HOME PREVIOUS NEXT
Okut

KUR'AN: Duhân Suresi ; Sure 44, Ayet 18


Ahmed Raza Khan: Mohammed Aqib Qadri: 44:18
Who said, "Give the bondmen of Allah into my custody; I am indeed a trustworthy Noble Messenger for you."



Elmalılı-orijinal 44:18. Şöyle diye: Allahın kullarını bana teslim edin, çünkü ben size emîn bir Resulüm.

Elmalılı 44:18 - O peygamber onlara şöyle demişti: "Esaretiniz altındaki Allah'ın kullarını bana teslim edin. Çünkü ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.

DiyanetMeali 44:18. "Ey Allah'ın kulları! Bana gelin, doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim."

DiyanetVakfı 44:18. "Allah'ın kulları! Bana gelin! Çünkü ben size (gönderilmiş) güvenilir bir resûlüm"

Ömer.N.Bilmen 44:18 (onlara demişti ki) «Allah'ın kullarını bana teslim ediniz, Şüphe yok ki, ben sizin için emin bir peygamberim.»

SuatYıldırım 44:17-18 – Biz onlardan önce Firavun’un halkını da imtihan ettik, onlara da pek değerli bir resul gelip demişti ki: “Ey Allah’ın kulları, benim hakkımı verin, yani tebliğimi dinleyin; çünkü ben size gönderilen güvenilir bir elçiyim.

İbni Kesir 44:18 Allah'ın kullarını bana teslim edin. Doğrusu ben, size gönderilmiş emin bir peygamberim.

Muhammed Esed 44:18 “Bana teslim olun, ey Allah'ın kulları! [Dipnot 10] Ben size [gönderilen] bir elçiyim, güvene layık [bir elçi]!” demişti.
[Dipnot 10] Klasik müfessirlerin büyük çoğunluğu (mesela Taberî, Zemahşerî, Râzî, Beydâvî), bu ifadenin iki şekilde anlaşılabileceğine işaret ederler: Ya, “bana teslim olun, ey Allah'ın kulları (‘ibâd)” şeklinde, ki Mısırlılar'a (bütün insanlar “Allah'ın kulları” olduğu için) Hz.Musa'nın kendilerine tebliğ etmek üzere olduğu ilahî mesajı kabul etmeleri çağrısını kasdeder; yahut “Allah'ın kullarını bana teslim edin”, yani Mısır'da köle olarak tutulmuş olan İsrailoğulları'nı şeklinde. ‘İbâde kelimesinin telaffuzunun hem hitap/seslenme halini (münâdâ bih/vocative) hem de nesne/belirtme (mef‘ûl bih/accusative) halini kapsıyor olması, bu her iki yorumu da mümkün kılmaktadır.