Ahmed Raza Khan: Mohammed Aqib Qadri:
And when it is said to them, "Beware
of what is before you and what is behind you, in the hope of your gaining
mercy", they turn away!
Elmalılı-orijinal 36:45. Hal böyle iken onlara önünüzdekini ve arkanızdakini gözetip korunun ki rahmete şayan olasınız denildiği zaman
Elmalılı 36:45 - Durum böyle iken onlara: "Önünüzdekinden ve arkanızdakinden korkun ki size rahmet edilsin" denildiği zaman,
DiyanetMeali 36:45. Onlara: "Geçmişinizden ve geleceğinizden sakının, belki acınırsınız" dendiği zaman yüz çevirirler.
DiyanetVakfı 36:45. Onlara yapmakta olduğunuz ve yapıp arkada bıraktığınız işlerde Allah'tan korkun; umulur ki size merhamet olunur denildiğinde (aldırmazlar).
Ömer.N.Bilmen 36:45 Onlara belki merhamet olunursunuz, önlerinizde olandan ve arkanızda olandan sakınınız denildiği zaman (onlar yüz çevirirler).
SuatYıldırım 36:45 – Onlara ne zaman: “Hem geçmişte yaptıklarınıza, hem de istikbalde yapacaklarınıza dikkat edin!böylelikle merhamet edilmeye layık olun!” denilse, yüz çevirirler...
İbni Kesir 36:45 Onlara önünüzde ve arkanızda bulunanlardan sakının. Belki merhamet olunursunuz, denildiğinde.
Muhammed Esed 36:45 Onlara: “Gözlerinizin önünde olan ve sizden gizli tutulan [Dipnot 24] [her şeyin Allah'ın bilgisi dahilinde olduğu gerçeğini unutmadan] dikkat edin ki Allah'ın rahmetine nail olabilesiniz!” denildiğinde [çoğu duymazlıktan gelir;]
[Dipnot 24] Yukarıdaki ifadenin bu şekilde çevrilmesinin bir açıklaması için bkz. sure 2, not 247. [Sure 2 not 247: Lafzen, “elleri arasındakini ve arkalarındakini”. Müfessirler, bu ibareye çok çelişkili yorumlar getirmişlerdir. Böylece, mesela Mücâhid ve ‘Atâ’, “elleri arasındaki”nin “bu dünyada onların başına gelenler”i gösterirken “arkalarındaki”nin “öteki dünyada uğrayacakları akibetler” anlamına geldiğini söylemişlerdir. Diğer taraftan Dehhâk ve Kelbî, tam aksini iddia etmişler ve “elleri arasındaki”nin öteki dünyaya işaret ettiğini, “çünkü ona doğru gittiklerini”; “arkalarındaki”nin ise bu dünya anlamına geldiğini, “çünkü onu arkalarında bıraktıkları”nı söylemişlerdir (Râzî). Başka bir açıklama ise şöyledir: “onların önünde cereyan edeni ve onlardan sonra meydana gelecek olanı” (Zemahşerî). Ama bütün bu yorumlarda mâ beyne yedeyhi (“kişinin elleri arasında duran”) deyimsel ibaresinin gözden kaçırıldığı anlaşılmaktadır: yani aşikar olan, bilinen yahut kavranabilen. Aynı şekilde mâ halfehû da, kişinin bilgisi veya idraki dışında olan anlamına gelir. Yukarıdaki Kur’an ayetinin genel muhtevası Allah'ın sonsuz kudreti ve ilmi ile bağlantılı olduğundan benim tercih ettiğim çeviri en uygunu görünmektedir.] Bu örnekte insanın bilinçli olarak yaptıkları ile bilinçsiz veya yarı bilinçli eylemleri ifade edilmektedir.