuzluk mudur? Bilakis, siz aşırı giden bir milletsiniz.

Ömer.N.Bilmen 36:19 (Elçiler de) Dediler ki: «Sizin şeametiniz sizinle beraberdir. Siz öğüt verildiğiniz halde de mi öyle şeamette bulunuyorsunuz? Hayır. Siz müsrifler olan bir kavimsiniz.»

SuatYıldırım 36:19 – Resuller cevap verdiler:”Uğursuzluğunuz sizinle beraber, çünkü siz imânsızsınız, irşâd edildiniz diye mi böyle söylüyorsunuz?Haddi aşan toplumun tekisiniz siz!”

İbni Kesir 36:19 Dediler ki: Uğursuzluğunuz sizinledir. Size öğüt verildi diye mi? Hayır, siz; çok aşırı giden bir kavimsiniz.

Muhammed Esed 36:19 [Elçiler] şöyle cevap verdiler: “Kaderiniz, iyi de kötü de olsa, sizinle birlikte [olacak]tır! [Dipnot 13] [Hakikati] can kulağıyla dinlemeniz isteniyorsa [bu sizce kötü bir şey mi?] Hayır, fakat siz kendinize yazık etmiş bir toplumsunuz!” [Dipnot 14]

[Dipnot 13] 17:13 -“Her insanın kaderini (tâir) kendi boynuna doladık” -ve ilgili not 17.
[Dipnot 14] Müsrifûn (tekili müsrif) kelimesinin bu şekilde [“kendinize yazık etmiş ...”] çevrilmesi konusunda bkz. 10:12'nin son cümlesi ile ilgili not 21. [10:12 not 21: Karş. 6:131-132. Bizim “kendilerine gönderilen peygamberler” diye çevirdiğimiz ifade aslında “onların peygamberleri” şeklindedir. Günahkarların inanmaya yanaşmamaları, orijinal metinde, ve mâ kânû li-yu’minû (ve inanmadılar) ifadesiyle verilmektedir.]