Elmalılı 89:15 - Ama insan, her ne zaman Rabbi onu sınayıp da ikramda bulunur, nimet verirse, "Rabbim bana ikram etti." der.
Elmalılı 89:16 - Ama her ne zaman da sınayıp rızkını daraltırsa, o vakit de, "Rabbim beni zillete düşürdü." der.
Elmalılı 89:17 - Hayır hayır, doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz.
Elmalılı 89:18 - Birbirinizi yoksulu yedirmeye teşvik etmiyorsunuz.
Elmalılı 89:19 - Oysa mirası öyle bir yiyorsunuz ki, haram-helal gözetmeden.
Elmalılı 89:20 - Malı öyle bir seviyorsunuz ki, yığmacasına.
Elmalılı 89:21 - Hayır hayır, yer birbiri ardınca sarsılıp dümdüz olduğu zaman,
Elmalılı 89:22 - Rabbinin emri gelip melekler sıra sıra dizildiği zaman,
Elmalılı 89:23 - Ki cehennem de o gün getirilmiştir. İşte o gün insan anlar. Fakat bu anlamanın ona ne yararı var?
Elmalılı 89:24 - "Keşke hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim." der.
Elmalılı 89:25 - Artık o gün Allah'ın edeceği azabı kimse edemez.
Elmalılı 89:26 - Onun vuracağı bağı kimse vuramaz.
Elmalılı 89:27 - Ey, Rabbine, itaat edip huzura eren nefis!
Elmalılı 89:28 - Hem hoşnut edici, hem de hoşnut edilmiş olarak Rabbine dön.
Elmalılı 89:29 - Kullarımın arasına gir.
Elmalılı 89:30 - Cennetime gir.
Elmalılı 90:1 - Andolsun bu beldeye
Elmalılı 90:2 - Ki sen bu beldede oturmaktasın.
Elmalılı 90:3 - Ve and olsun baba ve çocuğuna.
Elmalılı 90:4 - Biz insanı gerçekten bir sıkıntı içinde yarattık.
Elmalılı 90:5 - İnsan, kendisine karşı kimse güç yetiremez mi sanıyor?
Elmalılı 90:6 - Ben, yığın yığın mal yok ettim diyor.
Elmalılı 90:7 - Kendisini bir gören olmadı mı sanıyor?