Ahmed Raza Khan: Mohammed Aqib Qadri:
And had We willed, We could have quenched
their eyes so they would rush towards the path, unable to see a thing.
Elmalılı-orijinal 36:66. Hem dilersek gözlerini üzerinden silme kör ediverdik de yola dökülürlerdi, fakat nereden görecekler?
Elmalılı 36:66 - Hem dileseydik gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi. Fakat nereden görecekler?
DiyanetMeali 36:66. Dilesek, gözlerini kör ederdik de yol bulmağa çalışırlardı. Nasıl görebilirlerdi?
DiyanetVakfı 36:66. Dilesek onların gözlerini büsbütün kör ederdik. O zaman doğru yolu bulmaya koşuşurlar, ama nasıl göreceklerdi?
Ömer.N.Bilmen 36:66 Ve eğer dilese idik gözlerini büsbütün mahvederdik de yola koşar dururlardı. Artık nereden görebilecekler?
SuatYıldırım 36:66 – Eğer dileseydik gözlerini dümdüz, silme kör ederdik, o zaman yola dökülür, hidayete ulaşmak için yarışırlardı.Fakat o takdirde nasıl görebilirlerdi?
İbni Kesir 36:66 Biz isteseydik; onların gözlerini kör ederdik de yolda koşuşup kalırlardı. Ama nasıl göreceklerdi ki.
Muhammed Esed 36:66 EĞER [insanların doğru ile yanlışı ayırd edememelerini] dilemiş olsaydık, onları görüp anlama melekesinden yoksun bırakırdık [Dipnot 33] da [doğru] yoldan hep şaşarlardı: ama [öyle olsaydı] onlar [doğruyu] nasıl görebilirlerdi? [Dipnot 34]
[Dipnot 33] Lafzen, “onların gözlerini kör ederdik”: “onları manevî olarak kör yapardık” ve dolayısıyla, onları her türlü ahlakî sorumluluk duygusundan yoksun bırakırdık ve bu da insan hayatındaki bütün manevî değerlerin inkarına yol açardı anlamına gelen mecazî bir ifade. (Karş. 2:20 -“Şayet Allah dileseydi onların işitme ve görme yeteneklerini ellerinden alabilirdi”.)
[Dipnot 34] Bu örnekte -20:96'da olduğu gibi- besura fiili (lafzen, “o görür oldu” veya “gördü”), “[bir şeyi] zihnî olarak/aklen kavramak” anlamında kullanılmıştır. Taberî'nin rivayetine göre, İbni ‘Abbâs, ennâ yubsirûn ifadesinin “onlar gerçeği nasıl kavrayabilirler” anlamına geldiğini söylemiştir.